Böyle yaz olmaz

‘Ok da attırsan, top peşinde de koştursan döner dolaşır 7 numaralı forma senin oğluna denk gelir.’ (2014 yazı, deyimler ve atanamayan sözler sözlüğü.)


Hayattan çok şey istemediğimiz bir yaz olarak kayıtlara geçecekti 2014 yazı. Dargın, yorgun, işsizken daha çok yorulur insan, biraz dinlenecektik.

Defterimize, ‘Belki de Tuncel Kurtiz’in öldüğü günden beri yorgunumdur. Yok o kadar yeni olamaz. Belki de Ferdi Özbeğen’den beri yorgunumdur’ yazacaktık.


İyi gelecekti bu yaz. Allah notlarını gözden geçirirse, bulutlar kenara çekilirse altı altı atacak kapı alacaktık. Bir parça tuzlu deniz suyunu burnumuza çekecek, iki tıksıracak, genzimizi açacaktık. Annen, "Neriman’ın oğluna da iyi geliyormuş tuzlu su" diyecekti. Sen annenin Neriman’ın oğlunu sana yapma ihtimali yüzünden karpuz gibi gülecek, kavunlar gibi serin hikayeler anlatacak, peynirler gibi bir kenarda tuzlu tuzlu denizden çıkacaktın. Bir naneli ayran yanında da patatesli gözleme kadar basit geçecekti bu yaz.


Sahilde bir çay bahçesinde bir masada bir yaz aşkı başlarken öbüründe ‘Ama sen ve ben şartlar bir değil yani’ diyecekti bir çocuk bir kıza, kız bütün yaz yıldızlardan fal tutacak, falları çıkmayacaktı. Bir başka kız bir başka çocuğa ‘Bak ben seni üzerim, bak ben senin kalbini kırarım’ diyecek, çocuk kızın her dediğini yalan sanacak halbuki kız hayatında ilk kez doğruyu söylüyor olacaktı.

Başkasının yazlığında geçecekti bu yaz. O başkasının yazlığında kendini ezik hisseden annen evin sahibinden çok iş yapacak, o evin sahibi kadın 'Yarın eve misafirler gelecek dağıtmayın şimdi topladı Lale teyzeniz' diye hepinizi azarlayacak, annen babana gözlerini devirecekti. ‘Beni başka evlerde hizmet ettirdin Tamer.’


Sonra yarın o eve misafirler gelecek, önlerine altı daha yeni silinen ceyolar bırakılacak, ne o seyrek gördüğün tatlı enişte ne de o karnını saklamak için nefes almadan oturan yenge terliği ayağına giyecekti. ‘Aman aman boşver çok sıcak biraz serinlesin ayaklarım.’ Yemeğe kalsanıza ısrarları üzerine masayı çocuklar kuracak, anneler kaldıracaktı. Yan evden sigara böreği kokusu gelecek, o yan evin annesi tabağa iki peçeteyi kenarları tabaktan sarka sarka çaprazlamasına yerleştirecek. 'Yanına da biraz domates dilimleyelim mi Neriman?' 'Aman boşver şimdi iş çıkarma' diyecekti Neriman.


Her şey aynı, kopyalanmış gibi yaşanacaktı bu yaz. Yan evdekinin babası da eve sevmediği misafir gelince pijamaları çekip gelip salona oturacak, herkes dilekçe yazarken birbirine ‘Biz şimdi arz mı ediyoruz rica mı?’ diye soracaktı. Ama işte Allah elindeki notlara bakmadı, bulutlar kenara çekilmedi, zar tutmayanlar üç iki attı, kapılar kırıldı.


Şimdi, o zaman önümüze beyaz bir kağıt alalım, sağ üst köşeye tarih ve yer, dilekçeye arz ve rica edelim: Bu yaz, hep yorgun devam edeceğimiz, hep dargın olacağımız kışların devamı olarak kayıtlara geçsin. Önce çocuklar ve kadınların öldürüldüğü bir yazsa bu, ama biz hala sefil bir hırsla top peşinde koşanlara bakıyorsak, bundan sonra yas filan ilan edilmesin. Nasılsa top hep santrada, nasılsa tribünler ayakta, nasılsa kuralları topu getiren koyuyor, hakemden arz ve rica edelim durdursun maçı bizi hükmen mağlup ilan etsin, evimize dönelim artık.

Böyle yaz olmaz. Yaz bitsin.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.