Bir 25’lik var bir de 40’lık!

Bazıları bayılıyor kendinden büyük bir kadınla evlenen bir erkeği eleştirmeye.


Bunu en çok da hemcinsleri yapıyor. Yani erkekler...


Kendi cesareti olsa açıklamaya kim bilir o ne yapacak ama yok işte, kıskançlıktan geberdiği için keh keh gülerek bir de edepsizce sözlerle ağzına geleni söylüyor.


Bakınız son günlerde Meltem Cumbul kendisinden 12 yaş küçük Alican Özbaş’la evlenince başladı yine bu tipler konuşmaya. En başta da baba Erol Özbaş. Üstelik bir de böyle bir deneyimi var. Yani kendinden büyük bir kadınla dört yıl birlikte olmuş.


Tabii ayrıldığı için rahat rahat konuşuyor.


Devam etseydi konuşabilir miydi pek merak ediyorum.


Geçen cumartesi 50 yaşına basmaya hazırlanan bakımlı, güzel ve fıstık gibi bir kadınla sohbet ediyordum. Kadının meğer görüştüğü iki erkek varmış. Biri 25, diğeri de 40 yaşındaymış. Yani ikisi de kendinden küçük. Facebook’tan tanışmışlar.


Kadın, “Ne yapayım eğleniyorum” dedi. Üstelik daha da genç erkekler pek ilgileniyorlarmış bu güzel 50’lik çıtırla.


İşte olay bu. Yani demek istediğim bu. Bu dalga geçen, ağızlarını doldura doldura kadınlara “Yaşlı” diyen erkekler var ya, ah onlar neler yapıyor bir bilseniz.


Ama korkuyorlar, cesur değiller.


En kolay yolu seçiyorlar; saklamayı ve eleştirmeyi.


Yani bu konuların sonu gelmeyecek.


Daha çok, ama çok konuşacağız, çok...


Hande, evlense de rahatlasak...



Bir günlük evliliği yıllarca olay olmuştu Hande Ataizi’nin. Şimdi de “Ha evlendi, ha evlenecek. Düğün de ne kadar para harcanacak, tahta mı oturacak, uçan halıyla mı gelecek?” derken yine konuşuyoruz.


Hande hâlâ hazırlıkları sürdüredursun bu arada kimler evlendi kimler. Sanki biraz fazla uzadı. Ben böyle uzayan şeylerden biraz ürker oldum da.


Bak maşallah Didem Uzel taaa uzaklarda sessiz sedasız giydi gelinliği, attı imzayı.


Maşallah, Selim Sarı’yla olan ilişkisini yakinen takip eden biri olarak çok sevindim. Çok yakında da çocuk müjdesini verecekler.


Yani diyeceğim o ki, keşke Hande de bu kadar dallandırıp budaklandırmasaydı.


Artık duvar yerine Twitter’a yazıyoruz

Geçen Cihangir sokaklarını gezerken kendimi bir anda İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde, Ressam Burhan Doğançay’ın ‘Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı: Burhan Doğançay Retrospektifi’ sergisinde buldum. Cihangir sokaklarında hâlâ tek tük duvarlarda bir şeyler yazıyor.


Ama eskisi gibi çok değil. İşte beni de bu sergiye o çok olmayan yazılar sürükledi.


Çocukluğumu hatırladım; duvarların resmen yazılarla kaplı olduğu günleri.


Çünkü artık biliyorsunuz duvarlara değil Twitter’a yazıp çiziyorlar. Burhan Doğançay’ın 120 çalışmasından oluşan bu sergisi, 50 yılını kapsayan duvar fotoğraflarından ortaya çıkmış. Ne sloganlar atılmış, ne ünlü isimler gelip geçmiş.

Sergiyi gezerken, “A bunu hatırlıyorum, aa evet böyle olmuştu” diye söyleniyorsunuz. Ben acayip duygulara kapıldım. Çocukluğumun duvarları gözümün önünde dururken garip oldum.


O yüzden gidip görmenizi tavsiye ederim. 50 yıl duvarlarda kayıt altına alınmış Burhan Doğançay tarafından.


Bu arada İstanbul Modern’de bana sergiyi koleksiyon sorumlusu Serkan Terzioğlu gezdirdi. Serkan’la sergi gezmek daha da bir keyifli oldu.


Yani her resme o kadar hakim ki, sanki tüm resimleri Burhan Doğançay’la yapmış. O zaman serginin de bir anlamı oluyor.


Sergi 23 Eylül’e kadar devam ediyor, aklınızda bulunsun.


Tabii bir de dev cruise’ları gören İstanbul Modern’in kafesinde oturup kahve molası da vermeden olmaz. O gemilerde seyahat eden turistler de İstanbul Modern’e uğramadan gitmiyor.


Çok güzel bir yere konuşlanmış, güzel bir sergi salonumuz var şükür.


Çok yakında, hemen yanındaki binada da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi açılacakmış. Bir yere not edin derim.


Gıpta ediyorum

  • Kadınların çantasını taşıyan erkeklere.
  • 40 derece sıcakta bile ele ele tutuşan sevgililere.
  • Dır dır konuşan sevgilisini hiç kırmadan dinleyen erkeklere.
  • Sevgilisini mutlu etmek için güzel sürprizler yapanlara.
  • Sarhoş olan sevgilisini toparlamaya çalışanlara.

Siz uyurken…

  • Smyrna, 24.00, bir kadın taksiden indi. Minicik şortu ve uzun bacakları vardı. Yanımdaki arkadaşım “Yok artık, bacaklara bak” dedi. Evet, maşallah kızın bacakları upuzun ve güzeldi. Yanımdaki kız arkadaşımla ben de “Hayat böyle bir şey işte. Bazı kadınlar böyle oluyor” diye dert yandık.

  • Karaköy Bej, 01.00, bir çift dans ediyordu. Öyle ki, adam kadını havalara uçuruyordu. O sırada da mekânda birinin köpeği dolaşıyordu. Adam kadını uçururken köpek de ayaklarının altında koşuşturuyordu.

  • Love, 02.00, bir çocuk sarhoş kadının eteklerinin altındaydı; ne yaptığı anlaşılmıyordu, ama sonradan gördüm ki meğer dizlerinde uyuyormuş. Hemen kötü bir şey çıkarmayın lütfen.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.