İskender Paydaş... Besteci, aranjör, söz yazarı ve yapımcı. Gitar, davul, org ve trompet çalıyor. Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Kayahan’dan Nazan Öncel’e kadar akla gelen her şarkıcının albümünde ve konserlerinde parmağı var. W Istanbul’daki W Lounge Süperjazz Sahnesi Yıldızlar Geçidi’nin cuma günkü konuğu olacak olan İskender Paydaş ile müziğin içinde bulunduğumuz dönemdeki halini konuştuk.


Kariyerinizin hangi döneminde olduğunuzu düşünüyorsunuz?


Soru güzel ama hangi dönemde olduğumu hiç düşünmemiştim. Sanıyorum ilham duyarak yaptığım müzikten deneyimlerimi daha çok ön plana çıkararak müzik yapmaya yöneldiğim bir geçiş dönemindeyim. Bildiklerimin fazlalaştığı bir noktadayım ve ne yaptığımın daha farkındayım.


Deneyimlerinizi ve bilgilerinizi yeteri ölçüde ürüne dönüştürebiliyor musunuz?


Dönüşebiliyor. Hayattan alınanlar bir şekilde insanın içinde rafine oluyor, onlar sonra da sanatına yansıyor. Ruh halim oralarda belli oluyor. 20’li yaşlarda insanlar genellikle neyi niçin yaptıklarının pek farkında olmazlar. O yaşlarda herkes kendi içinde bir dâhidir. Sonraki yaşlarda sebepler ile sonuçlar biraz daha anlaşılmaya başlanır. Benim gibi kırklı yaşlara gelince de neyin niçin yapıldığının sebepleri daha çok ortaya çıktığı için başlarda yapılanların açıklaması yapılmaya başlanır. Bence sanat aslında neyi niçin yapıldığını açıklayabilmektir. Açıklama yoksa yapılanlar anlamsız olur. Şimdi 20’li yaşlarda yaptıklarımı açıklayabilir duruma geldim. Bu da bana son derece keyif veriyor. Elbette 20’li yaşların o maceraperest ruhunu da aramamak elde değil.


Baba olmanızın mesleğinize katkıları neler oldu?


Bir kere sorumluluk açısından beni çok iyi bir noktaya getirdi. Evlatla vakit geçirmek kendimi yeniden sorgulamamı sağladı, oğlumu kendi çocukluğumla kıyaslıyorum. Öyle olduğu zaman hep geriye dönüşler yaşayıp kendi iç dünyamı didikliyorum. Bütün bunlar da bir heyecan yaratıyor. O heyecan da elbette müziğe yansıyor.


Kendinizi nasıl güncelliyorsunuz?


Sanıyorum ben 70’lerde kaldım. Popüler müzik zirveye 70’lerde yerleşti. 80’lerdeki, 90’lardaki ve 2000’lerdeki müzik 70’lerdeki müziğe öykünerek yapıldı. Dinlediklerimiz daha önceden olan şeyler. Bir kısırdöngü durumu söz konusu. Küçük sound farklarıyla bir noktaya gidiliyor.


70’lerden sonra arayış mı bitti?


70’lerdeki yeni arayış sadece müzik için değildi. Sinemada da, edebiyatta da, siyasette de yeni arayışlar vardı. O arayışlar da toplumlara daha önce yaşamadığı, görmediği, duymadığı birçok yenilik getirdi. Ondan sonra bir sürü yenilik gelmedi. Zaten işler hâlâ o yıllara dönülerek yapılıyor.





O halde artık yeni arayışlar olmayacak mı?


Bu tamamen toplumsal tepkiyle ilgili. İnsanların yeni bir hayat biçimi kurmaya ihtiyaçları yok. Eskiden kitle iletişim araçları kısıtlı olduğu için bir pop veya rock müzisyeni önce star olup sonra ikonlaşıp insan üstü bir noktada konumlandırılabiliyordu. Şimdiyse ulaşmak çok kolay olduğu için bir ikon yarı tanrı durumundan insan durumuna geçti. Hal böyle olunca da dinamikler değişti. Yeni müzik tarzı ancak ve ancak yeni bir yaşam tarzı ve yeni bir siyaset arayışıyla ortaya çıkabilir.

İkonların insanlaşması müzik üretimini sekteye uğratır mı?


Üretim performansı pek değişmez. İkonlarda veya kendini öyle sananlarda kibir oluyordu. O kibir ikonların işine gücüne odaklanmak yerine ikonluğun getirdiği avantaj ve dezavantajları dengelemek için çaba harcamalarına neden oluyordu. Örneğin adamlar kaç yaşındalar ama Metallica yıllar sonra albüm yaptı. Her gün video müzik çekiyorlar, konserlerinden görüntüler paylaşıyorlar. İkonluğun avantaj ve dezavantajlarını dengelemeye çalışmaktansa daha çok iş yapmanın peşindeler.

‘Aleyna’ya referans olurum’

Aleyna Tilki, ‘İskender Paydaş ve Orkestrası’nın bir üyesiydi. Aleyna’ya yaşından dolayı çok mu yüklenildi?


Açıkçası o tarafını çok takip etmedim. Aleyna’yı severim ve ona olabildiğince referans olurum. Çünkü yetenekli kızdır. Ani çıkışlar sonrası bir noktaya gelinince birine yüklenilir. Bu normaldir. Yaşından dolayı yüklenilmese başka bir şeyden yüklenilirdi. Sonuçta gündeme gelinince ilgi odağı olmak normal, bu durumda o kişinin de hayatı deşilir. Bence Aleyna durumu güzel idare ediyor.




‘Desteğe ihtiyaç var’

Günümüzde güzel müzik yapılmadığını düşünüyorum, öyle midir?


Değildir. Eskiden daha az müzik yapılıyordu ve onlara zor ulaşılıyordu. Bu nedenle de kıymetliydiler. Geçen gün Atiye geldi. Bir Playlist yapmış. Oturup saatlerce o listedeki şarkıları dinledik. Öyle heyecanlandık ki. Hindistan’daki bir İngiliz grup yapmış. Öyle müzisyenleri takip etmek lazım. Bizlerin, iyi müzik yapanların da desteğe ihtiyacı var.


Yeni albümünüz ne zaman piyasaya çıkacak?


Klasik bir şey yapmamaya çalışıyorum. Benim farkımı ortaya koyabilecek şeyler yapmaya çalışıyorum. İki kere fikir değiştirdim tam albüm yapmaya hazırlanırken başka bir fikir üzerine düşünmeye başladım. Bu nedenle de albümün çıkışı biraz zaman aldı. İnsanlara güzel bir müzik verebileceğimi ve benim de burada payımın yüksek olacağını düşünüyorum. Bu nedenle kendi adıma beklemeye değer diyorum.


Hakkında az bilinenler


  • Milli kaleci Cihat Arman’ın torunu
  • Ünlü orkestra şefi Muhittin Paydaş’ın oğlu
  • 5 ve 7 yaşlarında seslendirdiği şarkıları ‘Büyük İskender’ adıyla piyasaya çıkarmıştı.
  • Ilgın Paydaş ile evli. Ömer Alef adını verdiği 5 yaşında bir çocuk sahibi.

Röportaj: Mehmet Çalışkan

Fotoğraflar: Sinan Bilgenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.