Ah bir burnumu oynatsam!



İşi bırakmadan önce yeni yıldan beklentim iyi bir kariyerdi.

Geçen yıl, oğlumun sağlıklı doğmasını diledim.

Geldik bu yıla...


Benim gibi bir ev kadını yeni yılda ne ister?

Üstelik artık çocuklu bir kadınım!


(Bu ‘çocuklu kadın’ sıfatıyla ‘ev kadını’ denmesinden bir zaman sonra tanıştım...

“Merhaba benim adım Belgin, ben bir ev kadınıyım, çocuklu bir ev kadınıyım.”

Kanıksa Belgin, hadi kanıksa...

Ve işte yarın yılbaşı...

Ben, kendimdeki değişimleri hazmetme noktasında yepyeni bir yıla başlıyorum.

Yeni yıldan en büyük beklentime gelince...

Burnumu oynatmak!


Evet, evet yanlış duymadınız, burnumu oynatmak istiyorum.

Hani Samantha vardı, güzel cadı... Onun gibi...

Düşünsenize...

Burnunu oynat, ev tertemiz.

Burnunu oynat, çamaşırlar yıkanmış.

Burnunu oynat, ütüler yapılmış.

Burnunu oynat, masa donanmış.

Burnunu oynat, bulaşıklar kalkmış.

Burnunu oynat dur... Harika!


Bir de...

İstanbul’dan ziyaretimize gelen bir arkadaşımızın ev hediyesi, tarife gelmeyecek güzellikte figürlerle bezeli o çay takımı... Narin endamlı, incecik dokulu porselen fincanlar ve altlarında onlara eşlik eden elit tabakları...



Görür görmez, büyük zevkle çayımı yudumlayacağımı tasarlamıştım bile hani.



“Ben bunları yıkarken kesin kırarım” korkusuna kapılmıştım da bulaşık makinesine atmıştım. Makine figürleri soldurduydu, bardakların uçlarını da yediydi hani. Şimdi cam dolabın nadide bir köşesinde duruyorlar ve onlarla çay içmek elbette hayal ya... Burnumu oynatsam da eski hallerine gelseler keşke... Ah ahhh...


Başka şeyler de var aslında...

Burnumu oynatsam da, milletvekili zammı yağsa...

Burnumu oynatsam da, haksızlığı hak görenler Hak’larından ders alsa...

Burnumu oynatsam da insanlık, insafa gelse...

Ah ahhh... Sırala dur işte...


Yazımı bitirmeden ve herkese iyi bir yıl dilemeden önce bir de öneride bulunayım. Yıllar önce ‘Gündelik Hayatta Şans’ isimli bir kitap geçmişti elime, okura çeşitli şans önerileri veriyordu. Bir tanesi de şuydu:



İç çamaşırını ters giymek şans getirir!



Ayıptır söylemesi, ben o zaman denemiştim, olay doğrudur! (Zaten o yüzden hatırlıyorum.)

Efendim, herkesin yeni yılı kutlu ve de mutlu olsun. Gerçekleşebilecek hayaller kurun. Kırmızı donlarınızı (ters) giyerek dilekler tutun. Sevgiyle kalın.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.