Tanrı ile sohbet!

Yeni yıl yaklaştı, geldi, geliyor derken geçti bile…


Yaklaşık iki aydır hayatımızı meşgul eden, hayallerimizi yeniden canlandıran tatlı bir heyecan sürecini atlatmış bulunuyoruz; hepimize hayırlı ve uğurlu gelsin 2013...


Bende herkes gibi 2013 için hedeflediğim “yapılacaklar listemi” hazırlamış bulunuyorum…

Kendimi törpülemeyi, geliştirmeyi, daha çok sevmeyi, zayıf yanlarımı güçlendirmeyi ve teslimiyeti planladığım listemde neler var neler…


Listemdeki her kalem ruhani boyutta değil tabii ki; arada daha az kahve daha çok yeşil çay, pilates üstü kardiodan cayma, sağlıklı beslenmeye ağırlık ver, çikolataya ölüüüm, daha çok konser… gibi uygulamayı planladığım klasik maddelerde mevcut.


Listeye bu sene katılanlardan biri de en sevdiğim alışverişlerden biri olan kitap alma tutkumla alakalı…


2013 de artık, alıp da okumadığım kitapları bitirinceye kadar yeni kitap almak yok!


Durum fena yani…


Birkaç gün önce, seneler önce alıp bir türlü başlayamadığım kitabı aldım elime…


Neale Donald Walsch’dan “Tanrı ile Sohbet!” Muhtemelen birçoğunuz okudu bu kitabı…


Zamanında bayağı konuşulmuştu.


Sevgi ve ilişkiler ile ilgili bölümündeyim şu an; altını çize çize ilerlediğim, kendimi sorguladığım, kendi hatalarımı yüzüme vuran bölümlerini paylaşıyorum;


  • Çoğu insan ilişkilere ne verebileceğini düşünmek yerine, ne alabileceğini düşünerek giriyor. Hep beklenti, hep beklenti… Beklentiler ilişkiyi öldürüyor.

  • İlişkinin amacı, hangi parçanızın kendisini göstermesinden haz duyacağınıza karar vermektir, başka birinin bir parçasına esir olmak ve tutmak değil.

  • Özel biri hayatınıza girdiğinde artık kendinizi tamamlanmış hissettiğinizi söylemek romantiktir. Fakat ilişkinin amacı, birinin sizi tamamlaması değil, biriyle kendi bütünlüğünüzü paylaşmaktır.

  • İlişkilerdeki en büyük sorunlardan biri; en büyük rüyalarınız, umutlarınız, fikirlerininiz kendinizle ilgili değil; sevdiğiniz kişiyle ilgili oluyor. İlişkinizin testini, sevdiğinizin sizin hayallerinize ne kadar uyduğuna göre yapıyorsunuz. Oysa gerçek test, sizin kendi hayallerinize ne kadar uygun yaşadığınızdır.

  • İlişkilerde bırakın herkes kendisiyle ilgilensin. Kendisi ne oluyor, yapıyor, sahip oluyor, kendisi ne arıyor, yaratıyor, deneyimliyor

  • Bırakın, bir ilişkide her insan diğeri için endişe etmek yerine, yalnızca, yalnızca kendisini gerçekleştirsin.

  • Sen kendini sevemezsen, başkasını da sevemezsin!

  • Kendinizi değerli görmelisiniz ki, başkasını değerli görebilesiniz. Önce kendinizi saymalısınız ki, başkasını sayabilesiniz. Önce kendi kutsallığınızı bilmelisiniz ki, başkasının kutsallığını tanıyabilesiniz.

  • Partnerinizi kendinizden değerli, kendinizden daha fazla yüceleştirirseniz bir gün gelir dayanamaz hale gelirsiniz.

  • Şimdi Ben-merkezci olun, partnerinizin ne yaptığına, olduğuna değil, kendinizin ne olduğuna, yaptığına ve sahip olduğuna dikkat edin!

  • İlişkilerde sorunları atlatmanın yolu, başkasının aksiyonlarına değil, kendi re- aksiyonlarınıza bağlıdır.

  • İlişkinizin içinde kendinize zaman zaman BEN KİMİM ve BEN KİM OLMAK İSTİYORUM sorularını sorun?

  • Zor durumlarla karşılaştığınızda bunu ilişkiye sunulan imkânlar olarak görün. Böyle durumlarda partnerinizi düşman olarak görmeyin... Her sorunu olanaklar olarak görme tekniğini geliştirin.

Kim olduğumuz sanıyorum özel ilişkilerimiz içinde ortaya çıkıyor. En deli, en verici, en alıcı, en güzel, en dürüst, en şımarık, en acımasız, en mutlu, en şefkatli…


İlişkinin her türlüsünde sanıyorum başarının sırrı; kendimizi sevmek!


Sevgiyle.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.