“Çocuklar ilk başta farkındalık alanında büyük ustalardır. Daha sonra büyür, geleceği hayal etmeyi ve geçmişe bakmayı öğrenirler” diyor Hollandalı terapist Eline Snel “Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli” isimli kitabında... (Pegasus yayınları) Farkındalık, kişinin içinde bulunduğu ana bilerek ve yargılamadan dikkatini vermesiyle ilgili bir algılayış şekli, diyor kitabın sunuşunu yazan, farkındalık eğitimlerinde dünya çapında bir otorite olarak kabul edilen Jon Kabat Zinn.




Farkındalık herhangi bir kültüre, geleneğe ya da inanç sistemine dayanmadan, gün geçtikçe hızlanan mekanikleşen hayatımıza, ezbere hale gelen davranışlarımıza bir panzehir görevi görüyor.


Çocuklar için farkındalık yöntemin doğu ülkelerinde çok uzun zamandır spiritüel bir anlayışla hayatın içinde yer alırken Batı ülkelerinde ise zihinde var olan bir kası geliştirmeye çalışmak bununla da davranış kaynaklı problemlerde azalma, dikkat toplama ve odaklanmada artış hedefleyen; olumlu sonuçları araştırmalarla belgelenmiş.




Eline Snel’in geliştirdiği çocuklar için farkındalık yöntemi 8 hafta süren bir eğitim. Bu öğrenmenin sonunda çocukların daha huzurlu, daha uzun süre odaklanabilen, karşısındaki insanı daha iyi anlayabilen yanlarının güçlendiğini belirtiyor Snel. Zaten bu sonuçlardan sonra Hollanda’da müfredata da girmeyi başarmış.


Bu yöntemi Eline Snel’den öğrenen Güneş Ulus, nam-ı diğer Güneşanne, çocuklar için farkındalık metodunun Türkiye’deki uygulayıcılarından biri, aynı zamanda “Anneliği Like Et- Bir annenin farkındalık notları” isimli kitabın yazarı (2017 - Mona kitap) Bir hafta sonra başlayacak eğitiminde 5-12 yaş çocuklarla farkındalık pratikleri yapacak olan Güneş Ulus ile söyleştik.

Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz farkındalık/ mindfullnes nedir?

Şimdi, şu anda oluş halimizi fark edebilmek. Tüm bedenim, ruhum, tüm sistemimle gerçekten burada olmam. Zihnimin gelecek planlarında ya da geçmişte olmaması. Bir durum karşısında bedeninde ne oluyor, zihnine hangi düşünce ve duygular geliyor bunları görebilmek. Kaynağı neşe de olsa, üzüntü de olsa bedende yarattığı farklılığı duyumsamak.


Gelecek ve geçmişe dair tasavvurları engellemek mi?

Düşüncenin, duygunun geldiğini fark etmek ve sonra tekrar ana geri dönebilmek. Çünkü bunları engellemenin imkanı yok. Düşünceler, duygular, planlar, geçmiş, zihnimiz hep meşgul. Ama zihni dinlendirmek akla gelmiyor. Sistem hep zihni yüceltirken onun bedenle ve duygularla olan bağlantısına hiç bakmıyor. Aşırı düşünce otomatik tepkilere yol açıyor.


Zihni dinlendirmeyince ne oluyor?

Mesela uyuyamıyoruz. Bir düşünce geliyor onu uzaklaştırmaya çalışırken 5 tane daha geliyor sonra 10 tane; al işte uykusuzluk. Zihin gün içerisinde dinlenemiyor, akşam da uyuyamıyor; ne oluyor sonra: stres, kaygı. Bunları yönetemediğim için şekere, çikolataya, kafeine sarıyorum. Sonra onlarla da mücadele etmeye başlıyorum.




Çocuklar için daha kolay


Ve bu antrenman mı gerektiriyor?

Evet. Çocuklar için bizim için olduğundan daha kolay ama spor, müzik vs. gibi bir kurs değil bu. Öğrendikten sonra hayata yayılan; anlamayı, dinlemeyi, orada olma kapasitesini geliştirecek bir beceri. Bu beceriyi geliştirmek için aletler var. Beden durumlarının farkına varmak, nefesin farkına varma, meditasyon, bilinçli gevşeme gibi... Bunları çocuklara oyunlarla, metaforlarla, hikayelerle öğretiyoruz.


Farkındalık, çocukta zaten var olanbir şey değil mi peki? Yani küçük çocuk zaten dün, yarın kavramlarına uzak değil mi?

Çocukta zaten var olan açıklığın gelişimine destek vermek, muhafaza etmek için aslında. (Bizim topluma dönersek) Zor duygular kabul edilmiyor genellikle. “Kardeşini kıskanamazsın, babaannene onu sevmediğini söyleyemezsin, bir derdin varsa sınıftan çık” gibi... Çocukların her duygunun kabul edilebilir olduğunu bilmeye ihtiyaçları var. “Olduğun halinle mükemmelsin. Hoşa giden veya gitmeyen duyguların olabilir; bunları fark et” denmeye ihtiyaçları var.Yetişkinler ne kadar tempolu, programlı bir hayat yaşıyorsa çocuk da aynı tempoda yaşıyor. O da stresten payını alır.

Geleceğin mesleklerini bilmiyoruz


Bu eğitim onlara nasıl yardımcı olacak?

2016’da Dünya Ekonomik Forumu’nda Geleceğin Meslekleri adında bir rapor yayınlandı. Diyor ki bu yıl okula başlayan çocukların %65’inin gelecekte hangi mesleğe sahip olacağını bilmiyoruz. O meslekler daha oluşmadı. Gelecekte ne iş yapacağı hakkında hiçbir fikrimiz yok ama her birimizin içsel kaynakları var. Çoğu zaman bu iç dünyayı bulmaya, orada sadece kendimiz olarak durmaya vakit ayırmıyoruz, aileden de böyle bir şey görmüyoruz. Ben içimde iyiyim, her zaman güvende olan bir yanım var ve ihtiyacım olduğunda oraya gidebilirim hissiyatı çok önemli.





Bedeni Fark Etmek


Evde nasıl uygulanır farkındalık alıştırması?

Günde 5-10 dakikalık kısa meditasyonlar... Uyumadan önce çok rahatlatıcı, banyo kadar uykuya geçişi kolaylaştıran bir etkisi var. Biz ebeveyn olarak dikkatimizi başka hiç birşey bölmeden çocuğumuzla 10 dakika geçirebiliyor muyuz? Sadece onunla ilgilenerek, onu izleyerek. Bize izleyen ebeveyn olmak öğretilmedi, hep öğretmen ebeveyn olduk. Bu sırada da çocuklarımızın asıl olduğu hali kaçırıyoruz çoğunlukla; onları etiketliyoruz. Hani “Ters Yüz” filminde vardı zihnime küçük anı parçacıkları ekiyorum onun da ekmesine destek oluyorum. Ebeveyn çocuk ilişkisi böyle bir şey. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi.


Beden sinyallerini duymak farkındalığın önemli bir parçası, duymayınca ne oluyor?

Televizyon izlerken yemek yedirilen çocuklar var. Ne yediğini, ne kadar yediğini fark etmiyor. Yemeğin hazırlanışı, o eve gelişi hakkında hiçbir fikri yok. Annesi veriyor oda yiyor. Kendi ihtiyacını bilmiyor. Acıktığını, doyduğunu bilmiyor. Yediğiyle ilişki kurmuyor yani kendi temel ihtiyaçlarına karşı duyarsız. Sonra tuvaleti geldiğinde, uykusu geldiğinde, acıktığında, yorulduğunda farkına varmıyor. Yetişkinliğinde mesela bebeğini emzirirken tuvalete gitmiyor kadın. Tutuyor. Onun emzirilmesi çok daha önemli. Kendi ihtiyaçlarını görmeyen görse de önemsemeyen bir davranış modeline dönüşüyor.



Bazı ülkelerde okullara girmiş bu eğitim?

Hollanda’da, Hong Kong’da müfredata girdi. İngiltere’de ortaokullarda intiharlar artınca öğretmenlere zorunlu kılındı. Dünyada buna doğru gidiş var. Pek çok okul bu sistemleri kullanmak istiyor. Önce öğretmenler yetişecek ki sınıfta uygulanabilsin.


İçsel Hava Durumu

Hepimiz her gün hava hakkında konuşuyoruz. Peki ya içsel hava durumumuz. Her gün kendi iç hava durumumuz var. Sabah bir uyanışımız var, okula gidişimiz var. Ben nasılım, bu gün kendimi nasıl hissediyorum sorularını sorsun çocuklar kendilerine. Bedenlerine dönüp onu dinlesinler, kendi içlerinde neler olup bittiğini gözlemlemeye, kabul etmeye alışsınlar. Hissettiğin şeyi değiştirmek zorunda değilsin. Biz bunu çok geç keşfettik. Onlar erken öğrensinler.


Nefesin farkına varmak

Mesela bir çizgi filmde gergin bir sahne izliyor çocuk o sırada nefesini tutuyor ama farkında değil. Büyüdüğünde iş hayatında, okulda, strese girdiğinde yine nefes tutacak. Biz nefesini tuttuğunu fark etmesini sağlıyoruz. Bunun üzerine konuşuyoruz.


Röportaj: Damla Çeliktaban


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.