Ah Atam ah!

Geçen akşam tesadüfen açık bulunan bir televizyon kanalından duyduğum sesler, irkilmeme sebep oldu. Cümleler şöyleydi:




“Atatürkçülük ideolojik bir tahakkümdür. Bu derhal ortadan kaldırılmalıdır.”




“Atatürkçülük ilkel düşüncelerin ideolojisidir.”




“Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım.”




Kişi apaçık bir şekilde kendini Atatürk düşmanı olarak tanımlıyordu.




Bununla da kalmıyor, Atatürkçü olmayı, ülke için tehlikeli bir hal olarak tanımlıyor ve derhal bundan kurtulmak gerektiğini ifade ediyordu. Tüm bunlar “demokrasi”miz için gerekli bir unsurdu.




Neredeyse “tüm Atatürkçüleri sabun yapalım” diye bir cümlenin her an ağzından çıkabileceğini düşünerek, konuşan kişinin derinden gelen kin ve öfkesini kusmasını bir süre izledim.




Genel olarak birinin Atatürkçülüğe karşı olmasını ya da benimsememesini tuhaf olarak görmeyen birisiyim.




Bunun benzeri olarak, bir vicdani redciyi de, askerliği, yaratmış olduğumuz bu saçma düzende gerekli bir unsur olarak görmeme rağmen, vatan haini olarak görmem ve tanımlamam. Yani demek istediğim farklı düşünceleri aslında zenginlik olarak tanımlayan birisiyim.




Burada tuhaf olan şey, gerçek Atatürk “düşmanı” olan bu kişinin, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Kurumuna daha önce atanmış olması ve şimdi de bundan hicap duyarak istifa etmiş olması.




Bu konuda tek bir kelime bile etmeyeceğim. Politika benim için kirli bir şey ve bu konuda her şey o kadar açık ve netken, bir şeyleri anlatma çabası bana göre abesle iştigal.




Peki diyeceksiniz ki, neden böyle bir giriş yaptınız?




Farklı düşüncelere düşmanlık hissetmek, düşünceleri kişi haline getirip, hatta onları öldürmeye çalışmak, zararlı ilan etmek, fikir paylaşımı yerine, kibir içerisinde, kendini “en doğru ve her şeyin doğrusunu bilme makamı ilan etmek”, bu ve bunun gibi durumların psikolojisi, üzerinde düşünmek istiyorum.




Düşünce düşmanlığı bahsi içinde de, özellikle ele almak istediğim, Atatürkçü düşünen ya da düşünmek isteyenlere karşı yapılan düşmanlık, konusunu irdeleyelim.




Maalesef, son yıllarda giderek artan bir şekilde “Atatürk bir tabu değildir” kisvesi altında, bir karalama ve “Allah bizi Atatürkçülerden korusun” anlayışını gözlemlemekteyim. Düşüncelere katılmıyor olabilirsiniz. Ancak, düşünce düşmanlığı ve düşüncelerin yargılanması her şekilde kabul edilemez bir durumdur.




Bir de bu düşmanlık, bir ülkenin “bağımsızlığını” elde etmesine, şüphesiz ve tüm dünyanın kabul ettiği şekilde liderlik etmiş olan bir kişiye yapıldığında, insanın kafası bunu algılamaz hale geliyor. Ve üstelik başka ülkeler tarafından değil, bizzat bağımsızlığını o kişiye borçlu olan kişiler tarafından yapıldığında daha bir anlaşılmaz oluyor benim için.




Buradaki amaç nedir? Neye hizmet eder?




Aslında, bu kadar kin ve öfke ile dolu olmayı sosyolojik ve psikolojik pek çok etmene bağlasam da, bize, ülkemize, kendimize ait bir değeri düşman olarak görmenin psikolojisini anlamakta zorlanıyorum.




Bu psikolojinin dışında, ideolojik bir şey sanırım.




İnsanlar kendi yörelerine ait olan basit şeyleri bile önemser, korurlar evlerinde oraya buraya her yere asarlar. Bunu kültürlerini koruma, tanıtma ve yaşatmanın gereği olarak yaparlar. Dernekler kurarlar.




Değerleri koruma evrensel bir doğrudur. Ancak asimile edilen ülkeler, kendi değerlerine sahip çıkmak yerine, “kendilerine dayatılan başka” değerleri koruma ve kollama peşine düşerler. Tarihlerini “başkalarından” öğrenmeye kalkarlar. O değerleri korumaya çalışanları da, neredeyse suçlu ilan ederler. Bunu da gelişme, yenileşme, çağa uyum sağlama adına yaparlar.




Evet şimdi herkese sesleniyorum.




Biliyor musunuz?




Atatürk öldü.




Ancak milyonlarca insanın kalbinde hala ve hala yaşamayı başarıyor. Ve daha uzun süre de yaşayacak. Sanırım birilerini korkutan da bu.




Atatürk’ ü nereden geldiğinizi bilme adına, kültürünüze ve değerlerinize sahip çıkma adına, koruyun kollayın yaşatın.




Beğenmiyorsanız da, eleştirip durmayın, ondan daha iyisini yapın biz de görelim!





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ah ah.... İyilik yapanlar zaten daima suçlu olmustur....
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.