Eksikliğini duyduklarımız

O güne kadar Çanakkale’de hep eksikliğini duyduğumuz bir şeydi sahaf. Yazın ortalarıydı. Tatil için gerekli kitap stokunu yapmış, memleketime gelmiştim. Birkaç gün içinde etraftan, Çanakkale’de bir sahaf açıldığını öğrendim. Can sıkıntısının boğazımıza sarıldığı yaz günlerinde, bir sahafta eşelenmek bulunmaz bir nimetti.


İlk fırsatta gittim. Küçük bir dükkândı. Dükkânın önüne açılmış tezgâhlarda eşelenmeye başladım. Sıcaktı. Burnumdan bir ter damlasının kitaplara damladığını hatırlıyorum. Tam o sırada içerden uzun boylu, güleç yüzlü biri çıktı. Gülümsemesi, karakterini ele verir cinstendi. İstersem,tezgâhları içeri alabilirmiş. Damlayan terin akabinde bunu söylemesi, iyi niyetli olduğunun mu, yoksa kötü niyetli olduğunun mu göstergesiydi anlayamasam da, "Gerek yok" dedim. Sahaf müşterisinin asla ürkütülmemesi gereken bir canlı türü olduğunu bilmesi gerekirdi. "Pek bir şey yok" diye düşünüp içeri girmek üzereyken Nabokov’dan “Saydam Şeyler”i ve Thomas Mann’dan “Tonio Kröger”i bulunca sevindim. Uzun boylu arkadaş yine geldi. Tezgâhları gerçekten içeri alabilirmiş. Notumu verdim. "Çaylak bu daha" dedim. O da benim notumu vermiş o gün. Gerçek sahaf müşterisini içeri çekmek için yem olarak tezgâhlara koyduğu kitaplara atlamışım hemen.


Kitapların parasını öderken arkasındaki Yusuf Atılgan posterine takıldı gözüm. Yanlış hatırlamıyorsam, o günlerde altıncıya okuyordu “Anayurt Oteli”ni. Takmıştı. Zebercet, Ekrem’e dönüp bir daha bakmayı düşündüğü sahnede neden “Bir… beş, altı… yedi, sekiz, dokuz, on” diye, birden beşe atlayarak sayıyordu? Ona göre sesle ilgili bir şeydi bu. Bir de Yusuf Atılgan’ın sıklıkla yaptığı sayılarla bir tarihi imleme biçimiydi. Şiir yazıyordu. “Tırabzan”ı anmadan geçemem.


O gün kitapları alıp eve gittim. Akşam arkadaşlarımla buluşmaya gittiğimde yine oradaydı ve onlarla tanışalı birkaç gün olmuştu. Arkadaşlarım benden bahsettiğinde beni tanımasa da, gündüz sahafa gelen adam olduğumu anlamıştı. Tanıştık. Birbirine çok benzeyen ama aslında hiç benzemeyen adamlardık. Yıllar geçtikçe bu duygu daha da pekişti.


Sahaf, yaz günlerindeki buluşma mekânımız olmuştu. Bazen kitap satın alıyor, bazen rafları kurcalıyor, bazen de edebiyat ve daha bir sürü şey hakkında konuşuyorduk. Favori içeceğimiz adaçayıydı. Çok mecbur kalırsak ısınmış kola içiyorduk. Bütün içecekler müessesedendi, o yaz ve onu takip eden yazlar boyunca. Geceleri de Şişe’deydik. Kışlarıysa okullarımızda.


Sadece o Çanakkale’de kaldı bu süre içinde. Hepimiz kendi yaşadığımız şehirde yalnızlığımızı pekiştirmeye devam ederken yaşamayı da ihmal etmedik. Görüşmeler seyrekleşti. Araya şehirler, işler girdi ve bizim sahaf kapandı. Hâlâ sokağından geçtiğimde üzülürüm. Dört beş arkadaşın dostluğunun yeşerdiği, büyüdüğü ve pekiştiği mekân peynirci, berber, butik, hamburgerci vs. olmamalıydı diye.


Neyse ki yeni bir mekân ve yeni bir işle çıktı karşımıza. Çanakkale’de ve hatta Türkiye’de benzerine pek rastlanmayan Mavi Tay, Çocukların Kültür Evi’yle. Ruhunu ele veren gülüşüyle Çanakkale’de çocuklar adına çok başarılı işler yaptı. İşi, Uluslararası Çocuk Bienali’ni Çanakkale’de düzenlemeye kadar vardırdı. Hâlâ da Mavi Tay’da yöneticilik görevini yapmaya devam ediyor. Bugünlerde başka bir projeyle takdirimizi kazanıyor. Yine eksikliğini duyduğumuz bir şeyin farkına ilk o vardı. Çanakkale’nin ilk alternatif sanat mekânı Mahal, Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABININ) işbirliğiyle açıldı. Önümüzdeki günlerde Çanakkaleliler’i ve Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden çağdaş sanat meraklılarını sergiler, film gösterimleri, atölye çalışmaları ve 4. Uluslararası Çanakkale Bienali’nin öncesi ve sonrasına dair etkinlikler bekliyor. Bize de bir eski dosta teşekkür etmek kalıyor.


Tek bir şartla. O sahaf en kısa sürede aynı yere açılmalı. Teşekkürler ve başarılar Erdinç Alnıak.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.