Geçen ekimdeki Şikago Maratonu'nu 4 saatin altında bitirerek dünya çapındaki 6 major maratondan 4'üne katılma önceliği kazandı. Şikago'dan 6 hafta sonra; geçen hafta koşulan Uluslararası Mersin Maratonu'nunda 15 km koşarak rekor derece ile 1'incilik kürsüsüne çıktı. Gelecek yıl New York maratonunu hedefliyor. Ayrıca Çin Seddi'nde koşmayı, bir de 51 yaşında başlayan koşu kariyerini 90 yaşına sürdürmeyi hayal ediyor. Başarısının sırrını ise kişisel antrenör ve disiplinli çalışmak olarak özetliyor.


Fatma Çinçinoğlu, koşu kariyerini anlattı:


Kendinizden söz eder misiniz? Kaç yaşındasınız? Ailenizde sizin gibi koşucu var mı? Hem çalışıp hem koşmak zor değil mi?

55 yaşındayım. Antakyalıyım. İki kardeşim var. Şu anda özel bir şirkette üst düzey yönetici asistanı olarak çalışıyorum. Hem kız kardeşim hem de erkek kardeşim, öğrencilik yıllarında sporla çok ilgiliydiler ve şimdi çocuklarını spora teşvik ediyorlar. Ben ise kitap okuyan, yürüyen, birkaç yıl folklor oynayan, daha sakin birisi oldum çoğunlukla. 4 yıldır koşuyor olmam, çevrem için olduğu kadar benim için de şaşırtıcı oldu.


İşimde zaman sınırı olmadığını düşünürsek, 7/24 iş yapma olasılığım var. Hem işimi hem de koşmayı çok seviyorum, çünkü fiziksel ve zihinsel olarak dinamik kalıyorum.


Yaşamım; koşmak, iş yaşamı ve özel yaşam arasında geçiyor. Hepsi çok önemli ve duruma göre, hangisinin öncelikli olacağı yer değiştiriyor. Kişisel antrenörle çalıştığım için bu dengeyi sağlamak daha kolay oluyor. Önceden belli olan seyahat, yemek ve buna benzer programlarım varsa belirtiyorum, programı ona göre hazırlıyor. Diyelim ki acil bir şey oldu ve o gün antrenman yapamadım veya ender olsa da ekstra zamanım da çıkabiliyor. Antrenörüm gerekiyorsa hemen onu dengeleyecek bir değişiklik yapıyor, performansım yine aynı seviyede devam ediyor. Yöneticilerim, ailem ve arkadaşlarım her zaman destek oluyorlar ve hepsine destekleri için sonsuz teşekkür ediyorum.


'25 kez kürsüye çıktım'

Katıldığınız koşu ve maratonlardan söz eder misiniz? Geride bırakıp öne geçme, başarma duygusunu tatmak, birinci olmak ya da derece almak nasıl bir şey? Bu sporun size katkıları konusunda neler söylersiniz?

Koşu yaşamım Haziran 2013 tarihinde başladı. İlk yarışımı 8 Eylül 2013’te kurumsal oyunlarda koştum, ilk kürsü madalyamı da orada aldım. Geçen hafta 3 Aralık 2017 tarihinde katıldığım Mersin Maratonu'na kadar 43 yarışta; 4 maraton, 10 yarı maraton ve birçok farklı mesafelerde koştum. Katıldığım 43 yarışın 25'inde kürsüye çıktım, bir kısmında ise kişisel rekorumu kırdım. Kişisel rekorumu kırmak, bana kürsüye çıkmak kadar haz veriyor. 2013'te sanırım Temmuz ayında ilk defa Belgrad Ormanı Neşet Suyu'nda 6 km'lik parkuru bitirdiğim zaman; kendimi dünya şampiyonu gibi, sanki kocaman bir stadyum beni alkışlıyor gibi hissetmiştim. Bu duygu, şu ana kadar hissettiğim en müthiş duygu. Bütün bitiş çizgileri beni çooook mutlu ediyor ve her zaman ağız dolusu gülerek giriyorum bitişe; bitiş çizgisini geçtiğim anda gücüm kalmadığı için hemen tutunacak bir yer arasam bile...




Fatma Hanım, performansının bu seviyede olmasını, antrenörü Koşan Adam Kemal Özdemir’in verdiği programlara ve disiplinle çalışmaya bağlıyor. Kemal Bey, Fatoş Hanım için, “Yola çıktığımızda attığı minik adımlar ve kilolar yer değiştirdi, adımlar büyürken kilolar indi” diyor.


'Kendimle yarışıyorum'


İlk katıldığım yarışlarda beni geçenler olduğu için üzülüyordum, sonra farkettim ki ben de bir sürü kişiyi geçiyorum. Artık her zaman öncelikle kendimle yarışıyorum, bitişe odaklanıyorum. İlk hedefim sağlıkla yarışı bitirmektir çünkü ilerleyen yaşlarımda, 90 yaşında, daha ileri yaşlarda koşuyor olmak istiyorum. Bir kürsü ile taçlanırsa yarışım müthiş oluyor. Yarışın içinde etrafıma çok bakmıyorum, beni kim geçti, geçmedi farketmiyorum. Her zaman yarışımı önce kendimle yapıyorum.


Bu sporun bana katkısı, öncelikle sağlığım düzeldi. Çok kiloluydum, zayıfladım ve kilomu koruyabiliyorum. Astımım düzeldi, bahar aylarını daha rahat geçiriyorum. Nefes ilaçlarımı koşarken dahi kullanmıyorum uzun zamandır. Koşu sporunda kullandığım enstrüman vücudum. Başka bir araç yok. Bana çok haz veren bir duygu bu. Kendimi sevmeyi öğrendim bu sayede.


'Zayıflayarak rol model oldum'


Kaç yıldır koşuyorsunuz? Sizi koşmaya iten şey neydi? Hâlâ o nedenden dolayı mı koşuyorsunuz? Yoksa nedenleriniz değişti mi?

Astım rahatsızlığına bağlı kortizon kullanımı ile birlikte yemek yemeyi seviyor olmam sonucunda 35 yaşından sonra kilolarım geldi. Ve yaşamımda bir dönem; kötü beslenme, kilo alma-verme ile geçti. 2013 yılında yine bir kilo verme döneminde koşuya başladığım zaman halen epeyce kiloluydum. Zayıfladım ve kilomu belli seviyede tutabiliyorum. Bana söylenenlerden biliyorum ki; birçok kişiye rol model oldum. Aslında önce kendime rol model oldum. İçimde ne kadar çok mucize yaratabilecek bir güç olduğunu daha çok biliyorum artık.


Benim koşanlarla ilgili şöyle bir algım var; kent insanı, hem kişiyi sağlıklı kılması hem de sosyal bir anlam içermesi nedeniyle koşuyor. Ne dersiniz? Sizin koşma hedefleriniz neler?

Bu düşüncelerinize katılıyorum. Benim de artık aynı dili keyifle konuştuğum bir koşu çevrem var. Herhangi birine “Geçen yarıştan 1 dakika daha iyi koştum, mutluyum” dediğiniz zaman bir anlam vermez ama koşu ile ilgili birisi sizi takdir eder, ne kadar emek verdiğinizi bilir ve alkışlar. Ben yol koşucusuyum, Kemal Hocam ile birlikte önümüzdeki yıl hedefimiz NewYork maratonunu koşmak. Onu koştuktan sonra yeni hedef koyacağız kendime... 8 Ekim 2017’de Şikago Maratonu'nu 4 saatin altında (3:39:53) sürede bitirdim. Benim yaş grubum için iyi bir derece. Bu süre ile dünyada yapılan 6 major maratondan 4'üne katılmak için öncelik kazandım, kesinlikle çok önemli.




'Yarıştan önce kırmızı rujumu sürerim'

Kadın koşucu olmanın avantaj ya da dezevantajları var mı? Diğer kadınlara da önerir misiniz? Koşmak isteyip de zor gelenlere, zaman bulamayanlara, imkanım yok diyenlere neler söylersiniz?

Kadın koşucuların olmasının bence bütün koşu çevresine avantajlı katkısı var. Biraz daha süs, nezaket getirdik ortama. Yarışa başlamadan önce kırmızı rujumu sürerim. Yarıştan en geç 10 gün önce pedikürümü yaptırırım. Yarıştan önceki gün kırmızı ojelerimi sürer, yurtiçindeyse saçıma fön çektiririm. Maraton finişinde beni bekleyen kişide mutlaka kırmızı rujum ve aynam vardır. Tam makyajlı koşan kadınlar var ve harika yapıyorlar.


Bütün kadınlar koşsun. Atatürk kadınların bütün haklarını elde etmesinin önünü açtı. Boston’da ilk maratonu koşan Kathrine Switzer'e her zaman teşekkür ediyorum. Tuvalet ve kıyafet değişimi, kadınlar için daha sıkıntılı olabiliyor ve kadınlar bunlara da bir çözüm buluyor her zaman.


Ben ilk koşmaya başladığım zaman antrenmanlarımın çok önemli olmadığını düşünenler vardı, artık önemini kabul ediyorlar. Hem güç olarak hem zaman olarak koşmak isteyenler, mutlaka ayarlayabilir.


Kadınlar spor yapsın ve spor yaşamında olsunlar. Koşuda da olsunlar. Türkiye’de maraton koşan kadın sayısı çok az. 4 yıllık koşu yaşamımda ve 55 yaşımda Türkiye’de az sayıda maraton koşan kadınlardan biriyim. Bu sayının artmasını diliyorum. Ayrıca spor, koşu yaşamını sağlıklı sürdürmek için kesinlikle bilen birisine danışmayı ve kişisel antrenörle çalışmayı öneriyorum. Performansımın bu seviyede olmasının nedeni, kişisel antrenörüm Koşan Adam Kemal Özdemir’in verdiği programlar ve disiplinle çalışmak. Kemal Hoca ile çalışmaya başladıktan sonra 3 maraton dahil, 32 yarış koştum. 26 ödülün 22'sini bu dönemde kazandım.


Bundan sonraki hedefleriniz neler? Hayalleriniz var mı?

90 yaşında dahi koşuyor olmak istiyorum. Çin Seddi'nde koşmayı hayal ediyorum.


Röportaj: Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.