''Söylenmeyi keser misin artık?!''

Arada sırada yada belki de sık sık, içinizdeki sesin bitmek bilmeyen bir şekilde söylendiği olur mu? Söylenmeyi keser misin artık deseniz de susmaz ve devam eder.. Öyle güçlü çıkar ki, yeter artık kapa çeneni der ve ancak susturursunuz, o da bazen..


O ses neden gür çıkar düşündüğünüz mü hiç? En kolayı söylenmektir de ondan. Başımıza gelenlerin veya içinde bulunduğumuz durumun faydasını bulmaya çalışmaktan çok daha zahmetsizdir, öylece söylenip durmak..


İş hayatından örnek vermek gerekirse, en çok yöneticimiz ile ilgili söylenip dururuz, mesela. İnisiyatif sahibi olan güçlü bir yönetici olsa bir dert, insiyatifi bize bırakan mülayim bir yönetici olsa daha büyük dert... Delege eden son derece demokratik bir yönetici ise bir dert, tam tersi hiç delegasyon yapmayan otoriter bir yönetici ise daha büyük bir dert.. Aynı şekilde, işimiz ile ilgili de söylenir dururuz. İş çok olsa bir dert.. Az olsa daha da büyük dert… Bizi zorlasa bir dert.. Zorlamasa bir dert..


Ne olursa olsun genellikle söylenecek bir taraf buluruz.. Bazen söylenmekte haklıyızdır tabii ki de. Ama asıl önemli olan ve bilmemiz gereken söylenmenin bir faydasının olmadığıdır. Oysa, hayatta başımıza gelen ve yaşadığımız her şeyin, biz yaşamaktan memnun olalım veya olmayalım, bir anlamı vardır. Hatta daha ileri gideyim, sadece anlamı yoktur, mutlaka bir faydası da vardır. Yeter ki biz o faydayı görebilelim... Bu kural hayatın tamamında işlediğinden, iş hayatında da aynen geçerlidir. İş hayatında karşımıza çıkan her durum ya biz aynen devam edelim diye, ya nasıl olmamamız veya yapmamamız gerektiğine kanaat getirelim diye, ya da sadece baş etmeyi öğrenelim ve güçlenelim diye çıkar.


Ben hayatın içinde tüm yaşananları rüzgara benzetirim... Bazen öyle bir eser ki, bir de bakmışsınız fırtınaya dönüşmüş.. Bazen ise sadece tatlı bir meltemdir... Kimi zaman bizi üşütür, kimi zaman da bir oh çektirip, ferahlatır.. Nereden çıktı bu rüzgar demenin hiç bir faydası yoktur. Rüzgara karşı yol almaya çalışmanın da.. O eser ve bize de onu arkamıza almak düşer.. Fırtına iken bizi bir an önce sakin limanlara atsın, hafif ve güzel bir meltemken de okyanusumuzda yol almamıza yardım etsin diye..


Şimdi sizden söylenip durduğunuz bir konuyu düşünmenizi istiyorum.. .Sonrasında, rüzgarı arkanıza alıp ilerleyip ilerlememek ise tamamen size kalmış...


***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


isimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@isimlemutluyum.com

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.