Tohum toplama şenliği!

Otlar sarardı, milyonlarca tohum saçıldı etrafa. Nefis kıvrımlar, renk cümbüşleri, tasarım harikaları, minik testereler, ışıltılı gürzler, helezonik uçan daireler, yıldız topları, altın tüycükler… Hayatı taşıyorlar içlerinde, can taşıyorlar. İşte o değerli tohumları taşıyan karıncalar var bir de. Farklı boylarda, renklerde ve hızlarda karıncalar.


Yaz başından, baharın bereketli tohumları kızgın güneşin altında kurumaya başladığından beri bahçede hummalı bir çalışma var. Kim bilir kaç bin yıllık bir döngü bu izlediğimiz. Bizden önce de varlardı, bizden sonra da varolacaklar. Bahçede yaşadıkları alanlar özenle korunuyor, yürüme yollarımız onların yuvalarına göre düzenleniyor. Çok büyük bir topluluktan, çok zahmetli bir işten söz ediyorum: Karıncalar tohum topluyor! Aylardır yuvaya hizmet ediyorlar. Aşkla çalışıyor bu karıncalar, aşktan başka ne çalıştırabilir onları böyle durmaksızın?


Karınca yuvalarından neredeyse yürüyemez hale geleceğiz. Her gece başka bir güzergâh belirliyorlar kendilerine, bir bakmışız başka bir yerde delik açılmış, oraya tohum taşıyorlar. Delik dediğim yerse yuvanın ağzı. Ertesi gün o yuva çalışmayabiliyor, bugün kapalılar diyoruz. Sonra bir bakmışız yeniden çalışmaya başlıyor tıkır tıkır işleyen sistem, yuva aktif hale geçiyor. Yuvanın ağzına gözünü dikip bakarsa insan, sanki içeri-dışarı hareket eden bir kaynama, devinim, kıpraşma var gibi görebilir. O hareketlilik bir yola dönüşüyor.


Durmaksızın, saatlerce çalışabiliyorlar, yoğun kış şartları bastırmadan önce iyi hazırlanmalı. Yollar yapılıyor, yollar değiştiriliyor. Yolda yardımlaşılıyor. Ağır parçaları taşımaya yardıma gelen karıncalar oluyor. Kimi hedefe kilitlenmiş, engebeleri aşa aşa, ağzındaki tohumu cana bana taşıyor. Kimilerinin belli bir yönü yok, ağızlarında da bir şey yok, sağa sola bakıp amaçsızca bir ileri bir geri dolanır gibi görünüyorlar. Yine de bilmediğimiz bir işlevleri olsa gerek yuvada, belki sadece izliyor, gidişatı gözlüyorlardır. Herkes yuvaya hizmet ediyor sonuçta.


Karıncaların bu tohumları tek tek nice uzak yollardan yuvaya taşımaları yetmezmiş gibi, bir de o tohumları ayıklayıp, kabuklarını tekrar yuvanın dışına taşımaları var ki, işte işin bu kısmı iyice acayip. Koca bir yığın, bir tepecik oluyor yuva ağzının dış çeperine doğru. Bu yığın kışın yuvayı sıcak tutacak. Yorganlarını ilmek ilmek dokuyor gibiler.


İnanılmaz bir iş!


Nasıl bir aile bu! Nasıl bir organizasyon!


Bundan yıllar önce Çıralı’dayken Selahattin bahçede yeğenimle birlikte sulama yapıyorlar, o sırada da sohbet ediyorlarmış bir taraftan. Laf lafı açmış, Selahattin bizim bahçe projesini anlatmaya başlamış o zaman 6 yaşında olan yeğenime, “ağaçlarımız olacak, meyvelerimiz, sebzelerimiz olacak, ineklerimiz, tavuklarımız olacak orada” diye ve sonra sormuş:


“Beğendin mi Batuhan?”


Bizim Batuhan cevap vermeyip hemen yakınındaki vızır vızır işleyen karınca yuvasını işaret etmiş parmağıyla:


“Bak!”


Selahattin de bunu bir mesaj olarak algılayıp “ çok çalışmanız lazım” olarak yorumlamış, o zamandan beri bu hikâyeyi bir çocuğun bilgeliğine örnek olarak anlatır.


Karıncalara benzettim bir an kendimizi, evet, çok çalışmak ama bir o kadar da dinlenmek var hayatımızda. Peki ama biz de bu kadar organize bir işe bulaşmış olabilir miyiz? Evet, olabiliriz, büyük resimde kim bilir neye hizmet ediyoruzdur? Aşkla çalıştığımız da doğru, yuvaya hizmet etmişliğimiz de. Ne çok ortak yönümüz varmış karıncalarla!


Yuvaya hizmet etmenin sırrına erdiğimizde ortalık pırıl pırıl aydınlanacak, Yeryüzü mutlu olacak, hayata taşıdığımız her tohum filizlenecek ve dünya her şeyin herkes için yeterli olduğu bir yuva haline dönüşecek. Çok az kaldı, hep birlikte göreceğiz. O zamana kadar kendi içselliğimizle çalışıp zamanı geldiğinde durmayı bilmek, döngüselliğimizi keşfedip süreçlere saygı göstermek, sezgilerimizle ne zaman kendi yolumuzda gidip ne zaman toplu hareket edeceğimize karar verme denemeleri yapmak hepimize iyi gelecek.


Karıncalardan öğrenecek ne çok şey var. Yeryüzünde cenneti yaşamaya başlamışlar, daha ne olsun!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

Diğer Yazarların Yazıları

Not Found
404
Not Found
  • Aradığınız sayfa silinmiş ya da yayından kaldırılmış olabilir.
  • Yanlış bir linki takip edip olmayan bir sayfaya ulaşmaya çalışıyor da olabilirsiniz.
  • Bu durumda tekrar arama yapmanızı öneririz.
  • İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.