Kendine has iğneleyici üslubuyla milyonların izlediği Oğuzhan Uğur, şimdiye kadar müzisyenlikten oyunculuğa, senaristlikten yönetmenliğe her alana el atmış. Sanatı çok sevdiğinden ya da maymun iştahlılıktan değil, gelir kapısı olduğu için... Ünlü Youtuber “Bunlardan hangisi ekmek getiriyorsa o tarafa yöneliyorum” diyor.


Videoların çok izleniyor ama seni pek tanıdığımız söylenemez. Oğuzhan Uğur kimdir?

Ömrüm boyunca cevaplamayı beklediğim bir soruydu, henüz tam olarak cevaplayamadım. Ama insanlar sorduğunda, “Kısa boylu, şarkı söyleyebilen, aynı zamanda metin yazarlığı yapmış, tiyatro oyunları yazmış, albüm çıkarmış, sinema filmi çekmiş bir ‘keko’yum” diyorum. Bunlardan hangisi ekmek getiriyorsa o tarafa yönelen bir adamım. Baktım Youtube’a girince hepsinden ekmek getirmeye başladı. Oradan devam ettim.


Yıllar evvel ‘Şebermeler’ isimli skeçler paylaşıyordun Youtube üzerinde. Özellikle son dönemde senin bilinirliğinin artmasıyla beraber Şebermeler’in de izlenme oranları epey arttı. Şebermeler nasıl çıktı, nasıl yazıldı?

Bunlar yazılmadı asla. Kamera oradaydı, biz de karşısına geçip bir şeyler yaptık. Onların sonunda çıkan şeye de “Şeberme” dedik. Sebebi de şu; biz hiç gülünmeyecek esprileri yani “Üf bunu dedin mi gerçekten?” diyeceğiniz şeyleri kameraya çektik. Karikatürün video halidir Şeberme.


‘Sinema benim için bir aşk değil, gelir kapısı’


Sinemayla da bir geçmişin var. “Ağır Abi” filminin hem senaristliğini hem yönetmenliğini üstlendin. “Pişt” isimli bir korku filmin var. Sinemayla ilgili bir şeyler yapmaya devam edecek misin?

Türkiye’deki bu şartlarda sinema benim için bir aşk değil, yalnızca bir gelir kapısı. Çünkü, hayallerini gerçekleştirmek için gereken parayı ve sponsoru bulmak için harcadığın mesai; senaryo üzerinde harcadığın mesaiden fazladır bu ülkede. Durum böyle olunca “Bir film yapalım da 500 bin izlensin, biz de zengin olalım; ikinci filmi belki daha güzel yaparız, belki de hiç yapmayız. Çok güzel para varmış” deniliyor.


Gani Müjde’nin yönetmenliğindeki “Bizans Oyunları: Geym of Bizans”ta oyunculuk da yapmışsın. Oyunculuğa devam etmeyi düşünmez misin?

Düşünürüm elbette ama tabii ki o da parası için. Oyunculukla ilgili bir aşkımın olmadığını da ekleyeyim. Gani Müjde’ye ben film müziği vermek için elimde CD’lerle gittim, elimde senaryoyla çıktım. “Geym of Bizans” gerçekten bir şanstı benim için. Büyük prodüksiyonlu bir işti, görmediklerimi gördüm. Mutlaka yeni projeler de olacaktır. Çünkü şimdi Youtube’çuyum ya, biraz da isim olmaya başladım. “Çok eğleniriz” diyebileceğimiz bir proje olursa tabii ki koşa koşa, seve seve dahil olurum.


İsim vermeden söyleyeyim. Vlogger, genç bir arkadaşımızın da filmi çekildi mesela.

Enes Batur. Kendisini ben de programıma konuk aldım. Hayatta bir yelkenli içinde gidiyoruz ve rüzgâr bir yerden esiyor. Kürekleri çekip amelelik yapmaktansa, rüzgârın geldiği yeri değerlendirmek önemli. Bu kadar ‘keko’ sinema filmi çekmiş ve vizyona sokmuşsa, bu çocuk da yapsın. Sonuçta çocuk da olsa 5.5 milyon takipçiye hitap etmek başarıdır. Bir sebat var Enes’te. Yapımcılardan ve diğerlerinden kazık yemez de birileri paraları kapmaya çalışmazsa, en azından bu çocuk da biraz para kazanırsa ileride daha güzel işler yapar. Daha 19 yaşında. Yaşına göre olgun ve başarılı bir çocuk. Belki birkaç yıl sonra bu sinema filmiyle dalga geçen bir sinema filmi daha çeker. Böyle adamların desteklenmesi lazım.





Genç yaşta ünlü olan bir de Aleyna Tilki var.

Aleyna Tilki, yaşının çok üstünde bir iş yapıyor. Onun yaptığı şarkıları 35-40 yaşındaki rakipleri yapamadı. Aleyna’yı çok özgün buluyorum ve Türkiye yeni bir Tarkan doğuruyor. Sonuçta her doğum sancılıdır, elbette hakkında çok fazla olumsuz şey söylenecektir. Bu ülke, en çok sevdiklerini gömüverir.


‘Bedava reklam gibi düşün’


Albümünüzün logosu neden soru işareti peki?

Çünkü soru işareti evrenseldir, kolay reklamdır. Eğer ki kendi logonu soru işareti şeklinde tanımlarsan, yarın öbür gün biri Şangay’a bile gitse soru işaretini görüp seninle paylaşabilir ki bunun örnekleriyle karşılaştım. “Bunu gördüm, aklıma direkt sen geldin” gibi. Bedava reklam gibi düşün.


Senin Youtube videoların yeni bir talk şov formatı sanki... Ayrıca Okan Bayülgen ve Cem Yılmaz taklidi varmış gibi geliyor bana.

Şöyle söyleyebilirim. Cem Yılmaz’ı çok seviyoruz ama onunla farklı olduğumuzu düşünüyorum. Taklit edilemez bir komedi ve video formatımız var. Ya da Okan Bayülgen’in yaptığı gibi büyük şovlarım da yok. Oturuyorum, arkaya bir görüntü vermiyorum, konuşuyorum sadece; kimseye bir oyuncak vermiyorum. Buna taklit denilmez. Başka bir stil yarattığımı düşünüyorum.


Youtube üzerinde RTÜK gibi bir kurum yok ve sık küfür ediyorsun. Televizyonda program yapsan kolun kanadın kırılır mı?

RTÜK olmamasına rağmen ben videolarıma da bip koyuyorum. Televizyonda da birçok dizide küfür ediliyor ve bip konuluyor. Küfür etmeden de derdimi anlatabilirim. Şu anda televizyon için gelen teklifleri değerlendiriyoruz, oraya da yönelebiliriz.


Peki, Youtube’da ne söylemek istiyorsun Oğuzhan, derdin ne ki bu mecrada bir şeyler anlatıyorsun?

Youtube’da bugüne kadar anlatılmamış şeyleri, aslında insanların hep birbirleriyle konuşmaya çalıştığı şeyleri anlatıyorum. Muhabbet ediyorum insanlarla. Bu yüzden bir görsel şova ihtiyaç var.


Röportaj: Duygu Akağız

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.