Bu müzikal Shakespeare’i bile hem dans ettirir hem ağlatır

Daha küçücük bir çocukken babaannemin anlattığı Aslı için yanan Kerem’in öyküsünü saymazsak, aklı bir karış havada bir ergen olarak, tanıdığım aşkları uğruna ölen ilk ikili Romeo ile Juliet’ti. Benim için, daha Mecnun Leyla için çöllere düşmeden, Tahir Zühre için 7 yıl zindanlarda kalmadan, Ferhat Şirin için dağları delmeden çok önce, burnumun üstünde koca bir sivilceyle, lisenin bahçesinde Mark Knopfler’la “Aşk vurgunu Romeo sokaklarda serenad söylüyor...” diye düet yapıyordum.




“Aşk”ı cümle içinde kullanmaya başladığım ilk günlerdi, ‘Juliet’im olduğundan habersiz bir güzel için sözlerini ‘sarı kaplı bir sözlükten’ kelime kelime çevirdiğim şarkıyı kimselere duyurmadan içimden, “Juliet ne zaman şevişsek sen ağlardın...” diye söylüyordum... Önceki hafta Napoli’de, bugüne kadar İtalya’da yapılmış en pahalı müzikal yapımı olan ve 8 ay içinde 500 binden fazla kişiye gözyaşı döktüren “Romeo&Juliet”i izlemeye giderken o günleri hatırlayıp kendimi William Shakespeare’in 420 yaşındaki ölümsüz eseri kadar yaşlı hissettim...




"Bir Hayal Taciri’nin Rüyası"




Napoli’nin İtalya Kupası’nda İnter’le karşılaştığı akşam San Paolo Stadı’nı dolduran taraftarların tezahüratlarına bir taş atımı uzaklıkta (Bostancı Gösteri Merkezi’nden hallice) Teatro Palaparteno’daki yerime otururken birkaç sıra önümde eski dostum Mark Knopfler, onun birkaç sandalye yanında da ‘Juliet’im olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyen güzel oturuyordu! Biraz sonra, aylarca elle ilmek ilmek örülen Japon perdesinin üzerinde gelmiş geçmiş en büyük ve ölümsüz aşk öyküsüne ev sahipliği yapan Verona’nın silueti belirirken İtalya’nın tanınmış yapımcısı David Zard’ın “Ben insanları hayaller kurmaya teşvik eden bir hayal taciriyim” sözleri kulağımda çınlıyordu.




Ekonomik krize müzikal ara




40 yıldan uzun bir süredir Pink Floyd’dan Bob Dylan’a, Michael Jackson’dan Madonna’ya birçok ünlü sanatçıyı İtalya’ya getiren Zard, “Çok cesur zamanlarım oldu. Cesaretim bazen kazandırdı bazen de kimselere söylemediğim mağlubiyetlere neden oldu...” diyerek 45’i sahnede daha da fazlası ise perde arkasında çalışan yüzlerce kişilik bir ekiple aylarca süren çalışma sonrası Shakespeare görse gözlerini yuvasından fırlatacakböyle dev bir ‘Romeo&Juliet’ gösterisini hayata geçirme öyküsünü anlatmaya başladı:




“İnsanların ekonomik krizden başka bir şey konuş ünlü madığı günlerde Romeo&Juliet’i sahneleyeceğimi söyleyip projeyi anlattığım birçok insan ‘Bunun zamanı değil!’ diye uyardı beni... Ancak ben böyle zor günlerde insanların hayaller ülkesine kaçmaya ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Ve ben insanlara hayal kurdurmayı seven bir hayal taciriyim...”




Sahne 23 kez değişti




Verona Prensi Escalus, sahnede gür sesiyle “Verona, Verona” diye bağırmaya başladığında David Zard’ın kurduğu hayalin görkemi de sahnede belirmeye başlamıştı. O gece yaklaşık 3 saat, hareketli paneller ve ışık oyunlarıyla sizi içine çeken, sanki Romeo ve Juliet’le Verona sokaklarında dolaşıyormuş hissi veren 3 boyutlu sahnede kâh neşeli, kâh acıklı, her notası insanın kalbini hızla attıran şarkılar eşliğinde 270’ten fazla birbirinden çarpıcı kostümün arz-ı endam ettiği muhteşem bir partiye tanıklık ettim. Bir tiyatro eseri ya da müzikal değil de sanki pop müzik konserindeymiş gibi Romeo’yu, Mercutio’yu, Prens Escalus’u, Benvolio’yu her gördüklerinde çığlıklar atan İtalyan kadınları son nota da sustuktan sonra sahneye doğru koştururken David Zard kulağıma eğilmiş, “Sana gösterinin sonunda şarkı söyleyeceğini söylemiştim” dedi.




İçimden çocuklarının aşkını kendi kan davalarının içinde boğan Montague’ler ile Capulet’lere lanetler eden bense ona, 30 yıldan fazla zamandır az ötede bana gülümseyen eski dostum Mark Knopfler’la ‘Juliet’im olduğunu hiç bilmeyen bir güzel için “(Juliet) beni gökteki yıldızlar kadar ve ölene kadar seveceğini söylerdin” diye şarkılar mırıldandığımı söyleyemedim...




Roneo ve Juliet Zorlu’da




William Shakespeare’in ölümsüz aşk öyküsü Romeo&Juliet’in nefes kesen gösterisi 21 Şubat’ta İstanbul’da olacak. İtalya’da müziği, şarkı sözleri ve oyunculuklarıyla “güzelliğe ve farklılığa adanmış bir ilahi” olarak adlandırılan ‘Romeo e Giulietta, Ama e Cambia il Mondo’ 1 Mart’a kadar Zorlu Center PSM’de seyirciyle buluşacak. Sahnelenmiş en görkemli müzikallerden biri olan Romeo ve Juliet, 13 TIR dolusu dekor, kostüm ve teknik donanımla Türkiye’ye gelecek... Kaçırmayın...




O bir efsane




‘Romeo ve Juliet’ müzikalinin yapımcısı David Zard, kelimenin tam anlamıyla bir efsane! Gençliğinde bir sinema filminde de rol alan Zard, İtalya’da büyük başarı kazanan müzikali İstanbul’un ardından Rusya ve Çin’e götürmeyi palanladığını söyledi.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.