Tekme Tokat Cumhuriyeti

"..... Felaketi duyduktan sonra oluşturulan kriz masasına yardım etmek için müracat ettim, beni soğuk hava deposuna yolladılar. Orada benim gibi gönüllü ve Sağlık Bakanlığı'ndan resmi görevli insanlar vardı. Başlıca işimiz ölen işçilerin kayıtlarını tutmaktı. Ölen insanlar ambulanslarla buraya getiriliyor, arkadaşlarımız onları yerlere yatırıyor ve numaralandırıyoruz. Bu depo kavun saklamak için kullanıldığından her taraf kavun kokuyor. Bütün işçiler iş kıyafetleriyle getirildikleri için genelde üstlerinde kimlik olmuyor. Bir görevli göğüslerine numaralar koyup yüzleri görülecek şekilde fotoğraflarını çekiyor. Çekilen fotoğraflar geniş bir alana konulan süpervizyona yansıtılıyor. Yakınları hep deponun dışında bekleyip bu fotoğraflardan cenazesini tanıyıp alıyor. Günlerdir soğuk hava deposunun önündeki ağıtları dinliyoruz..." Açelya özel bir büroda çalışıyor ve olay olduktan bir gün sonra gönüllü olarak soğuk hava deposunda yardıma başlamış.



Peki Yusufçuk ne yapmış; kazada hayatını kaybetmiş bir insana tekmeyle saldırmış. Ardından yedi günlük iş göremez raporu almış. Neden; Tekme attığı sağ dizinde kızarıklık ve yumuşak doku şişliği tanısı konmuş. Dizi şişmiş, ağrımış...


Patronu da başka bir vatandaşa tokatı patlatmış ama tokatı yiyen Taner tam olarak ne olduğunu anlayamamış. Sayın Başbakanı aslında onu korumalarından korumak için uzanmış ama başaramamış. Tokatı koruma patlatmış...


Sonra kendini bilmez birkaç avukat işçilerin hakkını savunmaya gelmiş ama yaka paça göz altına alınmışlar.


Bir sabah babası evden işe giden çocuk aniden kendini kalabalık bir mezarlıkta bulmuş. Birisi ona mikrofonu uzatıp "baban sana nasıl seslenirdi?" gibi gerizekalı bir soru sormuş. Ne yapsın gözyaşı, dram dolu bir haber yakalamış, tabii ki kaçırmayacak. Minicik çocuğun ruhsal durumu düşünecek değil ya...


Tam iki yılda onsekiz defa denetlenen maden ocağı patlamış. Tam 301 kişi ölmüş ama tabii ki şaşırmadık, madencinin kaderinde var. Madende çalışıyorsan zaten ölümü en başından kabul ediyorsundur. Her şeyi Allah bilir. Bizde işçiysen zaten Allah'a emanetsin.


Ankara'da, Soma protestosu sırasında polisin attığı ses fişeği başına isabet eden 16 yaşındaki genç, hayati tehlikesinden dolayı hala yoğun bakımda. Bu çocuğun anası babası yok mu, bu yaştaki çocuğun orada ne işi var, protestoya gidenin fıtratında başına her hangi bir fişek yiyip hayati tehlike altına girmek, ölmekte var. Ses Fişeği: Gürültü çıkarıp korkutmak amaçlı havaya doğru atılması gereken fişek.


Bu kadar kin ve öfkeyle dolmuş, gerçek dünyayla irtibatını tamamen kaybetmiş bir insanın parmağında oynattığı bir ülkede yaşamak demek; tüm bunlar karşısında çıldırmak, ağlamak, mide hastası olmak, ölmek, sakat kalmak, her gün başka başka yalanlar karşısında ne yapacağını bilememek, yalakalık ve dalkavukluğun, bendensen sana hiçbir şey olmazcığın karşısında içinin paramparça olması demektir.


Her zaman olduğu gibi işimiz Allah'a kalacak, o bizim sonumuzu hayr eylesin.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.