Nihan kimdir? Bugüne kadarki hayatını bize kısaca anlatır mısın?

1979 yılında İzmit’te doğdum. Üniversitede işletme okuduktan sonra Londra’ya gittim ve finans okudum. Akademik eğitim sonrası AB projelerinde çalıştım, proje deneyimi özel sektörde iyi bir kariyer yapmama imkan sağladı. Uzun yıllar tekstil sektöründe sevdiğim markalarda yöneticilik yapma şansım oldu. Bu arada 2009 yılında ciddi bir rahatsızlık geçirdim, hayatımın dönüm noktası odur diyebilirim. İnsanın değişebileceğini o zaman anladım, tedavi sonrası yeni bir başlangıç yaptım. Bana kazandırdığı en güzel şey; hayatımda beni üzen, sıkan herhangi bir konu veya kişiyi artık umursamayıp yoluma devam etmeyi öğretmesi oldu... Keyifli her şeyin tadını çıkarıp gerisini düşünmemeye çalışıyorum artık, oğlum Rüzgar dünyaya geldikten sonra kendi işimi kurma kararı almamın en büyük sebeplerinden biri de budur. Hayat kısa ve keyifli, Rüzgar’ın, ailemin tadını doya doya çıkarmalıyım diye düşünüyorum.

Uykucubebek fikri nasıl ortaya çıktı? Bebeğin uykucu mu değil mi?

Oğlum doğduğu gün itibariyle kendini sürekli kollarıyla uyandıran bir bebekti. Aslında gaz problemi yoktu ama uyku konusunda şanslı azınlıktan da değildik... Uykucubebek fikri de bu sebeple ortaya çıktı. Bir arkadaşımın hediyesi “ergo cocoon” sayesinde oğlum resmen bir uykucu bebeğe dönüştü. Doğum sonrası kesintisiz 8 saatlik ilk uykumuzu bu kundak sayesinde uyuduk. Tahmin edersin ki yeni bir anne için aralıksız 8 saatlik uyku tarif edilemez bir his, o sabah müthiş mutlu uyandım. Hemen araştırmaya başladım ve ürünün Türkiye’de bir distributörü olmadığını farkettim. Bu hissi Türkiye’deki tüm annelerin de benim gibi yaşaması gerektiğine inandığım için hemen ErgoPouch distributörlüğünü aldım ve uykucubebek böylece kuruldu. En büyük şanslarımdan biri de ErgoPouch marka kurucusunun benim gibi girişimci bir anne olması oldu. İşlerimiz yoğunlaştıkça daha tanıdık birbirimizi ve iyi de bir arkadaş kazandım.

Biliyorsun ben Uykusuz Anneler Kulübü kurucularındanım, sen uykucubebek annesi olarak biz uykusuz annelere neler önerirsin?

Öncelikle her bebek tabii ki farklı burası kesin. Ama kendi annelik deneyimimden yola çıkarak yenidoğan ihtiyaçlarının benzerlik gösterdiğini gözlemliyorum. Bebeklerinin uyku alışkanlıklarını oluşturmaya çalışırken sakin bir ortam kurulması çok önemli. Mümkünse rutin oluşturulmalı, her akşam aynı saatlerde bu rutin tekrarlanmalı, uyku öncesi bebeğe banyo yaptırılabilir, bir uyku arkadaşı, fonda tatlı bir uyku müziği, mutlaka karanlık bir oda, uyku öncesi beslenmesi, uykuya özel bir tulum, kundak vs. bebeğin uykuya geçişi için ona çok yardımcı olacaktır. İlk günlerde bebek bunlara beklenen yanıtı vermese de birkaç gün içerisinde mutlaka o huzurlu geçişe alışacak ve sevecektir bunu. Aslında sanılanın aksine bebekler de büyükler gibi alışkanlıkları seviyor ve onu arıyor. Anne karnındaki sakinliğe, güvene öyle alışmış ki dünyadaki ilk dönemde o günleri arıyor. Bu sebeple uykucubebek kurucusu olarak doğru kundaklamayı çok önemsiyorum. Anne karnı hissini yaşaması ve dünyaya yumuşak bir geçişle hazırlık yapması konusunda bebeğe yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Bebeğin henüz çok küçük... Hem bebek hem de yine bir bebek girişim bir arada nasıl yürüyor? En çok zorlandığın konular, zamanlar neler?

Oldukça zor ama bir o kadar da keyifli bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Bütün hepsini bir anda yürütüyor olma hissi bile insanı güçlendiriyor. Eşim her zaman en büyük desteğim. Özellikle diş çıkarma ve büyüme atakları çok zorlayıcı. Bazen kucağımdan hiç inmek istemeyen, sabah anne diye uyanıp akşam anne diye kapadığımız koala günlerimiz çok sık tekrarlanıyor. Bir yandan gün içerisinde Rüzgar’ın ihtiyaçlarına odaklanmak, yemek, uyku, oyunlar, parklar, gezintiler ve aynı anda sipariş takibini yapmak aynaya baktıgımda hoş bir manzarayla karşılaşmamı zorlaştırıyor tabii ki. Bazen toplantılara Rüzgar’la gidiyorum, küçük asistanım diye tanıtıyorum onu ki ürünleri şimdiden tanıyor. Her ne kadar “Bir günü kendime ayırsam da dinlensem şöyle bir” diye içimden sık sık geçirsem de ondan 2 saat ayrı kaldığım an bile çok özlediğim için şu an dip dibe çalışıyoruz. Annelik bu sanırım...

Bundan sonrası için hayallerin, hedeflerin neler? Seni ve uykucubebek'i nerelerde göreceğiz?

Hedefim uykucubebek anne-bebek ve hamile ihtiyaçlarını karşılayan bilinen ve sevilen bir marka olduğunu görmek. Bunun için de bu işi severek yapmak ve pazarı takip etmek gerekiyor. ErgoPouch distributörü olduktan sonra Goumi Kids markasıyla da anlaşmamızı tamamladık. Sırada yeni markalarımız var. Benim için önemli olan sevdiğim, kullandığım ve kullanacağım markaları Türkiye’ye getirmek, buna özellikle dikkat ediyorum. Günler geçtikçe farkediyorum ki doğru bir şey yapmışım. Çalışırken, uykucubebek için herhangi bir şey yaparken, bu bir fatura kesmek, bir bayi ile görüşmek ya da bir müşterimle telefonda görüşmek de olabilir... O anda işimi seviyorum hissini yaşamak beni daha da bağlıyor.

Girişimci olmak isteyen ama cesaret edemeyen, nerden, nasıl başlayacağını bilemeyen annelere önerilerin neler olur?

Hayallerin peşinden gitmek çok keyifli... Bunu arzulayan herkes bir yerden mutlaka başlamalı. Geçmişe dönüp keşke dememek bence çok ama çok önemli. Hayat kısa ama dünya çok güzel. İnsanın ufku çok geniş bunu değerlendirmek bence kişinin kendi kapasitesine olan bir borcu. Durmak için değil, değişmek,ilerlemek için geldik dünyaya yani şahsi görüşüm bu... Annelere önerim kendi ihtiyaçlarından ve gerçekten bildikleri bir alandan başlamaları, bu onların güçlü yanı olacaktır ve işini severek yapmak belki çok klişe ama bu işin anahtarı. uykucubebek için yaptığım her bir işte iyi ki bu işe başladım diyorum içimden, bu his motivasyonumu arttıran en önemli faktör.

Biliyorum ki sıkı bir spor bağımlısısın. Hayatında sporun yeri ve önemi nedir? İşe, bebeğine, eve ve spora nasıl vakit ayırabiliyorsun, sen süper kadın mısın nesin?

Tabii ki değilim. Süper kadın var mı onu da bilmiyorum. Aslında çok sıradan bir anneyim. Hep söylerim benim hayatımın merkezi eşim ve oğlum, dinamosu da spor diye. Uzun yıllardır spor yapıyorum, lise yıllarımda profesyonel olarak da yaptım ama şu an yaptığım bilinçle değildi maalesef. Hastalığım sonrası özellikle sağlıklı beslenmeye dikkat ettim hep. Spor hayatımda hep olmasını istediğim bir şey. Yapmadığım günler hafif bir suçluluk duygusu yaşayacak kadar çok seviyorum sporu ve etrafımdakileri hep spora teşvik etmeye çalışıyorum. İşleyen demir ışıldar bence, sanki spor yaptıkça hem aileme hem işime daha kaliteli vakit ayırıyorum hem de enerjim gitgide artıyor. Sabah herkes uyurken spora gidiyorum, biraz fedakarlık gerektiriyor evet ama vücut hep çalışmak isteyen muazzam bir makine. Bunu değerlendiriyorum diyebilirim. Bu röportaj öncesi de güzel bir koşu yaptım mesela...