Az sonra okuyacağınız röportaj aracılığıyla tanıştık Eliz Sakuçoğlu’yla... Yüzünde sıfıra yakın bir makyajla oturdu karşıma ve sıfır makyaj bir ruhla... Ben sordum, o bıcır bıcır enerjisiyle anlattı... Anlatırken gözlerinden fışkıran ışıkla günüme iyilik, güzellik kattı... Bakın sohbetimizden yazıya neler yansıdı...

Kendinizi fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak tazelemek için Instagram’da “Eliz’le 60 Gün’ hashtag”iyle paylaştığınız bir süreçten geçtiniz. Neler yaşadınız bu süreçte?

Ben bize tanınmış yaşama hakkının büyük bir hediye olduğunu düşünenlerdenim. Çocukluğumuzdan itibaren bize dayatılan yanlış doğrulardan, toplum baskısından ve sistemin bizi sokmaya çalıştığı kalıptan sıyrılıp hayatı doyasıya yaşama çabası benimkisi. Bu 60 günlük süreç aslında ruhumu, yaralarımı iyileştirme isteğimle başladı.


“Duvarlarla konuştuğum oldu”

Yaralarınızın nedeni neydi?

O güne kadar kendime çok fazla değer vermediğimin, “Eliz ne ister? Neyi sever, neyi sevmez?” diye sormadığımın farkına vardım. Hayatımı benim doğrularımla yaşamadığımı anladım. Beni benden başkası iyileştiremeyeceği için de içsel yolculuğa çıktım. Hayatımda bahar temizliği yaptım.


Nasıl bir temizlikti bu?

Günlerce evden çıkmadım, televizyonu açmadım, telefonu sırf Instagram’daki iletileri paylaşabilmek için kullandım, çevremle tüm bağlantımı kestim. Hayatımdaki ‘hayır’ların bir listesini yaptım, çevremdeki insanları tek tek değerlendirdim. “Kim hayatımda kalmalı, kim gitmeli?” diye düşündüm. Söyleyemediğim için içimde kalanları da bir kenara yazdım çünkü hepsi dışarıya çıkmalıydı, daha fazla içimde tutmak beni yıpratacaktı. Enerjimi aşağı çeken her şeyden, herkesten arındım, hatalarımla yüzleştim, günler geçtikçe hafiflediğimi hissettim.


Hafiflemeye kadarki kısmı sancılı geçmiş olmalı bu sürecin.

Öyleydi... Sayfalarca yazdım, duvarlarla konuştuğum oldu. Ağladım, kendi kendime güldüm. Üzerime ne kadar çok yük aldığımı anladım. Yüklerimi azalttıkça hayat daha keyifli olmaya başladı. Başta kendim, herkesle ve her şeyle barıştım. Bir süre sonra her gün şükrederken buldum kendimi. Şu an geldiğim noktada hayatımla ve kendimle son derece barışık, vicdanı rahat, sırf mutlu olmayı yeğleyen bir genç kadınım. Dün hiç yokmuş gibi, geleceğe dair planlar yapmadan sadece hayaller kurarak, bugünü dibine kadar yaşıyorum. Kendimle, hayatımla, yukarıdan aldığım enerjiyle aşk yaşamaya başladım.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.