Çoğu kişi gibi ailem ve ben, genellikle yazın tatile çıkıyoruz. Son iki yıldır Ramazan bayramına denk geliyor gezilerimiz. Geçen bayramın son günü yola çıktık. Bu yıl sekizinci kez düzenlenen Land Rover Adventure Türkiye, 19 Temmuz'da başladı, 3 Ağustos'ta son buldu. Planladığımız gibi; Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ ve Bosna-Hersek'i, belirlediğimiz rota üzerinden, kasaba kasaba gezdik desem yeridir. Gölgede 39 derece sıcakta; 6 Defender, 35 kişi -bunların 7'si çocuk-, 5 ülkenin altını üstüne getirdik...


Bu gezide ilginç bir şey vardı. Şimdiye kadar hep, bu maceraya çocuğuyla katılanları haber yapmıştım. Ya da biz haber konusu olmuştuk; iki bebekle birlikte böyle zorlu bir yolculuk yaptık diye... Ama bu sefer bizim maceraya Ordu Ünye'den katılan Faruk ve Gönül Sözen çifti, beni şaşırttı. Daha önce geziye tek başına gelen Faruk, bu kez eşini de getirmişti, ama önemli bir karar vererek... 2.5 yaşındaki ikizlerini; babaanne ve dedeye bırakıp, bu geziye katılmışlardı. Gönül'e, "Neden?" diye sordum:


"Eşim de ben de ânı yaşamayı seven insanlarız. Küçük olsalar da çocuklar nedeniyle bu geziyi ertelemek istemedim. Daha önce de çocuklarımı yalnız bıraktım. Bu da onlardan biri. Gözüm arkada değil."


Biraz daha konuyu açsana deyince Gönül, anlatmaya başladı:


"İkizlerim doğunca çalışmayı bıraktım ve onlar doğduğundan bu yana bir odanın içinde onlarla birlikteyim. Biraz uzaklaşmak için arkamı döndüğümde, ikisi birden 'anne nerede?' diye ortalığı yıkıyorlar. Kendilerine güvenleri yerine gelsin ve biraz da ben nefes alayım diye, onları bırakarak bu geziye çıktım."



Faruk Sözen ve Gönül Sözen

İkiz olmasa da aralarında 18 ay olan iki çocuk annesi olarak, Gönül'ü çok iyi anlıyorum. Ama bu kadar küçükken çocuklardan uzaklaşmak, hiç aklıma gelmemişti açıkçası...


İkizlerin bakımını Gönül, bugüne kadar kendi annesiyle birlikte yürütmüş. "Bu sefer de babaanne ve dedeye bıraktık" dedi.


Birlikte gezdiğimiz 15 gün boyunca, Gönül ve Faruk'a bebeklerini sordum. Bir ara bulunduğumuz coğrafya nedeniyle iki gün, dünya ile bağlantımız kesikti; onları biraz kaygılı gördüğümü itiraf etmeliyim. Ama onun dışında hep yüzleri gülerek, "Çok iyiler, hiç canları sıkılmamış, evde her şey yolundaymış " dediler, çocukların havuz fotoğraflarını göstererek... "Yeme-içmelerinde, uyumalarında sıkıntı yokmuş. Anne, baba nerede, diye soruyorlarmış... Baba okulda, anne yemek yapıyor, deyince tekrar oyuna dalıyorlarmış." Anne ve baba burada hayatlarının macerasını yaşarken, çocuklar büyük ebeveynleriyle birlikte havuzdan denize, oyundan kutlamaya günlerini geçiriyor. Her şey yolunda. Harika!


Bu arada öğreniyorum ki; Gönül ve Faruk, bu 15 günlük uzaklığın, 15 günlük bir simulasyonunu/alıştırmasını da yapmışlar. Yani geziye çıkmadan 15 gün önce çocukları dedelerinin yanına yazlığa göndermişler, bakmışlar sıkıntı yok, gerçek 15 günü yaşamaya başlamışlar. 1 aylık bir uzak kalış aslında...


Geziden sonra Gönül'ü aradım; seni nasıl karşıladılar, diye... "Çok özlemişler, sürekli peşimdeler. Gerçi, bana yönelik ağlayıp sızlamaları, şımarıklıkları devam ediyor, bazen başa döndük gibi geliyor, ama ben yokken geliştiklerini gözlemek de beni mutlu ediyor. Özgüvenlerinin arttığını düşünüyorum, çünkü konuşmaları daha da düzelmiş, daha iyi yüzmeye başlamışlar. Tabii ki onları çok özledim. Daha önce hiç bu kadar ayrı kalmamıştık. Ama kafamı boşalttığımı ve rahatladığımı hissediyorum. Fırsatım olsa, yine bırakıp giderim."


Fakat sanırım gelecek yıl, maceraya hep birlikte katılacaklar. Çünkü Faruk, bir Defender almayı planlıyor. Önümüzdeki yaz 3.5 yaşında olacak Doğa ve Doruk'u, özellikle çocuklarım Defne ve Çınar, hepimiz sabırsızlıkla bekliyoruz.


***


Konsepti gereği; 15 gün boyunca, çoluk çocuk, Defender'larla alternatif yollardan ilerleyip doğada varolup yaşamayı hedefleyen Land Rover Adventure Türkiye'ye katılan tek baba Faruk değil. Hasan Ordu, Faruk gibi bu geziye daha önce de katıldı. İlkine yalnız gelmiş, geçen yıl 11 yaşındaki kızı Şilan ve eşi Şerife ile katılmıştı. Bu yıl üçüncü kez katılıyor ve 22 yaşındaki oğlu Baran'ı da dahil etti maceraya.





Hasan'ın eşi Şerife'ye, Gönül'ün ikizlerini bırakıp geziye katılmasını soruyorum. Şerife, bu konuda çok net: "Çok istiyorlarsa ve çocukları da bu tür bir geziye katılamayacak kadar küçükse ebeveynler, suçluluk duygusu hissetmeden geziye katılabilir" diyor ve şöyle devam ediyor:


"Çocuklar çok küçük olduklarından zaten bunu ileriki yaşlarında hatırlamayacaklar. Daha büyük yaştaki çocukların ise her zaman ailesiyle birlikte tatilden yanayım. Çünkü sevinçlerin paylaşılması gerektiğini düşünürüm. Keşke o da olsaydı demek istemem. Zaten daha da büyüdüklerinde aileyle tatil yapmak istemiyorlar. O yüzden birlikte geçirilecek zamanların artırılmasından yanayım."



Oğlum Çınar, 1.5 yaşından bu yana her yıl maceralı gezimize katılıyor

Zaten Ordu Ailesi, bu yıl maceraya oğulları Baran'ı da katarak, bu yöndeki çabalarını gösterdi. Hasan, 15 günlük süreci; tatil değil, iş olarak niteliyor:


"Yaptığımız bir uğraş, bir iş yani... Bu tatili ailemle birlikte geçireyim değil, bu işi ailemle birlikte yapayım, dedim. İlkinde çocukların yanımda olmasını, işin öğretisi için istemiştim. Bilmediğimiz bir doğada, birlikte çadır kurmak, portatif masa sandalyeler açıp yemek hazırlamak, sonra bunları toplamak, istiflemek... Arabanın yolda bozulması, sonra tamir edilince hep birlikte sevinmek... Yol boyu insanlarla selamlaşmak, yardımlaşmak... Ülkelerin doğasını, insanlarını görmeleri sağlamak... Doğada zor durumda kaldıklarında banyo-tuvalet de dahil tüm ihtiyaçlarını çözümlemek... Hepsini yaşamalarını istedim. Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim. Söylemek istediğim yaşıtlarından farklı bir şeyler yaşamlarını istedim; malum, gençlik PC gençliği... Her şey sanal, ama biz 15 gün gerçeği yaşadık."

***


İbrahim Güneş ise maceraya katılan bir başka baba; hem de 4 çocuğuyla birlikte. Defender aldıktan sonra son iki yıldır ma-aile maceraya katılan İbrahim, bu gezilerin ailesine çok şey kattığını düşünüyor. Bir anne olarak Gönül ve Faruk'un bebeklerini bırakıp geziye katılmaları hakkında ne düşündüğünü soruyorum, İbrahim'in eşi Hülya'ya: "Sanırım çok güvendikleri birileri olduğu için bırakabildiler. Ayrıca Gönül'ün biraz nefes almaya ihtiyacı vardı. Henüz kendi araçları olmadığı için de böyle bir karar vermiş olabilirler. Ama ben olsam bırakmazdım. Cesaret işi."



İstanbul Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde yıllardır ebeveyn eğitimi veren deneyimli eğitmen Aynur Durukan'a da sordum konuyu. Bu yaşta çocuklar, anne-babadan bu şekilde ayrı kalabilir mi?


"Gerek karı-koca, gerekse ebeveyn-çocuk ilişkisinde güven unsuru çok önemli. Kaç yaşında olursa olsun çocuklara yalan söylememek, durumu doğru ifade etmek ve verilen sözü yerine getirmek gerek. Örneğin, anne-babanın eve döneceği gün kesin olmalı. Bu arada annenin ayrılma konusunu çocuklar iyi algılamamış olabilir, dikkat etmek gerekir. Öte yandan yapılan araştırmalar, bir çocuğun 3 yaşından önce birçok şeyi henüz idrak edemediğini gösteriyor. O nedenle Gönül'ün tatil tercihi, çocuklarının gözünde bence sorun oluşturmuyor. Keşke her anne, kendine böyle küçük hediyeler verebilse ve sağlıklı yol alabilse."




Yazı ve fotoğraflar: Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir cocuklara yazık.. gezecekmıs zaten calısıyorsunuz birde gezmek ıcın cocukları bırakın.. nefsinize hakim olamıyorsanız sıkılıyorsanız cocuk yapmayın
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel bir konuya değinmissin Hayriye ablacim...Benimde takdir ettigim bir durumdu Gönülle Faruk'un yolculuğu...herkese örnek olmalı diye düşünüyorum...Sevgiler...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.