Okulda başarı açısından motivasyon hiç abartısız önemlidir. Ancak motivasyon unsurlarının öğrenmeyi her zaman doğrudan etkilediği söylenemez.





Bir öğrencinin hayatındaki motive edici güçleri oluşturan amaç, eğilim, istek, güdü, dilek, ümit ve heveslerin tamamı aynı yönde işlemez. Dahası, öğrencilerin sınıf içindeki davranışlarına rehberlik eden motive edici güçlerin çoğu öğretmenin denetimi dışındadır. Örneğin, akranlarının onayını kazanma hevesi çocukların çoğunu derslerine çalışmaktan alıkoyar.





Okul yıllarında yoğun bir çaba gerektiren kazanımlara erişme, başarılı olma şansı, gençler ailelerinin sürekli desteğini ve teşvikini kazandığı sürece daha yüksektir.





Abraham Maslow’un hiyerarşik ihtiyaçlar sistemi, temel ihtiyaçların başka güdülerden önce geldiği ve çeşitli arzularla heveslerin ancak başka ihtiyaçlar tatmin edildiğinde ön plana çıktığı olgusunu aydınlatıyor. Maslow’a göre, bireylerin eylemleri temel psikolojik ihtiyaçlarını tatmin etmeye yöneliktir ve ancak bunlar tatmin edildiğinde başka ihtiyaçlar, örneğin sevmek, bağlanmak ya da kendine saygı ihtiyacı daha önemli hale gelir.





Teşvik edilmeye, özene bütün çocuklar çok fazla ihtiyaç duyar; Maslow’a göre çocukların bilme ve anlama ihtiyacı da ancak diğer bütün ihtiyaçları karşılandığında önplana geçer.





Bu yüzden başka ihtiyaçları tam anlamıyla karşılanan çocukların tüm dikkatlerini derslerine yöneltmeleri daha kolaydır: Enerjilerini bilme ve anlama ihtiyaçlarını gidermeye yöneltmekte özgürdürler. Ancak derslerdeki başarılarının çocukların diğer ihtiyaçlarını, örneğin kendine saygı hatta sevgi ve bağlanma gereksinimlerini tatmin etmeye yardımcı olacağı da aynı ölçüde doğrudur.





Tabloya bir bütün olarak bakıldığında çocukların övgüye ve cesaretlendirilmeye aç olduğu görülür. Ancak aşırı övgünün, özellikle de uygun olmadığı zamanlarda, olumsuz bir etkisi olacağı da doğrudur. Özellikle ödüller bile, uygun değillerse, olumlu değil olumsuz sonuçlar doğurur.


Dış ve iç motivasyon gibi bir ayrıma gidilmesi mümkündür. Öğrenme motivasyonları kısmen kendi meraklarına, ilgilerine ve ilerlemeye duydukları hevese bağlı olan çocuklar, diğerlerine nazaran daha bağımsız öğrencilerdir; sürekli cesaretlendirilmeye gereksinim duymadan kendi başlarına ilerleyebilecekleri donanıma da sahiptirler.





İç ve dış motivasyon arasında bir denge kurulması gerekir. Öğrenci genç ve henüz olgunlaşmamışsa, bilmediği, kendisi için yeni olan şeyleri henüz öğrenmeye başlamışsa, öğretmenlerin, anne ve babaların çocuğun iç motivasyonunun öğrenme güdüsünü sağlayacak kadar güçlü olmasını beklemeleri hiç de gerçekçi değildir. Yeni bir etkinliği öğrenmeye başladıkları bu aşamada, öğrencileri bol bol takdir etmek, cesaretlendirmek yerinde olacaktır. Belli bir yetkinlik düzeyine ulaşıldığı daha sonraki aşamalarda, öğrenmek için öğrenmenin daha bir ilgi çekici ve ödüllendirici olması mümkündür; bu aşamada dışarıdan motive edici güçlere ağırlık vermek yararlı olmayacaktır. Ancak o zaman bile, ilerleme kaydetmelerinden dolayı ödüllendirilmek çoğu öğrencinin hoşuna gider. Pek az insan takdirsiz ve ödülsüz yapabilir.





Sonuçta herkesin cesaretlendirilmeye gereksinimi vardır. Çok yaratıcı ve başarılı insanlar bile, sık sık takdir edilmeyi, maddi bazı ödüllere layık görülmeyi isterler; bunlardan yararlanırlar.



Central Hospital


Psikolog


Uzm. Psk. Aycan Bulut

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.