1943 yılında Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupery New York'ta bir otel odasında kaleme aldığı ve kendi çizimleriyle süslediği Küçük Prens'i hediye etti tüm dünyaya. Görüntüde adı gibi küçücük, kendi gibi incecik bir kitaptı Küçük Prens. Hayali ressam olmakken büyükleri cesaretini kırınca pilot olmaya karar veren Saint-Exupery'nin, Büyük Sahra Çölü üzerinde uçarken geçirdiği kaza vasıtasıyla tanıştığı altın sarısı atkılı, altın sarısı saçlı, altın kalpli çocuğu; Küçük Prens'i anlatıyordu kitap. Bir başka deyişle Saint Exupery'nin içindeki çocukla barışmasını...





Büyükler anlamaz!



Asteroid B612'den gelen Küçük Prens, karşılaştıkları ilk anda bir koyun çizmesini istedi geçmişte büyüklerinin resim yapmasını engellediği Saint Exupery'den. O, Küçük Prens sayesinde ressam oldu, yeniden çokcuk oldu, kendini buldu. Kitabı yazdıktan 6 yıl sonra, Akdeniz'de keşif uçuşu yaparken kayboldu. Kendisinden bir daha hiçhaber alınamadı ama favori cümlesi “Büyükler bunu asla anlayamaz” olan Küçük Prens, onun bu dünyadaki temsilcisi ya da iç sesi olarak zamana ve mekana meydan okudu. “Aslolan göze görünmez. İnsan sadece kalbiyle baktığında gerçekleri görebilir” diyen Küçük Prens, değdiği her kalbin içindeki çocuğu kurtardı ya da korudu. O, büyümeye ve büyükler gibi değeri değil fiyatı olan şeylerin peşinden gitmeye zorlanan ama buna tüm kalbiyle karşı koyan tüm çocukların başucu kitabından öte, can dostu oldu...





18 yılı devirdik



Küçük Prens; kendi küçük, kalbi kocaman bir çocuktu. Kahramanlığı çocukluğundan geliyordu. Kendisiyle tanışan çocuklara, “Hayallerin büyürken kalbin hep bu saflıkta kalsın mesajını verirken”, büyükleri çocuklarıyla buluşturuyordu. O; koyunuyla, tilkisiyle, gülüyle, masumiyetin doruk noktasıydı. Ben, 18 yıl önce, Saint Joseph'te öğrenciyken tanıştım biricik Küçük Prens'imle. Ondan o kadar çok şey öğrendim ki... Evcilleştirdiğim herşeyden sorumlu olduğumu, gülüm için emek vermem gerektiğini, kalbimle baktığımda gökyüzündeki yıldızların bana gülümsediklerini görebileceğimi, içimdeki hayalperest kızdan yaşayacağım hayal kırıklıklarına rağmen vazgeçmemem gerektiğini. Sevgiyi, dostluğu, emeği, sadakati...




O, ne zaman hayata ve insanlara olan inancımı yitirsem; “Çölü güzel kılan, bir yerinde bir kuyu saklaması” diyerek kalbime değen sihirli değnekti. O, bana hayat felsefemi verdi. O, benim hayat öpücüğümdü, sırdaşımdı, yol arkadaşımdı. Sonduzluğumdu benim... Benim ve benim gibi büyümemeyi, büyüklerin sıradan dünyasının bir parçası olmayı reddetmeyi kalbine koymuş nicelerinin...





Kavuştuk



Birkaç hafta önce UNICEF Türkiye yararına düzenlenen “İstanbul'un Yıldızları” projesi kapsamında Zeynep Fadıllıoğlu'nun tasarladığı yıldızlıyla birlikte Nişantaşı'na yerleşti, Küçük Prens. Onu gördüğümde “İşte geldin” diye çığlıklar atarak ortalığı nasıl birbirine kattığımı anlatamam. Dakikalarca yüzünü, ayaklarını okşadım. Mutluluktan ağladım. Bu satırları yazarken yine ağlıyorum. Bu gazete sayfası; hep hayalini kurduğum bir kavuşmanın ilanı! Bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Küçük Prens'le henüz tanışmamış büyük-küçük herkesi, onun sihirli dünyasına davet ederken; sözü bizim ufaklığın hiç büyümyecek olan dünyalı dostlarına bırakıyorum...





Ali Poyrazoğlu- Zihnimde taşıdığım bir kitaptır



Küçük Prens'siz hayat olmaz! Sürekli zihnimde taşıdığım bir kitaptır. Açıp açıp yeniden okurum. Bütün öğrencilerime de okuturum. 30 yıl önce Türkiye'de ilk kez ben Türkçe'ye çevirip radyo oyunu olarak geniş kitlelerle buluşturmuştum Küçük Prens'i. Evimde bir Küçük Prens köşem var. o, kalbine dokunduğu herkese çocukluğunu hatırlatma fırsatı sundu. Küçük Prens, “Gülümden sorumluyum” der. Ben, bir gülün nasıl tutulması gerektiğini ondan öğrendim.





Sevinç Erbulak (Oyuncu) - 5'inci kutsal kitap!



Küçük Prens hayatımın bir parçası değil, hayatımın ta kendisi! 5'inci kutsal kitap benim için. Dönüp dönüp okunması gerekiyor. Kızım Kavin'e daha şimdiden 3-4 kez okudum. Şu anda felsefesini anlayamıyor ama Küçük Prens'i şimdiden çok seviyor.





Çiğdem Erken (Müzisyen) - Küçük Prens'ine şarkı yaptı



Küçük Prens benim için her zaman sınırsız, sorgusuz, insan egosundan arınmış sevgiyi ve bağ kurabilme çabasını temsil etmiştir. Aşkın, aşkı arama hali bir nevi. O, tanıdığım en hüzünlü karakter belki de. “Gezegende aşk biterse ne yaparız?” sorusunun öncüsü. Şarkımda, hep arayıp bir türlü ulaşamadığım kişiye birden Küçük Prens” siye seslenmek geçti içimden. Benim için özel bir şarkı oldu. Küçük Prens sevdalıları da şarkımıs sevdiler sanırım.





Kemal Kocatürk (Oyuncu-Yönetmen) – Kendimle yüzleşmemi sağladı



Küçük Prens, içindeki çocuğu yitirmemiş yetişkinlerin kitabıdır. Ben içimdeki çocuğun fazlasıyla örselendiğini hissettiğim bir dönemde bu kitabı oyunlaştırdım. Kendimle ve çevremle yüzleşebilmek için önemli bir anahtar oldu bu oyun. Kendime doğru bir yolculuğun sonucuydu. Oyunda Hale Soygazi ve Nihat İleri rol alıyordu.










Kamil Güler (Oyuncu) – B612 vitaminiyle besleniyorum



Ünlü oyuncu Kamil Güler, Küçük Prens'i hayatının merkezine yerleştirenlerden... Evinde özel bir Küçük Prens koleksiyonu olan Güler, 2004 yılında Beko Çocuk Tiyatrosu tarafından sahnelenen Küçük Prens adlı oyunda, önce işadamını sonra pilotu oynamış. Küçük Prens'le dostluğunun bu oyun sırasında başladığını söyleyen ünlü oyuncu, onun hayatındaki yerini şu sözlerle özetliyor: “Küçük Prens benim hem başucu kitabım hem de arkadaşım. Birkaç gün sayfalarını açmadığımda onu özlüyorum. Özellikle melankolik olduğum zamanlarda teselliyi onda buluyorum. Herkes B vitaminiyle besleniyor, ben Küçük Prens'in tüm dostların gibi B612 vitaminiyle besleniyorum. Ve biliyorum ki; büyükler bu durumu asla anlamayacaklar.”





Kenan Doğulu (Müzisyen) – Hayata kalbiyle bakanların kitabı



Küçük Prens benim okuduğum ilk kitaplardan biri. Kitaptaki “Kördür gözler insan sadece kalbiyle baktığında gerçekleri görebilir” cümlesi beni her zaman çok etkilemiştir. Küçük Prens gibi ben de hep kalbimle baktım hayata ve insanlara. Hep samimi oldum.











Takılarını sevenleriyle buluşturuyor



2 yıl önce, şimdi çok yakın arkadaşım olan Hande Bilten'in Cihangir'deki atölyesine girdik. Daha 1 saat önce, “Küçük Prens kolyesi istiyorum diye tutturan ben, Hande'nin tasarımlarını görünce sevinçten havalara uçtum. Sürekli genişleyen Küçük Prens koleksiyonunda kolyeler, anahtarlıklar ve broşlar yer alan Hande, koleksiyonun ortaya çıkış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Küçük Prens benim başucu kitabım. Hayatımdaki her şeyi onunla özdeşleştiriyorum. Bileğimde koyunun kutusunun dövmesi var. Hayatıma giren insanlara, “Sen benim kuzumsun, ben seni kutuma koydum” diyorum. Gümüşten bir şeyler üretmeye başladığım noktada kendim için Küçük Prens takıları tasarlamaya başladım. O dönemde bir sürü insanın Küçük Prens'i çok sevdiğini fark ettim ve yavaş yavaş daha fazla sayıda ürettim. Herkes büyük bir mutlulukla taktı ürünlerimi. Bu arada ben de Küçük Prens'e ilişkin değişik bir hayat hikayelerine şahitlik etme fırsatı yakaladım.




Ece Saruhan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.