Sporcunun son golü!

Geçtiğimiz dönemin ikinci yarısıydı ve üniversite yılımın ilk senesi... Üniversite ortamına yavaş yavaş ayak uydurmaya çalıştığım o dönemde sudan çıkmış balık gibiydim. Sık sık arkadaş ortamlarında maruz kaldığım sevgili muhabbetleri daha önceleri hiç flörtüm olmadığı için mi bilmiyorum ama o kadar anlamsız ve saçma geliyordu ki... Neyse ki zaman hızlı geçti ve ilk dönemi her açıdan sorunsuz bir şekilde atlattım fakat ikinci yarıda işler sarpa sardı resmen! Nasıl mı? Spor kulübünde başkanlık yapan çocuğun şu zamana kadar bende ilk defa erkek görmüş etkisi yaratmasıyla! Spor kulübü dediysem sporla ilgili olduğumdan değil tabii okul kulüplerinin tanıtımından dolayı biliyorum. İki hafta boyunca süren okul kulüplerinin tanıtımında uzaktan yakından ilgim olmayan spor kulübüne sırf çocukla iletişim kurabilmek için üye oldum ve derslerimden başını kaldırmayan biri için olağan dışı bir şeydi bu. Neyse ki aradan bir hafta geçtikten sonra kulüp toplantısı oldu ve sürekli ona bakıp beni fark etmesini sağlamaya çalıştım. Sonuç pozitif görünüyordu. O da durumu fark etmiş olacak ki bana yakın davranmaya başladı ve bir hafta içinde çay kahve içiyor durumuna geldik. Yalnız öyle bir havası vardı ki okulun tüm kızları resmen çocuğu kesip bitiriyorlardı. Onunda gayet hoşuna gittiği belliydi ama hiç pas vermiyordu ya da benim yanımda öyleydi. Beni her gördüğünde çapkın bir bakışla süzen, kahkahaların eşlik ettiği sohbetlerimiz ve adını henüz koyamadığım durumumuz bir süre sonra ona açılmam gerektiği izlenimi yarattı bende. Benden hoşlandığından emin olmaya başlamıştım çünkü. İki sevgili gibi takılıp ama sevgili olmayan bir çifttik biz. Bana sürekli çok güzel bir kızsın gibi güzel laflar ediyor fakat özel hayata dair hiç konuşmuyordu. Onu karşıma alıp ‘spor kulübüne senin için yazıldım şapşal’ demeyi planlarken, o gün her şey birden tepetaklak oldu. Okulun koridorunda el ele hoş bir kızla bana doğru yürüyordu ve daha ne olduğunu anlamadan pişkin bir ifadeyle beni sevgilisiyle tanıştırdı. O anki halimi tahmin edemezsiniz üzerimden kaynar sular boşaldı resmen. Sonra öğrendim ki okulun en çapkın çocuğuymuş bizim sporcu! Kızların ağzına bal çalıp daimi sevgiliyse takılıyormuş. Şimdi kendime mi üzüleyim o yanındaki kıza mı bilemedim. Sevgilisinin olanlardan habersiz olduğunu düşünerek ve arkadaş ortamımın verdiği gazla durumu sevgilisine anlattım. Sanırım biraz abartmış olmalıyım ki kız bayağı dişli çıktı ve bizim sporcuyu resmen okulun önünde eşekten düşmüş karpuza çevirdi! Ne havası kaldı ne karizması! Çevredeki kızların ilgisini çekemeyince okula da çok sık gelmez oldu. Anlayacağınız bizim sporcu son golünü bende atıp emekliye ayrıldı! Bu durum beni tatmin etmemiş olmalı ki kendimi toparlayamadım ve her erkeğe önyargıyla yaklaşmaya başladım. Şu an son sınıf öğrencisiyim ama hiçbir erkekle ilişkim olmadı ve yanıma da kimseyi yaklaştırmadım. Bu hep böyle mi devam edecek?


Yeşim Tijen'in cevabı:


“Sesinde ne var biliyor musun? Ev dağınıklığı var. İki de bir elini başına götürüp rüzgarda dağılan yanızlığını düzeltiyorsun.” *


Onu belki de hayallerinizdeki aşkı yaşatacak kahramanınız sandınız. Erkekler artık kızların hayalindeki kahraman, bir başka deyişle, o beklenen prens olmaktan vazgeçtiler uzunca zamandır. Tabii hepsi için bunu diyemeyiz, ama çoğu bu fikirde. Bu durum genç kızların fazlaca serbest bırakılmasından, seçici davranmamasından da kaynaklanıyor. Karakter prim yapmaz oldu günümüz gençliğinde. Bu tip aşk oyunları oynayan erkeklere hadleri bildirilmiyor kızlar tarafından. Birinin bıraktığını öbürü kapıyor. Arkadaşının sevgilisiymiş, kimin umurunda. Arkadaşlık başkasıyla da yapılır, ama o ilişki yaşanmalı, yeter ki aklında kalacağına o kişiyle bir şeyler yaşasın, kız müsaitse faydalansın arkadaşının sevgilisiymiş falan bu düşünceler rafa kalktı. Hatta raflar tozlanmaya bile başladı. Bu değerleri aileler mi vermiyor, bu gençler mi verileni almıyor? Bakalım nereye varacak bu ahlaki değişimin sonu?


Sizin gibi ne istediğini bilen genç kızların olması beni umutlandırıyor. Çevremde de var. Çünkü sizlerin ne istediğinizi, aradığınızı bilerek, haftalık ya da aylık aşk ilişkilerinden uzak durmanız sizlere eksiklik gibi gelip, biraz mahsunluk verse de inanın hiçbir kaybınız yok, onların kazancı olmadığı gibi. Nasıl sizin gibi kızlar varsa, karakterli, aklı başında, bu tip aşk oyunlarıyla vakit harcamayan, ne istediğini bilen erkeklerde var. Bu da beni sizler adına umutlandırıyor. Siz de umudunuzu kaybetmeyin. Biliyorum o genç sizin ruhunuzu, güveninizi yaraladı, ama herkesi aynı kefeye koyabilir rmiyiz? Erkekler kendisine gösterilen ilgiyi farkederler. O da farketmiş, bunun zevkini yaşamış sanırım. Siz bundan sonra korkmak yerine tedbirli olmayı tercih edeceksiniz. Her güzel bakışın, güzel sözün, ilgi, sevgi olduğunu düşünmeden, ölçüp biçerek, tartarak karşınızdakinin güvenilecek biri olduğundan emin olduktan sonra böyle bir ilişkiyi tabiki de yaşayacaksınız. Bugüne kadar olmadıysa da yarın olmayacağını söyleyebilir misiniz? Hiç bilemezsiniz aşk birdenbire hayatınıza girer. Hayat böyle insanlardan ibaret olsaydı çekilir miydi bu yaşam? İnsanların bir an önce toparlanıp gidesi gelirdi o meçhule. O nedenle hayatı az çok bilen biri olarak diyorum ki hayatın güzel sürprizleri vardır. Size de sürpriz yapacaktır, bekleyin, ama öncelikle bu olayı unutup kendinizi özgür bırakın, kasmayın daha fazla. Kötü bir tecrübe olmuşsa da unutabilirsiniz, artık bu yaşadığınız olayla farklılaştı düşünceleriniz, tedbirli olmayı öğrendiniz artık değil mi?


Kendinize güvenin sevgili okurum. Bundan hiç vazgeçmeyin. Bu duygunun kaybı size hiç adım attırmaz, sizi kısıtlar. Siz kısıtlanacak yaşta değilsiniz, önünüzde upuzun bir gelecek var. Bu gelecek günlerinde size getireceği güzellikler olduğunu unutmayın olur mu ? Hayatta bu tip karektersiz insanlar ara ara karşınıza kadınıyla erkeğiyle çıkacak ve siz onları hayatınızdan uzak tutmayı da öğreneceksiniz. Bu yaranızı da sarma zamanı gelmiş artık. Bırakın kurusun, izi bile kalmasın geriye. O hayalinizdeki gençle bir gün mutlaka karşılaşacağınızdan emin olun, kaybetmeyin umutlarınızı. Bizleri hayata bağlayan yegane şeyin umutlarımız olduğunun bilinciyle bakın hayata. Sımsıkı da sarılın o umutlarınıza. Sevgiler...


“Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelir, konar.”**


*Cemal Süreya'nın 8.10 vapuru şiirinden

**Çin atasözü.





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.