Atma ve satma çılgınlığı

Şimdiden uyarıyorum bu yazının sonuna geldiğinizde evde üzerinize giyecek kıyafet, su içecek bardak kalmamış olabilir.


Bir atma duayeni ile karşı karşıyasınız. Hani şöyle tam bir temizlik yapmak için genelde taşınmak gerekir ya... Yoksa o dolaplarda o eşyalar birikir birikir durur. Ya ayıklamaya üşenilir ya da kıyılamaz. Hemen herkesin dolabı yıllardır el sürmediği eşyalarla doludur. Bir de kadın milleti o eşyalara dolap üstüne dolap yaptırır. Altı kapı üstüne dört kapılı dolap üstüne bir de gömme dolap... Türk kadını dolap yaptırma şehvetini başka hiçbir şeye duymaz. Akıllı her adam dolap yaptırmak isteyen kadının önünde durmaması gerektiğini bilir. Sonra kullanılmayan eşyalar o dolaplarda birikmeye bırakılır.


Dostum ben bildiğiniz kadınlardan değilim.


Benim olduğum evde neredeyse eşya yoktur. O hafta çamaşır yıkanmasa çıplak kalınır. Bulaşık makinesi boşalmazsa su içilemez.


Yılda iki kere yazlık kışlık çıkarılıp kaldırılırken kolları sıvarım. İki yazdır giyilmeyen hemen her şey gider! İstisnalar hariç. Modası gelir, ay tertemiz, ay o kadar para verdim diye tutmam. Elime alır bakarım, önümüzdeki iki sene içinde belki bir kere giyme ihtimalim olan şeyi yaz boyu tepe tepe giyecek birine vermeyi tercih ederim. Önce eşe dosta teklif ederim, sonra bir ihtiyaç sahibine.


“İki sene el sürülmeyen gider” mottomu halka yayma konusunda büyük bir tutkum vardır. İki sene giyilmeyen şiarını kah ev basıp eşya ayıklayarak kah yoğun propaganda ile yayarım. Seneler içinde üç beş arkadaşımı davaya kazandırdım.


Benim bile zamanında çok para verildiği, mühim bir markası olduğu için veremediğim şeyler vardı. Bu sene bir de satmayı mottoya ekledim!

O zaman onları da gözden çıkarmak mümkün oldu. Herhalde siz de farkındasınız, ortalık ikinci el alma satma App’i sitesi doldu bir anda. Eldivenden merdivene her şeyin ikinci eli alınıp satılır oldu.


İlk başta el alıyor ama alışınca hiç zor değil. Salgın benden eşe dosta geçti. Şu anda hunharca bir bahar temizliği yaşanıyor. Benim dolabımdan bile üstüme olmayan ve artık asla olmayacak bir sürü eşya çıktı.


En zor kısmı 150 lira fiyat koyduğunuz bir cekete gelen “20 liraya olur mu?” mesajları. Yine bir Türk tutkusu olan pazarlık buralarda da alıp yürümüş. “Abla yeni ev yapıyorum, bir güzellik yapsan” şeklinde arkadaşlar bile var.


Kargo şirketlerinin vurdum duymazlığı ve beceriksizliği bir diğer sıkıntı. Ama tüm bunlara rağmen çok iyi sistemler kurulmuş. En acayip markaları dolandırılmadan alıp satmak mümkün.


Recycle üstadı olarak çok memnunum. Hızımı alamıyorum. Evde eşya kalmadı, 6 kapılı bir gardırobu satılığa çıkardım.


Yerine yenisini alıyor musun derseniz, az ama öz alıyorum. Gençliğin çılgın alışveriş ateşi kalmamış.


Size de yazlıkların çıktığı şu günlerde şiddetle tavsiye diyorum. İndirin dolapları aşağı, zamanınız varsa giyip bakın. Değilse elinize alıp her bir giysiyi, nevresimi, tabak çanağı havaya kaldırıp bir bakın. Soracağınız sorular şunlar:


Bunu en son ne zaman kullandım?


Bunu seviyor muyum?


Sonra gelsin bahar temizliği. O kadar yer açılacak, o kadar hafifleyeceksiniz ki ağzınız bir karış açık kalacak. Ve ihtiyacınız olmayan onca şeye yıllardır nasıl tutunduğunuzu anlayınca da alma alışkanlıklarınız değişecek. Eviniz duruk yerde büyüyüp kocaman olacak.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir
    CEVAPLA
  • Misafir çocuktan sonra bana da geldiler... kıyamadıklarımı evde giyerim falan diye saklıyordum. artık onları da torbalara dolduruyorum. çok da mutluyum :)
    CEVAPLA
  • Misafir Hayat bu anlatilane yöntemle hem daha basit hem daha amacına uygun oluyor.EşyaLatin insanlara hizmet etmesi gerekirken keniyetinin eşyalara hizmet ettiğinin ne yazıktır farkinda bile değiller. Yazılarını severek okuyorum sevgili Esra Sert.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.