Niyetinin kendisi olmak

“Washington’da 1993 yılında bir deney gerçekleştirildi. 100 ülkeden gelen 4000 gönüllü gün boyu uzun süreler toplu meditasyonlar yaptılar. Bu büyüklükteki bir grup sayesinde, Washington’ daki suç oranında o yaz %25 oranında azalma olacağı öngörüldü. Emniyet Müdürlüğü ise, tv ye çıkarak, “bu yaz Washington’ da suçların %25 azalması için bir metre kar yağması gerekir” dedi. Ancak sonunda polis de bu çalışmayı destekledi. Çünkü suç oranında %25 azalma görüldü.”


İnsanlar, gördükleri gerçeklik dünyasını etkileyebilirler mi?


Evet, her birimiz gördüğümüz gerçekliği etkiliyoruz.


Kendimizi kurban rolüne soksak bile bunu yapıyoruz.


“Emoto, fiziksel olmayan etkinliğe yanıt vereceği düşüncesi ile, suya “zihinsel” uyarıcılar uyguladı. Ve mikroskop kullanarak bunları fotoğrafladı. Fotoğraflarda, suyun öncesi ve zihinsel uyarıcılar uygulandıktan sonraki halleri birbirinden farklıydı.”


Bu sevginin gücü, “sevginin çi” sidir.


Emoto’nun kullandığı kelimeler, genellikle teşekkür ederim, ya da kutsama türünden şeyler olduğunda, su kristale benzeyen bir hal aldı. (Olumsuzlarda da tam tersi tabii.)


Emoto, bütün bunlardaki itici güç olan düşünce ya da niyete işaret eder.


Bunun molekülleri gerçekten nasıl etkilediği bilinmemektedir.


Bedenimizin %90’ ı sudur.


“Sevgi çi” si.


Eğer düşünceler suya bunu yapıyorsa, bize neler yapabileceğini bir hayal etsenize.


Düşünce tek başına tüm bedeni değiştirebilir.


Çoğu insan buna inanmaz.


Bu nedenle önce niyet eder, sonra vazgeçerler.


Çünkü bunun saçma olduğunu, ya da yapamayacaklarını düşünürler. Sonra yine niyetlenip, yine vazgeçerler.


Tıpkı her pazartesi başlayan ve sonu gelmeyen diyetler gibi.


Bu pozitif düşünce gibi görünür. Aslında değildir. Sahip olduğunuz koskoca negatif düşünceler kütlesinin üstünü örtmektedir.


Buna tüm varlığınız ile inanmalısınız. Kabul etmelisiniz. Azıcık olumlu düşünce ile bir şeyleri değiştiremezsiniz.


Niyetinizin kendisi olmalısınız.


Negatif düşünceleri maskeleyerek yapamazsınız.


Nesneleri düşünürken, gerçekliği olduğundan fazla somutlaştırırız. İşte bu yüzden saplanıp kalırız. Gerçekliğin aynılığına saplanıp kalırız. Çünkü;


“Gerçeklik somutsa, ben önemsizim, onu değiştiremem”

Fakat gerçeklik aslında zihin olasılığıdır.

Bilincimizde yaşayacağımız gerçek deneyimi biz seçeriz.



Bu yüzden kendi gerçekliğimizi tamamiyle biz yaratırız.

Nasıl görüyorsak biz oyuz.

Kaynak: Ne biliyoruz ki?

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.