Zihnin ağaçları

Zaman-mekan algısıyla başım epey dertte bu aralar... Öyle komik tesadüfler, öyle acayip olay örgüleri çıkıyor ki karşıma, alıştığım gerçekliği sorgulamak için her gün biraz zaman ayırabiliyorum artık. Şaşırmak yok, kabul... Bir rüyayı ne zaman adam akıllı yorumlayabiliriz? Tohumunu ektiğimiz bir fikir ne zaman filizlenir? Bir masalı, kıssadan hisseyi anlamamız ne kadar sürer?



Zihnimize yeni bir tohum ekildiğinde, bazen bu yeniliğin heyecanına o kadar çok kapılırız ki o tohumun gelişip bir fidana, ağaca, çiçeğe hatta meyveye dönüşebileceğini nedense akıl edemez oluruz. Bu yüzden bu evreler bizi durmadan şaşırtmaya devam eder. Biz de şaşırıp durmakla fazlaca oylandığımızdan, işimize bakmayı uzunca bir müddet unutabiliriz. Mümkün. Konuşmadan anlaşabildiğimiz anlara "Oha! İnanamıyorum" diye tepki vereceğimiz yerde bunu mümkün kılan koşulları gözlemleyip yeniden yaratmaya uğraşsak mesela, zihnimizi hep bu yönde eğitebilsek, telepatiyi çoktan keşfedip günlük hayatımıza sokmuş olmamız gerekirdi! İşlerimizi epey kolaylaştırırdı bu... Denedim, oradan biliyorum. Telepati gibi inanılmaz dediğimiz o kadar çok şey mümkün ki aslında...



Tek başımıza yol almaya kalktığımızda zorlanıyoruz, doğru. Kalpten iletişim kurabildiğiniz birileriyle sakin bir yerde bir iki hafta geçirmeyi deneyin. Gerçeğin özüne meraklı bir topluluk olabildiğinizde keşfedebileceklerinize başta cümbür cemaat "Oha!" demeniz muhtemel. Şaşırmayı bıraktığınızda içinize yerleşen yenilikler sadece hayatınızı değil, bütün gerçekliği değiştirebilir. Gerçekliğin bu yeni versiyonlarıyla ilgili fikirler, ipuçları, tam yerinde ve zamanında zihnime muhakkak ekilmiş oluyormuş meğer... Yine zamanı geldiğinde dönüp bir bakıyorum ki varlığını unuttuğum o minicik tohum heybetli bir ağaca dönüşmüş ve dallarından nefis meyveler sarkıyor. Bu tohum bir hikaye olabilir, öğrendiğiniz ilginç bir nefes tekniği olabilir, bir masal, bir hikaye, bir rüya, birinin anlattığı acayip bir olay, günün birinde denk geldiğiniz o göz alıcı manzara, bir iki çay bardağı dolusu alelacele bir sohbet veya bir dost nasihati olabilir. Yeterli ışığa, sevgiye ve bol oksijenle, nefese maruz bırakıldığında her biri şaşılacak kadar güzel, heybetli, hatta bazen ürkütücü ama muhakkak verimli bir ağaca dönüşebilir.



İzin verin. Sevdiğiniz, kalbine dokunduğunuz insanlara daha çok yer açın. Aşık olun, kalbiniz kaldıramayacakmış gibi sevin. Koşun, kaybolun ve korkunç karanlıklarda yüzmeye cüret edin. Milyon yıldır dünyanın çevresinde nazlı nazlı dolanıp duran ve bir yüzünü hiç göstermeyen Ay Hanım'ın yollarını öğrenin.



Bu minik tatlı zihinsel tohumları keşfedin. Dönüşebilecekleri devasa ağaçlara yer açmak için ne kadar alan temizlemek gerekiyor içeride? Hayatınızın bilmem kaç ayını-yılını çaldı sandığınız o her neyse; anlamadığın o hikaye, reddettiğin o fikir bir gün aşırı lezzetli meyveleriyle önünde yükselecek belki, ne malum?



Zamanı anladığımda, zamanla barıştığımda her şey yine başka türlü olacak biliyorum...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.