Sonbahar her yere her şehre yakışır ama en çok yeşili seven kentlerde yaşanır. Sonbahar hüznün yanında coşkuyu da barındırır, yürüdükçe yürürsünüz. Gelin sonbaharın en çok yakıştığı şehirlerden biri olan Münih’e gidelim.

Şehri dolaşmaya Marianplatz’dan başlayalım, eski belediye binasının bulunduğu bu meydan şehirde turistlerin en çok ilgi gösterdiği yer. Bunun en önemli nedeni, her gün 11, 12 ve 17’de çalan çanlar ve 10 dakika boyunca dans eden renkli heykeller.




Leopold Caddesi ve diğerleri. Meydanlardan sıkılıp kendinizi parklara ve bahçelere atmak isterseniz yolunuz İsar Nehri’nin kıyılarına düşer.




Kral Sarayı




Müze ve tarih düşkünlerinin atlamaması gereken bir adres Residenzmuseum. Kral Sarayı anlamına da gelen Residenz, 112 oda, 6 salon ve 4 galeriden oluşuyor. Atalar Galerisi’nde MÖ 700’lü yıllarda yaşamış olan Dük Thedor’dan başlayarak tüm Wittelsbach Ailesi’nin balmumu heykelleri sergileniyor.




Antiquarium ise 1558’de Dük V. Albrecht için tasarlanmış 70 metre uzunluğundaki anıtsal rönesans kütüphanesi. Oda ismini içinde bulunan Antik Yunan ve roma liderlerinin büstlerinden alıyor.


İngiliz Bahçesi




Almanya’nın her köşesinde bahçeler hep ayrı güzeldir. Münih’teki İngiliz Bahçesi ise Alman titizliğiyle 18’inci yüzyıl İngiliz bahçe tasarımını buluşturan görmeye ve en azından birkaç saat geçirmeye değer bir yer.





Hofgarten




1789’da kurulan bahçe, Münih’in merkezinden başlayıp şehrin kuzeydoğusuna kadar uzanıyor. 3.7 kilometrekarelik alana sahip. Bu şehir içi cennetini kışın karlar altında da görmek lazım diye düşünerek Nymphenburg Sarayı’na doğru yola koyuluyorum.



Nymphenburg sarayı

Bulundukları dönemde müsriflikleri yüzünden eleştirilseler de kralların yüksek ego sahibi olmalarının mimari anlamında çok işe yaradığı fikrindeyim. Bu muhteşem saray, Wittelsbach Ailesi için mütevazı bir yazlık ev olarak planlanmış.




Fakat gelen her yeni kral, eve yeni tasarımlar eklediği için saray sürekli genişleyerek büyümüş, pek mütevazı kalamamış kısacası. Nymphenburg, şehir merkezine 20 dakika mesafede Almanya’nın en büyük barok sarayı.

Nerede yenilir?

Makassar, Jacques Cousteau’nun keşif gemisi Calypso’nun aşçısı olarak başladığı kariyerini Münih’e taşımış şef Roger Baranda’nun restoranı. Şef servisi de kendisi yapıyor. www.makassar.de




Schumanns Tages Bar en azından bir kahveye uğranması gereken kahvaltısı atlanmayacak bir mekân. Maffeistraße 6 www.schumanns.de/




Café an der Oper: Maximilian Platz’da yer alan mekân klasikler arasında yer alıyor. www.opera-munich.com


Bir portre




Charles Schumann, 80’li yıllardan Münih’in en ünlü simalarından biri. Hugo Boss, Baldessarini ve pek çok markanı tanıtım yüzü olarak bilinen Schumann’ın 82’de Odeon Platz’da açtığı barı çok popüler bir yer.



Yazı: Levent Özçelik


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.