Başaramadığımız Kahvaltı:

Basit ve besleyici olması gereken kahvaltı, bir miniğin sabah rutininde mutlaka yer almalı. Yokluğunda düşen başarının yanında, yöneldiğimiz şeker, un, şekerli sıvıların hiperaktivite ve hırçınlığı beslediği de biliniyor.


Cengiz Han ordularınca talan edildiğine yemin edebileceğin salonun, mutfaktan gelen vanilyalı nefis kokuyla alakası var yani hamarat anne.


Peki, ideal bir kahvaltıda ne tüketilmeli? Tahıl, meyve, sebze ve süt ürünleri. Peynir, zeytin yemeyen çocuk hakkında da beklentiyi normal yerde tutmalı. Türk kahvaltısı güzel ve sağlıklı olmakla beraber çocukların damak tadına hitap etmiyor.


Bu uğurda saçını başını yolmuş annenin, bir rahatlaması; lop yumurta, omlet, krep, ev yapımı müsli gibi çeşitlemelerle çocuğa kahvaltıyı sevdirmeye çalışması gerekiyor. ‘Benimki son 18 saattir ağzına lokma koymadı’ grubundan bir çocuğunuz varsa, ekmek, labne- üzerine azıcık şokella üçlüsü mübah. Önemli olan çocuğun kahvaltıdan zevk almasını sağlamak.


Ve fakat… Bebeğin kahvaltısı ve onu takip eden ara öğünleri, öğlen acıkmasına izin verecek şekilde düzenlenmeli. Yumurta, ceviz, bisküviden mamul ve bizim asla yemeyeceğimiz, bununla beraber çocuğa neden teklif ettiğimizi anlamadığım o bulamacı yiyen çocuk, 2 saat sonra da meyve püresini yiyemez. Kahvaltı ve öğün atlama obezite risk faktörü tamam, ancak bir bebeğin öğlen acıkabilmesi için çok fazla yükleme almamış olması gerekir.


Yemeyen çocuğa arızaya bağlamadan yedirebilmek:Aslında sorun yemeği sadece bir kayın doyurma aktivitesi olarak görmekte yatıyor. Oysa yemek aynı zamanda mutluluğumuz ve huzurumuz için de gerekli. Ona bir tatmin yolu olarak hakkını verdiğimizde, çözülüyor sorun. Bizim için de, takıntılı hale geldiğimiz çocuğumuzun beslenme anlayışı için de.


Çocuğunuz yesin istiyorsanız, sofraya oturun ve eşinizle sohbet ederek yiyin yemeğinizi. Masadaki neşeyi kaçırdığını düşünen çocuğunuz, yemeğe katılacaktır.


Son söz: Çeviri yemek listeleri ile değil; ekonomik ve kültürel olarak ulaşabildiğin gıdalarla beslen. Beslenmen yeterli ve dengeli olsun. Az sevdiğini az, çok sevdiğini çok tüket. Sen yemekten keyif al ki, miniğin de alsın.


Haber: Müge Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.