“Benden bir tane daha yok...”

İnsan olarak doğamızdan ve bir arada yaşamamızdan ötürü bazı benzer noktalarımız olsa da farklı genler, mizaçlar, kültürel alışkanlıklar, davranışlar, çevre vs. sebebiyle birbirimizden epeyce farklılaştığımızı söyleyebiliriz. Yani, benden bir tane daha yok, sizden de... Hatta tek yumurta ikiziniz olsa bile.. Çünkü herkes tek ve biricik..


“6 yıla yakındır Türk özel sektrünün çatı kuruluşlarından birinde Dış İlişkiler Uzmanı olarak çalışıyorum. Mezun olduktan sonra direkt olarak burada işe başladım. Yurtdışı seyahatler, organizasyonlar, toplantılar, resepsiyonlar vs. aslında birçok kişinin belki de imreneceği bir işteyim. Fena sayılmayacak da bir ortalama kazancım var. Hatta çoğu icin belki de arzu edilen düzeyde. Mutlu olmayacak bir durum yok gibi geliyor kulağa... Ama beni mutlu etmeyen çalışma arkadaşlarım. Kendimi onlardan farklı görüyorum... Her açıdan; zeka, görünüş, disiplin, vs. Bu konuda nasıl bir tavsiyeniz olur?” Rumuz: KN

Herkes farklı ve biricik de, tüm bu farklılıklara rağmen ya da tam da bu sebepten, bizim gibi olmayan yani aslında bizim dışımızdaki diğer tüm insanları değerlendirirken kendi çerçevemizden değerlendirmek neden? Madem ki, eşimiz benzerimiz yok, o zaman tam anlamıyla bizim gibi düşünen kimse de yok. İyi anlaştığımız ve yakın çevremizde bulunan kişiler bizimle çoğu zaman benzer düşünce ve davranış içindeler, doğru. Ama hiçbir zaman aynı olmuyor, ne düşüncelerimiz ne de davranışlarımız... Peki, biz onları yargılarken, severken, yererken, yakınımızda tutarken ya da uzaklaştırırken neden kendimizmiş gibi değerlendiriyoruz ki?! Ya da bizim gibi olmamalarından, düşünmemelerinden, davranmamalarından neden şikayet ediyoruz ki?!


Şimdi böyle okuyunca ve düşününce garip geliyor olabilir. Ama bunu yapmamız son derece doğal, yani doğamızdan. Çocukların belirli bir yaşa kadar herşeyi kendilerine ait zannettiklerini ve çevrelerindeki her şeyi kendisinin bir uzantısı olarak gördüğünü biliyor muydunuz? Zamanla, sosyalleşme dediğimiz olayla bu giderek zayıflar. Ama bana sorarsanız asla tamamen geçmez. İşte biz yetişkinler de, bu nedenle, her ne kadar olayları mantık süzgecinden geçirmeyi, empati kurmayı ve başkalarını anlamayı kendimizde az veya çok geliştirmiş olsak da, tam olarak bizim gibi olmayan insanları anlamakta ve kabul etmekte zorlanırız.



Bu saatten sonra Robinson gibi bir adada tek başına yaşamayı tercih etmeyeceğimize göre ve durum bu kadar netken, yani farklılıklar ve bu farklılıklarla yaşamamız kaçınılmazken ne yapacağız?


Benim hayatta kendime felsefe edindiğim bir kural vardır: “Fark et, kabul et ve devam et..” Kendiniz için de başkaları için de bu kuralı uygularsanız inanın hayat daha kolay oluyor. İlk aşama, yani “fark et” aşaması, çok önemli. İşe, kendimizin ve çevremizdeki diğer tüm insanların, onları diğerlerinden ayıran özelliklerini fark etmekle başlamamız gerekiyor. Bu çok da kolay bir aşama değil açıkçası, özellikle de kendimizle ilgili olan tarafı. İnsanın kendine mümkün olduğunca samimi bir şekilde ayna tutması sanılandan epey zor. Tabii, çevresindekileri doğru bir şekilde değerlendirmesi de.. Bunu yaparken en kritik nokta, doğamızdan kaynaklanan, o kendi çerçevemizden değerlendirme konusunu mümkün olduğunca engellemek. Önemli olan; herkesin, biricik, değerli ve düzende bir yeri olduğunu fark edebilmek.. Sonrasında ise, değiştiremeyeceğin şeyleri “kabul et” aşaması geliyor. Bu aşamayı boyun eğmekle karıştırmamak lazım. Kabul etmek; yargılamak ve değiştirmek için boşa enerji harcamamak anlamına geliyor. En son ise, “devam et” aşaması geliyor, ki bu benim en sevdiğim aşama. Yerinde saymamak, dönüp dolaşıp aynı konular etrafında vakit kaybetmemek..


Kabul ediyorum; bazen farklılıklarla yaşamak zor olabiliyor. Herkes gibi ben de bazen keşke benden bir tane daha olsa; beni anlasa, benim gibi düşünse ve davransa diyorum ama sonra hemen vazgeçiyorum.. Çünkü şöyle bir etrafıma bakıyorum da örneğin doğadaki farklılıklara; farklı renklere, farklı dokulara, farklı şekillere.. Hayat aslında farklılıklarla güzel.. Önemli olan bunları görebilmek ve hayatın bunlarla değerli olduğunu fark edip, kabul edip, devam etmek..



***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


işimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@işimlemutluyum.com


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.