“Hayatta sahip olabileceğiniz en kötü şey...”

Herşey dozunda güzeldir derler ya çok doğru.. Örneğin, her insanda ego vardır ve egosu olmayan insan da yoktur. Ama bazı insanların egosu fazla gelişmiş ve artık kişiliklerindeki her şeyin önüne geçmiş olabilir. Yani anlayacağınız, olması gereken dozundan fazladır. İşte, bana sorarsanız bir insanın sahip olabileceği en kötü şey de gereğinden fazla yani aşırı gelişmiş egodur.


Freud'un sözüyle ego; şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. Şövalyenin kendinden emin ama riskleri görebilecek kadar da gerçekçi olması ve her durumda ne yapacağını bilmesi gerekir. Ama, eğer şövalye, kendinden gereğinden fazla emin olursa ve planlamadığı bir durum ile karşılaşırsa düşmesi an meselesi olur. Oysa şövalye öyle bir yanılgı içindedir ki, o sanki hiç düşemez, beklemediği bir durum ile asla karşılaşamaz..


İşyerinde aşırı gelişmiş ego sorunu sık yaşanan bir durumdur. Özellikle, belirli okullarda okumuş ve belirli statülere gelmiş, ama o statülerin sadece işlerini daha iyi yapabilmeleri için olduğunu unutmuş kişilerde sıkça görürüz. Hadi bunu bir derece anladım da, bu arada anlamam onayladığım anlamına asla gelmesin, bazen hiç bir şeyden haberi olmayan okuldan yeni mezun olmuş hatta daha mezun bile olmamış kişilerde de bu olabiliyor ya bunu gerçekten anlamakta dahi epey zorlanıyorum.


Y kuşağını çok seven biri olduğumu ve onların iş hayatına girmelerini sabırsızlıkla bekleyenlerin önünde geldiğimi açıkça söyleyebilirim. Ama öyle büyük bir risk ile de karşı karşıyalar ki, her Y kuşağının bu konuda gerçekten çok dikkatli olması gerekiyor. O da, gereğinden fazla gelişmiş bir ego.. Bildiğiniz gibi Y kuşağı kendine son derece güvenen ve bildiğini her platformda rahatlıkla dile getirebilen harika bir özelliğe sahip. Ama bu özellik aynı zamanda çok da tehlikeli, çünkü çok dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Daha iş hayatı ile ilgili neredeyse hiç bir şey bilmeyip, boyundan büyük laflar etmek ve aksiyonlar almak hiç de öyle sanıldığı gibi özgüven göstergesi olarak algılanmıyor ve doğal olarak da hiç bir işveren tarafından olumlu karşılanmıyor.


Kişisel gelişim düzeyinin deneyimden daha önemli olduğuna her zaman inanmışımdır. Kişi çok deneyimli olabilir ama bu deneyimlerden kendine bir şeyler alamadıysa aslında o deneyimler pek de bir işe yaramamıştır. Ya da, tam tersi, deneyim düzeyi az olan biri, gerek gözlem yeteneği, gerek kişilik yapısı, gerekse az da olsa edindiği deneyimlerden kendine aldıkları ile senelerini o işe adamış deneyimli birine taş çıkartabilir. Ve bundan yola çıkarak, herkesin herkesten geribildirim alabiliyor olması ve herkesin de herkese geribildirim verebiliyor olması son derece doğaldır. İşte tam da bu noktada, aşırı gelişmiş ego konusu devreye girer, eğer varsa tabii.. Olması gereken düzeyde bir egoya sahip kişi bunu saygı çerçevesinde, doğru iletişim yöntemlerini kullanarak, karşısındakini rencide etmeyecek ve aklının bir köşesinde söylediklerinde, az da olsa yanılma payı olabileceğini düşünerek yapar. Ama aşırı gelişmiş ego, her ne kadar gelişmiş gibi görünmesine rağmen içi boş olduğundan, gülünç duruma düşecek kadar bilinçsizce laflar edebilir. Çünkü içinde bir gram bile olsa söylediklerinde hata olabileceği hissi yoktur.


Hangi yaşta, hangi bilgi düzeyinde ya da hangi statüde olursan ol, önce iyi bir insan olmayı ve her durumda mütevazi kalabilmeyi başarman gerekir. Mütevazilik asla kendini yeterince ortaya atmama, bildiklerini dile getirmeme ya da çekingen davranmak değildir. Tam tersi mütevazi kişi bilge kişidir. Maalesef, bu bilgelik de, aşırı gelişmiş bir ego ile yan yana barınamaz. Çünkü, o aşırı gelişmiş egon, sana her fırsatta senin dışındaki insanların beş para etmediğini söyleyip duracaktır.


İş hayatında başarılı olmanın yollarını her yerde deli gibi arayıp; bunun için sayısız okullardan mezun olup, cilt cilt kitaplar okuyup, her başarılı bulduğumuz kişiye soruyoruz da, neden yanı başımızda duran ve hayatta sahip olabileceğimiz en kötü şey olan aşırı gelişmiş egomuzu bir kenara atmakla işe başlamıyoruz acaba.?!


***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


işimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@işimlemutluyum.com










Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.