Gülse sayesinde burnumla barıştım!

Gazetecilikten para kazandığım ilk yıl kendimi Kadıköy’de bir plastik cerrahın muayenehanesine attığımda tek amacım kemerimden kurtulmaktı. Asker kökenli plastik cerrah önce sağ profilden, sonra sol profilden uzun uzun inceleyip bana “hokka gibi bir burun” yapabileceğini söyledi. “Hokka gibi burun” sözleri benim başımı döndürmeye yetmişti. Arkasından söylediği kemiği kırma, törpüleme, ucunu küçültme, göz etrafında morluk, baş ağrısı, nefes alamama sözlerini duymadım bile… Benim güzelliğimin önündeki en büyük engelden yani beni kemerimden kurtarsın da kırıyor mu, yıkıyor mu, törpülüyor mu umurumda değildi… Ama benim kemerden kurtulma planlarım Asil Nadir’in iflasına takıldı. Annemden aldığım harçlıkla gazeteye gidip gelmeye başlayınca hokka gibi bir buruna kavuşma hayalim o dönem suya düştü. Birkaç yıl sonra Milliyet’te çalışıp yeniden düzenli maaş almaya başlayınca, etrafımda düğme burunlu kadınları gördükçe kemerden kurtulma isteğim depreşti. Ancak bu sefer de burun ameliyatı sonrasında kavuşacağım yeni görünümüm nedeniyle mutsuz olma kaygısı duymaya başladım. Yıllarca bu kaygının pençesinden kurtulamadım. Ama kemerimle birlikte mutlu bir hayat da yaşayamadım. Ta ki Gülse Birsel’in kendi burnuyla bu kadar rahat dalga geçmesine kadar… Gülse’nin neredeyse her bölüm altını çizdiği “burnu kadraja sığmayan kadın” cümlesi çok hoşuma gitti. Hatta beni ne kadar iyi anlattığını fark ettim. Oysa ben burnumun kemeri görünmesin, dikkat çekmesin diye yüzümün başka taraflarına dikkat çekerdim. İki yıl önce HaberTürk TV’de Hülya Avşar’ın programına davet edildiğimde ilk aklıma gelen “Bu kadar düzgün burnu olan bir kadının karşısında bu burunla nasıl görüneceğim?” olmuştu. Sağ olsun kameraman yandan değil de karşıdan çekim yaptı da aradaki burun farkı çok göze batmadı. Benzeri program çekimlerinde makyözlere “Burnumdaki kemeri küçültür müsünüz?” ricalarımı hatırladım, kendimden utandım… “Kemerli kadın zeki kadındır, kemerli burun karakteristik özelliktir, kemerli burun Osmanlı padişahlarının burnudur.” sözlerine ikna olamamış biri olarak Yalan Dünya’nın her bölümünde kemerimle yüzleştim. Kendime “Gülse onca şöhrete, dizilere rağmen burun estetiğine direndiyse bana n’oluyor?” sözleriyle gaz verdim. Anlayacağımız Gülse sayesinde kemerimle barıştım. Erkekler hokka burun mu seviyor? Televizyoncular hokka burunlu kadınlara mı program yaptırıyorlar? Umurumda değil. Gitsinler hokka burunluları sevmeye, onlara program yaptırmaya devam etsinler… Dünya doğal olan güzelliği keşfederken ben de kemerimle yaşadığım seviyeli birlikteliğin keyfini süreceğim. Oh be… 43 yıldır “Ha bugün, ha yarın…” diyerek yok etmeye çalıştığım kemerimden kurtulma planlarımı bir daha gündeme getirmemek üzere rafa kaldım. Burnu büyük kadınlara duyurulur…

Bu arada aranıza yeni geldim! İyi ki geldim…

Sizinle hayata burnu büyükler tarafından bakmayı konuşacağım…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.