Emanet Beden’ isimli albümüyle müzik listelerinde zirveden inmeyen Aynur Aydın’la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Almanya doğumlu şarkıcıyla albümünün başarısını, yaşadığı talihsiz kazayı ve yakın arkadaşlıklarını konuştuk...


Albüm çıkalı bir yıl oldu. Nasıl gidiyor, tepkiler nasıl?

Güzel gidiyor. Stoklar tamamıyla tükenmiş. İkinci baskıya geçeceğiz. Albümün ve şarkıların dinlenmesi, satın alınması sevindirici şeyler. Albümden 3 tane single çıkardık, klip çektik. ‘Günah’, ‘Sevap’ ve ‘Damla Damla’, 3’ü de bir numara oldu. Benim için başarılı bir yıldı, başarılı bir albüm oldu. n Konserler de başladı albümle birlikte. Seyirciyle buluşmak nasıl bir duygu? Beni seviyorlar. Bu beni hem sevindiriyor de hem şaşırtıyor. Konserler bayağı dolu geçiyor. Bu işletmeciler için de çok sevindirici. Ben bir iş yaparken iki tarafın da kârlı çıkmasının, kazanmasının devamlılığı getirdiğine inanıyorum. Playback konusunda başarılı değilim ama ona da alıştım.


‘Playback garibime gidiyordu’

Playback yapıyor musunuz, yapmıyor musunuz?

Playback benim garibime gidiyordu. Aslında şarkı söylüyorsun, sonra söylemiyorsun gibi... Bir futbolcu düşünün aslında top oynuyor ama oynamıyor gibi... Dediğim gibi biraz garibime gidiyordu ama alıştım. Şu an için gece kulüplerinde playback yapıyorum.


Peki doğru buluyor musunuz bu durumu?

Bizim üst devreden yani son senelerde kendini ispatlamış sanatçılardan bahsediyorum, hepimiz şarkı söyleyebiliyoruz. Bunun sebebi ses tesisatlarının yetersiz olması ya da canlıda inanılmaz bir maliyet olduğu için karşı taraf bunu karşılamadığında playback yapıyoruz. Yoksa canlı okuyamayan sanatçı olduğunu zannetmiyorum.


Peki playback yapan sanatçılara gelen tepkiler için ne düşünüyorsunuz?

Biraz haksızlık olduğunu düşünüyorum. Gelenler zaten onu biliyorlar. Bir kulüpte sen ne kadar canlı okuyabileceksin ki! Yani bunun için tesisat lazım, iyi bir mikrofon lazım, tonmaister lazım, müzisyenler lazım. Ses sistemi kötüyse bu sefer ses kötü çıkacak. İnsanların kafasını şişirip gitmektense böylesi daha iyi diye düşünüyorum. Konser veremeyen sanatçı yok aslında, veremeyen de belli. Ben her zaman doğrudan yanayım.


‘Bindi ğim at değildi fildi’

Gelelim dördüncü klibe yani ‘Anlatma Bana’nın klibine... Klip Stockholm’de çekildi ve bir kaza yaşadınız. Biraz bahseder misiniz?

Yurtdışında çekilmesini aslında yönetmen Şenol Korkmaz istedi, tutturdu metroda olacak diye. İyi ki de tutturmuş, inanılmaz bir metro. İzinler filan alındı metro için. O aşamada da ata binilmesini istedi. Ama bindiğim at değildi fildi. Gerçekten ben hayatımda böyle büyük bir at görmedim. Neymiş daha güzel görünürmüş. Çok güzel bir attı gerçekten. Ben de onlara güvendim. Ama binmemem gerekiyormuş. Çekim konusunda eğitimsiz bir atmış. Kamera geldiği anda tedirgin oldu. Ben de güzel görünsün diye eyer olmadan çıktım üstüne. İlkinde beni bir attı, o hafifti, bir şey olmadı. Gezdirdik filan, sonra bir şey olmaz diye tekrar bindim ve 30 saniye sonra şaha kalkıp beni sırtından attı. Atsa yine iyiydi, tepmeseydi keşke. Teptiği an ben zaten uçmuşum, bayılmışım.

‘Bir klip daha çekeceğiz’

Çok korkmuş olmalısınız...

Şansıma tekmesi kaba ete geldi. İç organlara ya da kafama gelseydi daha kötü sonuçlanabilirdi. Ben rahmime geldi zannettim. En çok ondan korktum. Çünkü hassas bir konu, çocuğum olmayacak diye çok korktum. “İçim gitti, içim gitti” diye uyanmışım, sonra zaten hastaneye gidildi. Allah’tan kötü bir şey çıkmadı.


Bu, albüme çekilen son klip mi olacak?

‘Diğer Yarım’ şarkıma da klip çekmeyi düşünüyoruz. Ancak bu sefer ata binmem, eşeğe binmeyi düşünüyorum. (Gülüyor) ‘Diğer Yarım’ çok güzel bir şarkı. Hem ülke sevgisini anlatıyor hem de iki insanın arasındaki aşkı. Güzel ve derin mesajları var. Son klibimizi de bu şarkıya çekeceğiz


‘Yılmaz Abi bana baldız der’

İş hayatınızı bir kenara bırakırsak, özel yaşantınızda neler yaparsınız?

Çok uykucuyum, uyumayı çok seviyorum. Son dönemde röportajlar, konser görüşmeleri, toplantılar derken günlük hayatımda da çok çalışıyorum. Benim asıl arkadaş grubum Münih’te, ailem ve yeğenlerim de. Onları çok özlüyorum. 4-5 günlük bir boşluğum olduğunda hemen Münih’e gidiyorum. Sanat camiasında birkaç tane çok tatlı arkadaşım var: Elif Kaya, minik Aleyna’mız (Tilki) ve Belçim (Bilgin). Belçim şu an Londra’da, yakında onun yanına gitmeyi düşünüyorum. n Belçim Bilgin’le benzerliğiniz konusunda ne düşünüyorsunuz? Çok benzetiyorlar. Hatta Yılmaz Abi (Erdoğan) bana “Baldız” diyor, “Baldızım” diye tanıtıyor. Güzel bir şey bence, Belçim Bilgin’e benzemek kötü bir şey değil. (Gülüyor)


‘Oyunculuğa sıcak bakıyorum’

Oyunculuğa nasıl bakıyorsunuz? Bir projede yer almayı düşünür müsünüz?

Sıcak bakıyorum. Çalıştığım yönetmenler de o konuda yetenekli olduğumu söylüyor. Ama tabii yapıp öyle konuşmak lazım. Belki de çok kötüyümdür. (Gülüyor) Kliplerde çok kolay duyguya giriyorsun ama araya diyalog girdiği zaman nasıl olacak onu bilemiyorum. Yakın arkadaşlarım büyük tiyatrocu olduğumu söylüyorlar. Ama ben çok kötü bir yalancıyımdır. Anneme hiç yalan söyleyemezdim. Rol yapamıyorum. Ama zaten oyunculuk rol yapmak değil, içindeki duyguları hissederek ona göre reaksiyon göstermek.


‘Aleyna’ya ablalık etmeliyiz’

Aleyna Tilki’den söz ettiniz. Kendisinin genç yaştaki başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazı sanatçılardan tepkiler alıyor...

Öncelikle şunu unutmamak lazım, o daha 16 yaşında. Hepimiz 16 yaşındaydık ve ben daha ayakkabılarımın bağcıklarını doğru düzgün bağlayamıyordum. Çocukluk çağından yeni çıkmış, kendini büyümüş ve her şeyi biliyor gibi hisseden ama aslında inanılmaz toy ve saf bir kızdan bahsediyoruz. Onun için özellikle biz ablaları, yaptığı şeylerde “Sen böyle yaptın” demek yerine ona doğru yolu göstermeli, ablalık etmeliyiz diye düşünüyorum.


Modayı takip ediyor musunuz?

Modayı çok seviyorum ve inanılmaz para harcıyorum. Onun için hesabımda hiç para yok. Alışverişte kotam yok. Şimdi tabii ki para kazanıyoruz ama zengin değilim. Bazen 5 tane kredi kartı ödediğim oluyor. Bu da çok eğlenceli olmuyor. (Gülüyor)


Aşkta durum ne? Hayatınızda biri var mı?

Yok... Beni almıyorlar. Aşk bana el sallıyor, ben ona el sallıyorum, sonra herkes yoluna devam ediyor. Aşk güzel bir şey. İnşallah olur, ben istiyorum. Yani varsa bir adayınız söyleyin, değerlendirelim. (Gülüyor)


Röportaj: Serkan Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.