Dışarıdan ne kadar neşeli ve renkli gözükse de İsrailli şarkıcı, aslında oldukça melankolik. Öyle ya, düet yaptığı isimler arasında İbrahim Tatlıses’ten Halil Sezai’ye, “damar” diye tabir ettiğimiz birçok isim var. Kökleri Ege’ye dayanan Yasmin Levy ile bu akşamki konseri öncesinde Türkiye’den aşka, Kudüs’ten aileye birçok konuda lafladık.


Hayatınızın dönüm noktası ne oldu?

Almanya, Essen’de 16 yıl önceki Womex’le başladı, bir kartopu gibi büyüdü. Menajerim Paul Burger’la tanıştım. O zamandan beri beraberiz. Almanya’da başladı ama Londra’da devam etti. Bir yolculuğa dönüştü.


Müzisyen ailenizden biraz bahsedebilir misiniz?

Annemin hayali şarkıcı olmakmış ve babamın çalıştığı New Faces isimli yarışmaya katılmış. Babam o zaman 44, annemse 17 yaşında. Annem 2 yıl sonra babamla evlenmek için evden kaçmış. Babasıyla yaşıt olduğu için ailesi evlenmesine karşı çıkmış çünkü. Bir seçim yapmak zorunda kalmış, ya şarkıcı olacakmış ya da babamın eşi... Annem bütün kalbiyle babamın eşi olmayı tercih etmiş. Ben şarkıcı olmak isteyince çok destekledi. Kendisi gibi vazgeçmemi istemedi. 1 yaşımdayken babam öldü. Ancak onun sesiyle büyüdüm. Bir şarkıcı olarak ona hayranım.


Babanız yaşasaydı neler olurdu?

Başta mutlu olmayacağını biliyorum. Şarkıcı olmamam için her şeyi yapardı. Ancak zorlamazdı. Takdir ederdi, benimle gurur duyardı. Çocuklarınızın sevdiği şeylere engel olamazsınız, çünkü kendi hayatları var. Üzücü ama komik, o gittiğinden beri tek iyi şey, şarkıcı olmam. Yaşasaydı şarkıcı olamayacağıma inanıyorum. Zor bir adamdı ama iyi kalpliydi.


‘Zeki Müren dinleyerek büyüdüm’


Türkiye’deki aile bağları müziğinize ve sahnenize nasıl yansıdı?

Şarkılarıma yansıdı, çünkü yemeğim ve suyum Türk müziğinden geliyor. Zeki Müren’den Orhan Gencebay’a Türk sanatçıları dinleyerek büyüdüm. Bülent Ersoy’u da seviyorum. İbrahim Tatlıses tabii ki. Ancak performansım Türk müziğinden etkilenmedi. Bu benim çılgınlığım. Sahnedeyken çılgın Yasmin ortaya çıkıyor. Türk sanatçıların hepsi bu çılgınlığı sahneye taşıdığı için ben de rahatım. Türk seyirciler de benim çılgın kadına dönüşmeme izin veriyor.


İlgilendiğiniz başka Türk müzisyenler var mı?

İşbirliği içinde bulunmak isteyeceğim birçok Türk müzisyen var. Zülfü Livaneli, Taksim Trio, Kubat,

Halil Sezai ve Faruk Tekbilek ile birlikte şarkı söyleme şerefine ulaştım. Bu akşam Koray Avcı’nın İstanbul’da konuğum olmasını dört gözle bekliyorum. Onunla sahne alacağım için çok heyecanlıyım.


Birkaç yıl önce İbrahim Tatlıses’le düet yaptınız. Birlikte çalışmak istediğiniz başka isimler var mı?

Türkçe müzikle büyüdüm, tapıyorum. Dünyanın en iyi sanatçılarından bazıları Türklerden çıkıyor. Türklerle çalmayı, söylemeyi seviyorum. Daha çok öğrenmemi sağlıyor. Müziğimi genişletiyor, renklendiriyor. Büyüleyici. Daha çok işbirliği yapmak isterim.


Türkiye’de oldukça popülersiniz, bizimle duygusal bağınız nasıl?

Ben Türk’üm. Ailem Manisalı, İzmirli. İspanya’daki olaylardan sonra ailem yaşamak için Türkiye’ye geldi. Yani Türkiye evim, Türkler ailem. Onlarla çok güçlü bir iletişimim var. Seyirciler çok özel. Türkiye’ye gelince evime gelmiş gibi hissediyorum.


‘Acı benim için bir lütuf’

Aşk ve acı ayrılamaz iki parça gibi. Sence?

Aşk dünyadaki en güzel şey, aşkı tatmak bir armağan. Hepimizin hayalleri, umutları, acıları, hayal kırıklıkları var. İki insanı bir etmek kolay değil. Yani aşkta da acıyı deneyimleyeceksiniz. Benim için aşk ve acı neredeyse aynı şey ama iyi anlamda. Aslında acı güzel bir his. Mutluyken üretemiyorum ama acı ve hüzün benim ruh ve müzik kaynağım, tıpkı aşk gibi. Güzel ve derin. Acı benim için bir lütuf.


Yaratıcılık krizi yaşıyor musunuz?

Bazen 9 saatlik bir yolculukta notalar kafamda canlanıyor. Ancak bazen günlerce piyano başında kalabiliyorum ve hiçbir şey yazamıyorum. Ama sonra markete gidiyorum, dönüşte eve süt ve şarkıyla dönüyorum. Yaratıcılık krizine girdiğimde, şarap açıp melankoliye bürünmeyi deniyorum.


En sevdiğiniz ülke?

İran’ı çok seviyorum.


Kudüs durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dünyayı kadınlar yönetse daha iyi bir yer olurdu. Çünkü biz aileyiz, çocuklarımıza hayat veriyoruz. Kudüs doğduğum, büyüdüğüm yer. Kudüs bir kadın gibi, sevgi ister.


‘Her birini 100 kere söyleyebilirim’


Sizin için özel şarkınız var mı?

Bu hangi çocuğumu daha çok sevdiğimi sormak gibi, o şarkıların hepsi benim kalbim, hayatım, her şeyim. Bu yüzden her birini bir akşamda 100 kere söyleyebilirim ve hep ilk seferki gibi olur.


‘Sevmekten korkmuyorum’


İstanbul’da bizi nasıl bir sürpriz bekliyor?

Müzikal yolculuğumu katacağım. Koray Avcı konuğum olacak. Onda kendimi görüyorum, sessiz ve derin. Bir sürprizim daha var ancak saklıyorum. Ayrıca 23 Aralık doğum günüm, Türkiye’deki ailemle kutlamaktan daha iyi bir hediye olamaz.


Röportaj: Arda Işık

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.