Aynaların mı gölgelerin mi yansıması?

‘Çocuk ailenin, ebeveynin aynasıdır, gördüğünü gösterir, aldığını yansıtır’ derler.

Bu süreci gözlemlemiş bir ebeveyn olarak bu sürecin bu özlü sözde bahsedildiği, kitaplarda anlatıldığı gibi olmadığını düşünüyorum. Onların büyümesine tanıklık ederken, sizlerin rehberliğindeki yansımaların değil ‘gölgelerin yansımalarından etkileniyorlar mı’ sorusunu sorarken buluyorsunuz kendinizi.


Kozalarından çıktıkça özgürlüklerine koşuyorlar hızla. Gördükleri, duydukları her kareyi birebir kaydediyorlar. Öyle ki; kişilik gelişimi tamamlanana kadar tanıştığı her karakter, izlediği bir görüntü, film, hayatına bir dokunuş da etkileyebiliyor onları. Kimisi kelebek etkisi yaratıyor, kısa anlık ve huzurlu. Kimisi ise sil baştan uğraş vereceğiniz hasarlar bırakıyor. İtirazım da tam da bu noktada başlıyor


Dolayısıyla; ‘çocuk ailenin aynasıdır’ sözünü biraz revize edip, yenilemek gerekir diyorum.


Bana göre; çocuk yalnızca ebeveyninin değil ‘gördüğünün, duyduğu, izlediği, dokunduğu' her anın yansıması oluyor bir süre sonra. Bu nedenledir ki, ‘çocuk yalnızca ailenin yansımasıdır’ sözünü güncellemek gerekiyor. Ayrıca bilgi akışının baş döndürücü bir şekilde değiştiği geliştiği bir dönemde. Direksiyon hakimiyetinin bizde olmadığı bir zaman makinesinde adeta ters düz olurken..


Üstelik de bu ifademin bilimsel karşılığı da var. Araştırmalar gösteriyor ki; çocuklar anne babalarının anlattıklarının dışına çıkabiliyor, okulda, çevresinde, eş dost akrabalar arasında duyduklarını, gördüklerini taklit edebiliyor. Ya da sanal dünyada izlediği, duyduğunu taklit edebiliyor.


Gördüklerini duyduklarını da taklit edebiliyorlar

‘Bunları konuşman, duyman, izlemen’ senin yaşına uygun değil’ sorunuza, ‘izlemedim ama arkadaşlarım sohbet ederken duydum. Çok da merak ettim ama sana verdiğim sözü hatırladım ve ilgilenmedim. Biliyor musun anne, bir arkadaşım saatlerce internette bu konuyu araştırmış, gece çok korkmuş uyuyamamış’ yanıtını verebiliyor. Ya da arkadaşının konuşma üslubunu taklit ettiğinin farkında mısın’ ya da bu film karakterinin şakaları yaşına uygun değil’ uyarıları yaparken bulabiliyorsunuz kendinizi.


Dolayısıyla bir süre sonra anlıyorsunuz ki, en doğrusu anlatmaya çalıştığınız çocuğunuzun aynası iken gölgelerin etki alanına da girmeye başlıyor. Ve yine araştırmalar gösteriyor ki; çocuk kişilik gelişimini tamamlayana kadar duyduğunu değil yalnızca gördüğünü taklit ediyor. Örneğin; evde şiddeti tanıklık eden bir çocuk şiddeti taklit ediyor yakınlarına şiddet uyguluyor. Elindeki çöpü yere atan bir ebeveynin çocuğu çevre kirliği konusunda duyarlı olmuyor. Ya da evin içinde saatlerce internet ortamında vakit geçiren bir ebeveynin çocuğunu “internette bu kadar vakit geçirmemelisin” diye uyarmasının etkili olmadığını gösteren, aksine çocuğun da bir internet bağımlısı olduğunu gösteren sayısız araştırmalar mevcut.


Buraya kadar sanırım hepimiz hemfikiriz. Ve panik yapmaya başladığınız süreç başlıyor bir süre sonra.


Ne yapacağız? Panik yapmadan sakin olup aynalarla, gölgeler arasındaki farkı çocuğa anlatacaksınız.


Ne demiştik, çocuklar yalnızca ebeveynin aynası olmayabiliyor. “Nasıl olur, inanamıyorum, evimizde bu şekilde bir söylem yok, TV ya da bu film, sanal oyun izlenmez…" ifadeleriyle kendinizi yargılamayın. Ne oldu, bizim özlü sözümüze? Çocuk demek ki yalnızca ailenin yansıması olmuyormuş. Ne yapmak lazım? Cevabı çok basit.


Bu süreci yaşayan anne ve babalardan duyduklarım, deneyimlerime yanıt aramak için küçük bir araştırma yaptım. Uzmanlar özetle şöyle diyor: "Ebeveynleri elbette onların aynası oluyor, olmalı da. Doğruyu, yanlışı öğrenmeli ailesinden. Ancak çocuk hayatın içine aktıkça, ters akan bir süreç de yaşanabiliyor. Çocuklar gördüklerini değil tanıklık ettiklerini taklit ediyorlar. Ancak bazen aile ortamında tanıklık etmediği bir davranış modelini ya da sanal dünyadaki bir karakteri taklit edebiliyor. Bu süreçte, ‘yakıştı mı bu cümle şimdi sana diye’ yargılamadan, uygun zamanda ‘bilmesi gereken doğrunun’ ne olduğunu hatırlamasını sağlayın ya da öğretin”

Onların karanlık olan gölgelerin değil, yaşam boyu rehber olan ışık saçan aynaların yansımaları olmaları dileğiyle…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir dizilerde olumsuz izler bırakan karekterler gibi yaşamak istemeleri giyinmeleri v.s. anne babalar olarak işimiz gerçekten çok zor endişe verici
    CEVAPLA
  • Misafir Dizilerdeki karakterlerı taklit ediyorlar.onlar gibi konuşuyor giyiniyorlar. Siz ne anlatırsanız anlatın o filmdeki karakteri taklit ediyor.sanki ait oldukları eve değil tv kutusuna ait bir parça gibi davranıyorlar
    CEVAPLA
  • Misafir umuyor ve diliyorum ki temelleri iyi atılırsa ailesi dışındaki unsurlardan negatif olarak etkilenme olasılıkları daha çok azalır.
    CEVAPLA
  • Misafir o kadar çok endişeliyim ki acaba çocuğum ona iyi gelmeyecek bir arkadaşından ya da aklıma gelmeyecek bir olaydan olumsuz olarak etkilenirse ne yapmalıyım. şu an 17 yaşında hala endişeliyim, onu özgür bırakmak gerektiğini biiyor olsam da arkadaşlarını tanımam istiyorum...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.