İstanbul Tiyatro Festivali, 13 Kasım’da zengin bir programla perdelerini açıyor. 26 Kasım’a kadar sürecek festivalde çoğu oyunun biletleri tükendi bile. Şu sıralar İstanbul’a tiyatro yetişmiyor! 21’incisi düzenlenen etkinliği, İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Leman Yılmaz ile konuştuk. Dediğine göre kendi ekibi bile bazı oyunlara yer bulamıyormuş...


Son zamanlarda Türkiye’deki sanat faaliyetleri hakkında yapılan araştırmalar sahne sanatlarına ilginin düşüşte olduğunu gösteriyorken, İstanbul’da muazzam bir hareketlilik başladı.Hem şehir tiyatroları hem de özel tiyatrolarda yer bulmak gittikçe zorlaşıyor. Sanatseverlerin heyecanı bulaşıcı! Pazartesi başlayacak 21. İstanbul Tiyatro Festivali’nin biletlerinin çoğu piyasaya çıkar çıkmaz tükendi. Bu yıl yine heyecan verici oyunlar var. 21. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yurt dışından 5, Türkiye’den 13 olmak üzere 18 tiyatro dans ve performans topluluğunun 54 gösterisi sahnelenecek. Ayrıca şehre yayılan festival kapsamında ücretsiz yan etkinlikler gerçekleşecek. İKSV’de hummalı bir çalışmanın ortasına daldık. İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü sevgili Leman Yılmaz ile oturup sohbet ettik.


Bu yılki programda neler var?

Tiyatro Festivali artık her yıl ve kasımda düzenlenecek. Bu karar bizi hızlandırdı. Bu yıl 2 oyun hatta Karton Şehir’i de sayarsak 3 prömiyer var. Bir bölümü de yeni prömiyer yapmış oyunlar. Ayrıca her yıl giderek içeriğini zenginleştirdiğimiz eğitim programı var. Film gösterimlerimiz var.


Festivalin her yıl düzenlenmesi programınızı değiştirecektir...

Evet. Bu yaz harıl harıl program üzerine çalıştık. 2018 çalışmalarına çoktan başladık. Festival sonrasında yerli projelerle ilgili duyuru metinlerimizi paylaşacağız.


Yurt dışından oyun getirme süreci nasıl gerçekleşiyor? Yakın zamanda bir iptal duyurusu da oldu...

Yurt dışından az sayıda oyun getirebiliyoruz. Bunun arka plan bütçeleri çok yüksek. Keşke 10 yerli, 10 yabancı yapım olsa. Sahne sanatlarında yelpaze çok genişledi. Bir de video gösterimleriyle pek olmuyor açıkçası. Sahnede görmek, sahnenin nasıl yapılandığını görmek gerekiyor. Seyirciyi görmek gerekiyor. Bir yandan Türkiye’deki sahneler teknik olarak uyuyor mu, ona bakmak gerek. AKM’nin kapanmasından sonra biraz zor bir durumda kalmıştık, gerçi şimdi yeniden projelendiriliyor. Umarım iyi olur...


‘Seyircinin algısı çok geniş’


Var mı sahne imkânsızlığı yüzünden gelemeyen?

Mesela Moliere’den bir oyun... Önemli bir Alman yönetmenin oyunuydu, çok çalıştık ama çok ciddi bir teknik altyapısı vardı ve sahnenin yapısı bunu kaldırmıyordu; dolayısıyla getirtemedik.


İstanbul’a oyun seçerken ne gibi kriterlere bakılıyor?

Oyunların yapısına göre değişiyor... Çok metinli oyunlarda mutlaka üst yazı yapıyoruz. Seyirci her şekilde oyunu takip ediyor, anlıyor. Bir taraftan İstanbul seyircisi gerçekten çok eleştirel bir seyirci. Bunu gelen topluluklar söylüyor. Algısı çok geniş seyirci kitlesi var. Dolayısıyla onlara dikkat ediyoruz.





Festivale yurt dışından katılımcı olarak davet ettiğiniz profesyoneller ya da basın var mı?

2014’ten beri bu projede çalışıyoruz. O yıl 12 kişi geldi yurt dışından, 2 oyun yurt dışına gitti. 2016’da da 4 oyunumuzun yurt dışına gitmesine vesile olduk. Bu sefer gelenler için 2 ayrı program yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Fransa’dan profesyoneller geliyor. Hem oyunları izleyecek hem de sanatçılarla bir araya gelecekler. Farklı ülkelerden festival ve tiyatro direktörleri de katılıyor.


Bunlar ciddi planlama gerektiren işler. Kaç kişilik ekibiniz var?

İKSV olarak çok geniş bir ekibimiz var. Toplamda 40 kişiyi buluyor.


Festivali ilk ve son 10 yıl olarak ikiye ayırsanız nasıl anlatırsınız?

İlk dönemler devlet ve şehir tiyatroları ağırlıklıydı. Yurt dışından gelen 1-2 yapım vardı. Zamanla izleyiciler farklı yönetmen, oyuncu ve topluluklarla tanışmaya başladı. Festival hep 19 Mayıs sonrası başlamış ve 15 gün olarak kurgulanmış. 11 güne indiği de olmuş 2010’daysa festivali 1 ay yapmışız!


Bundan 10 yıl sonra nasıl olabilir?

Hayalim sezon için daha fazla yapımla seyirciyi buluşturmak, daha farklı alanları keşfetmek. Daha fazla yabancı yapım gelmesini sağlamak.


Uyarlama süreci çok önemli. Burada nasıl bir yol izliyorsunuz?

Çok bilinen metinler genelde toplulukların elinde çevrilmiş halde bulunuyor. Biz genelde toplulukların tercih ettiği üst yazı metinlerini kullanıyoruz. Böyle bir metin yoksa biz çeviriyoruz. Yabancılar için İngilizce üst yazı da yapıyoruz. Sürekli bir çevirme hali.


‘Davetiyeleri kısıtladık’


Biletlerin tükendiğini duyunca ne hissediyorsunuz?

Çok heyecanlanıyoruz ama aynı zamanda panikliyoruz çünkü sürekli talep geliyor. Seyirciler yakınıyorlar bilet bulamamaktan. Ama talep bizi mutlu etti.


Birçok etkinlikte olduğu gibi sizin de davetiye talepleriyle boğuştuğunuz oluyordur.

Mümkün oldukça kısıtladık davetiyelerimizi. Festival ekibi olarak gidemediklerimiz oluyor. Bu konuda seyircileri ön planda tutuyoruz. Dediğimiz gibi bu kadar oyun yetmiyor bile.


‘Güzel bir referans kitabı hazırladık’


Festivalin bu sene bir de kitabı çıktı...

Değerli Özlem Emiş arkadaşımızla bu yıla bir şey yapmak istedik. En azından bir hatırlatma yapmamız gerekiyordu. İzleyicilerin belleğinde kalıyor ama o kadar hızlı akıyor ki zaman... En başından başladık.


Ne kadar sürdü?

2015’in sonunda bilgileri toplamaya başlamıştık. Arkadaşlarımız yardımcı oldu ve çatısını kurduk. Bugüne yetişti. Benim 25 yazım var özellikle özel projeleri ben kaleme aldım. Arkadaşlarımız yazıları ile destek oldu. Kitabı elime aldığımda çok heyecanlandım. Çok detaylı bir bir çalışmaydı. Güzel bir referans kitabı oldu diye düşünüyoruz.


Uluslararası konuklar

21. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl yurt dışından 5 tiyatro ve dans topluluğunu konuk ediyor. Festivalde Antik Yunan tiyatrosunun efsanevi yönetmeni Theodoros Terzopoulos, Lübnan asıllı Kanadalı oyun yazarı ve yönetmen Wajdi Mouawad, dünya çapında ses getiren Fransız koreograf Angelin Preljocaj, İtalyan Davide Venturini ile Francesco Gand, Portekizli yönetmen Pedro Penim’in oyunları seyirciyle buluşacak.


Festivalin yerli yapımları

Türkiye’den 13 yapım yer alıyor: Serdar Bialiş’in güncel yorumu ile Çehov klasiği Martı’nın yanı sıra Yuva, Akşam Yemeği, Seni Seviyorum Türkiye, Fırtına, Uyarca, Göçmenleeeer, When In Rome, Panopticon...


Röportaj: Ece Ulusum

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.