İyi çikolata, güzel kutusunu elinize aldığınız andan ağzınızda eriyip sizi mutlu edinceye kadar hissettiğiniz duyguların bütünü... Bunu söyleyen 32 yılını çikolataya adayan dünyaca ünlü çikolata şefi Jean Apostolou... Dünyanın en zarif el yapımı çikolatalarını 1926’dan beri Belçika’dan dünyaya taşıyan Godiva’nın İstinye Park’taki yenilenen mağazasında şef Apostolou ile buluştuk.


İlk kez mi Türkiye’desiniz?

İkinci bu... Türkiye’yi çok severim. Belçikalıyım ama kökenim adımdan da anlayacağınız gibi komşu ülke Yunanistan’dan geliyor. Türkiye’yle alakalı pek çok şey zaten bizim kültürümüze çok benziyor.


Çocukken çikolata sizin için ne demekti?

Çikolata nadir bulunan bir şeydi. Fakir bir aileden geliyordum. Çikolata o zamanlar bugünkü kadar kolay erişilebilen bir şey de değildi. Çikolata ilk aşkımdı. Ailem 9 yaşımdaken Belçika’nın köyünden Brüksel’e taşındı. Hiç unutmam, bir gün trene atladım ve yola çıktım.


Ve bir çikolata fabrikası çıktı karşınıza...

Evet. Unutamadığım, çikolatayla ilgili ilk anım bu. Günler geçtikçe karar verdim bu mesleği yapmak istediğime.


Gelelim son çikolata trendlerine.

Globalleşmeyle hepimiz birbirimizden etkilenir olduk. Çikolata da aynı şekilde. Godiva’nın 5 şefi farklı ülkelerde farkı kombinasyonları denemek için çalışıyor: Çin’de, Japonya’da, Belçika’da, ABD’de ve dünyanın her yerindeyiz. İnteraktif çalışıyoruz. Alışılmamış tatları deniyoruz. Mesela 90’ıncı yıldönümümüz için ahududu ve gül yağıyla özel bir çikolata tasarladım.


‘Çikolata ile peyniri bile birleştirdim’


Favoriniz ne peki?

Çikolatayla peyniri bile birleştirmiş biri olarak bu işin bir sınırı yok. Tuzlu kızarmış mısır ile neden çikolata olmasın mesela?


Asla çikolatayla bir araya getiremeyeceğiniz bir şey var mı?

Sarımsak! Hâlâ deniyorum... Bence insanlar 2 türlü: Sarımsak sevenler ve sevmeyenler. Bu karışımı kabullendirmek biraz zor.


Nereden geliyor yeni fikirler?

Bu sabah hemen yanımızdaki dükkânda gördüklerim bile fikir verdi. Kozmetik dünyasındaki paketlemeler, şişelerin şekilleri bile bana ilham verir.



Çikolatayı nasıl saklamalı?

Çok kolay. Kuru ve soğuk kalmalı. Düşmanıysa buzdolabı. Sayısız şeyin olduğu buzdolabında her şeyin kokusu çikolatanıza siner. Koyabilmeniz için sadece çikolatanın olması lazım. Bu tehlikeye dikkat.


Çikolatanın en iyi tadını alabilmek için ağızda bekletilmeli mi?

Ağızda yavaş yavaş erimesi şart. Erimesine müsaade edin.


Bir açıklık getirin. Kakao tükeniyor mu?

Bu bir dedikodu ama potansiyel. Gerçek olan, dünya popülasyonu ve kakaoya olan talebin hızla artıyor olması. Çin ve Hindistan nüfusları dünyada en hızlı artan nüfuslar. Dolayısıyla bu ülkelerin kakao tüketimleri kakaonun geleceğini epey etkiliyor. Kakao tarımının artırılması gibi planlamalar yapılmıyor ama bence zamanla dengelenecektir. Korkmayın.


Siz çikolatayla kahveyi mi çayı mı yakıştıranlardansınız?

Her şeyi denerim. Kahve tercihim ama çaya da bayılırım.


Türk tatlılarını bilir misiniz?

Evet çok iyi bilirim. Baklava, kadayıf...


Çikolatayla bu lezzetleri birleştirmeyi denediniz mi?

Henüz denemedim ama düşünüyorum.


Etrafınızda bu kadar çikolata varken nasıl fit kalıyorsunuz?

Fit miyim? Göbeğime bak. Bir mücadele içindeyim.


Her gün ne kadar çikolata yiyorsunuz ki?

Çok yiyorum. Her gün en az 200 gram. Bak en az diyorum... Zaman zaman çok aşıyorum sınırları çünkü aynı anda birkaç çikolata koleksiyonunun geliştirilmesi için çalıştığım oluyor. Dolayısıyla aynı anda 3-4 koleksiyon için çalışıyor olsam ve her koleksiyonun 3-6 farklı çikolatası olsa... Düşünebiliyor musunuz? Zor iş.


Aileniz, arkadaşlarınız da şanslı olsa gerek...

Öyleler. Özellikle lezzetleri test ettiğim günler. Sürprizler yaparım onlara.


Ünlü müşterileriniz de var mı?

Tenisçi Caroline Wozniacki, çileği çok sever. Ona çilekli ve kremalı özel çikolata yaptım. Elbette Belçika’daki başka pek çok ünlü müşterimiz de var takipçimiz olan.


Duyduğuma göre çikolata dolu bir odada kör tadım testiyle kendi çikolatanızı hemen buluyormuşsunuz...

Evet hemen buluyorum. Çünkü her biri için çok çalışıyorum. Çikolatalarımın her birine kendimden iz bırakırım, bana has, spesifik bir dokunuş yaparım ve bu mutlaka fark yaratır.



Röportaj: Sema Ereren

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.