Artık mazaret yok!


Gün geçmiyor ki medyada kadına yönelik şiddet ile ilgili bir haber olmasın...


Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de 18 milyon kadın tacize uğruyor, 7 bine yakın kadın da şiddet yüzünden polise başvuruyor...


Ayrıca her 100 kadından 12 sinin (eğitimli ve meslek sahipliler dahil) şiddet gördüğü (veya her 100 erkekten 12 sinin şiddet uyguladığı şeklinde de söylenebilir) ancak sadece 1'sinin bunu başkalarına söyleyebildiği belirtiliyor…


Düşünebiliyor musunuz bizim her gün gazetelerde okuduğumuz, her şiddet gören kadından cesaretle buna yeter demeye çalışan sadece ve sadece 1’i…


Ve maalesef bu 1'i de çoğunlukla kocaları, kardeşleri, babaları veya sevgilileri tarafından hunharca öldürülen kahramanlar...


Bu rakamlara bakınca umutsuzluğa kapılmamamız imkânsız değil mi?


Geçenlerde bir dost meclisinde sohbet ederken gruptaki erkeklerden biri durumun çok çok üzücü olduğunu fakat gerekli önlemler ve şartlar oluşturulmadan medyada kadınların bu durumlara karşı koyması için çok fazla motive edildiklerini söyledi...


Masadaki tüm kadınların cevabı hazırdı; “Ne yapılsaydı peki?


“Hiçbir şey olmuyormuş gibi 3 maymunu mu oynansaydı?” diye çıkıştık...


Aslında haksız sayılmaz böyle düşünenler... Son yıllarda kadına uygulanan şiddet resmi makamlara göre 7 yılda yüzde bin dört yüz artış göstermiş...


Ve yine son yıllarda gerek sivil toplum kuruluşları gerek hükümet politikaları sayesinde bir farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır.


Bu vesile ile şiddete maruz kalan kadınlar yaşadığı olumsuzlukları saklamak yerine, yaşadıklarını anlatarak yardım aramaya başlaması için yüreklendirilmiştir...


Tüm bu çalışmaların kesinlikle doğru olduğu kanaatindeyim... Kadınların artık “Suçlu ben değilim.” diyebilecekleri ortamların oluşturulmasında geç bile kalınmıştır...


Fakat devlet bu farkındalığın gelişmesini desteklerken aynı zamanda kocası tarafından ölümle tehdit edilen ve şiddete maruz kalarak göz göre göre öldürülen Ayşe İnce ve onun gibi daha nice kadınların tüm yasal haklarını kullanmalarının sağlanmasında daha fazla önem göstermeliydi...


Tüm bu kadınlar gerekli tedbir ve önlemler alınmış olsaydı bugün belki de yaşıyor olacaklardı...


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin yaşanan bu son olay üzerine yasaya rağmen durmayan bu şiddet olayları karşısında, bakanlık birimlerine, valiliklere ve kolluk birimlerine yetki ve sorumluluklarını anlatan bir genelge yayınlayarak tüm kurumlardan tedbiri acil almalarını istemiş...


Bu ne demek oluyor biliyor musunuz? Artık polis hayati risk söz konusu ise kadının talebi üzerine onay beklemeden acilen geçici koruma tedbiri kararı alabilecek... Sonunda...


Kadına şiddet aslında erkek yada kadının meselesi olarak görülmekten çıkartılmalı ve olaya insan hakları meselesi olarak bakılmalıdır...


Ayrıca bu yaptırımları sadece devletten beklememek gerek aslında bizlerde çevremizde şiddet uygulayan psikopat kişilere karşı toplumsal baskı oluşturabiliriz... Belki onlardan birisi çalışma arkadaşımız, bir diğeri bitişik komşumuz… Kim bilir…


Olan biteni yok saymak görmezden gelmek çözüm değil ki...



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.