‘Parmaklıklar Ardında’ dizisiyle üne kavuşan ve daha sonra ‘Unutulmaz’, ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’, ‘Her Şey Yolunda Merkez’ ve son olarak ‘Aşktan Kaçılmaz’ dizilerinde rol alan Nilay Cafer, gelecek planlarını, sosyal medya projelerini ve güzellik sırlarını HT Magazin’e anlattı.


Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Doğma büyüme Samsunluyum. Küçük bir ailenin ilk kızı olarak dünyaya geldim. “Aman kızımıza bir şey olmasın” diyerek büyütüldüm hep. “Ben ileride ne olacağım?” demeye başladığımda, aynanın karşısında hep başka karakterlere girmek istediğimin farkına varıyordum, oyunculuk anlamında. Hoşuma gidiyordu. O zamanlardan belliymiş bu mesleği seçeceğim. Ortaokul yıllarımda, resim öğretmenim resme olan yeteneğimi keşfetti. Samsun Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi’ni kazandım. Oradan üniversiteye, resim öğretmenliğine geçiş yaptım. Resim öğretmenliği benim düşündüğüm bir meslek hiçbir zaman olmadı. Çünkü ben aslında moda tasarımı ya da iç mimarlık düşünüyordum. Lise son döneminde kendimi fotoğrafçılık kursu, tiyatro, yüzme gibi işlere verdim. Kendimi bunlara yönlendirince dersleri saldım. Öyle olunca okula gitmemeye başladım...


‘Seyirci net işler bekliyor’


Okulu bitirmeyi düşünüyor musunuz?

Bilmiyorum, belki ileride. Teklif gelmeseydi, zoraki bitecekti.


Rollerinize nasıl hazırlanıyorsunuz?

Karakterlere bağlı aslında. Beni zorlayacağını düşündüğüm karakterlere mutlaka çalışmam gerekiyor. Bana bir şey katacaksa tabii ki bir hoca dahilinde buna çalışıyorum.


Unutamadığınız rol var mı?

‘Yunus Emre: Aşkın Sesi’ filmindeki Balım Kız olabilir.


Televizyonda ya da sinemada “Keşke şu karakteri ben oynasaydım” dediğiniz bir karakter oldu mu?

‘Aramızda Kalsın’ dizisini çok isterdim. O dizinin içinde bulunmak çok isterdim. Benim çok doğal bulduğum bir dizi. İçten ve doğal bir iş.


Son oynadığınız ‘Aşktan Kaçılmaz’ dizisi kaldırıldı. Sizce seyirci ne bekliyor artık dizilerden?

“Tutar” denilen diziler birkaç bölüm sonra kaldırılıyor... Seyirci bence artık daha basit, daha anlaşılır, daha net işler bekliyor.


Herhangi bir proje var mı?

Netleşmiş proje yok. Bir iki tane güzel iş var. Hayırlısıysa, uzun soluklu olacaksa olsun.


Şu sıralar neler yapıyorsunuz?

Şu an sosyal medya üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Orada yaptığım şey şu: Kadınlara günlük hayatlarında da yapacakları kombinler önermek. Onların da çok ilgisini çekti bu proje. “#nilayınkombinleri” hashtagi ile bunu başlattık. İnternette iki kız kardeş blogger’la bunu başlattık. Devam edeceğiz. Onun dışında bir arkadaşımla resim sergisi açacağız ve bir kuruma bağışlayacağız. Resmi seviyorum ama öğretmenlik zor bir meslek. Ben kendimde o güveni göremiyorum.


Çok güzel bir kadınsınız. Kendinize nasıl bakıyorsunuz?

İnsanlar genelde saçlarımı merak ediyorlar. Elimden geldiğince de kendime bakmaya çalışıyorum. Saçlarım için ekstra bir bakım yapmıyorum. Sadece kuaförlerden aldığım ürünler var. Onlardaki profesyonel ürünleri kullanıyorum. Şampuan, saç kremi ve maske ile her banyoda ve duştan sonra bakımlar yapıyorum. Cildime de aynı şekilde. Bakım ürünlerimi sabah ve akşam uygularım. Kesinlikle dermatolojik ürünler kullanıyorum. Kozmetik asla kullanmam, buna önem gösteririm. Kesinlikle bitkisel ürünleri ve eğer kozmetik kullanacaksam da profesyonel ürünleri kullanmayı tercih ederim.


‘Saruhan ile ayrıldık’


13 dövmesinin anlamı nedir?

Bunu hiç kimse sormamıştı. Bunun anlamı benim için çok özel. Babam bunu söylersem belki kızacak, belki üzülecek, belki de duygulanacak. Annem ve babamın arasında çok özel bir şifre. Eskiden edep, ayıp vardı ama günümüzde yok. Babamla annem de, kendi ailelerinin yanında “Seni seviyorum” diyemedikleri için, “13” ya da “4+9=13” diyorlarmış. “Seni seviyorum”un harflerinin toplamı. Annemle babamın yazışmalarında da, mektuplarında da vardır bu. 13 aynı zamanda benim uğurlu rakamımdır. Akrep burcuyum. Tek rakamlar bana iyi gelir.


Saruhan Hünel ile birlikte misiniz?

Saruhan ile ayrıldık. Güzel bir birlikteliğimiz vardı ama olmadı. Kısmet böyleymiş.


‘Diyetle hiç aram yok’


Keşfedilme hikâyeniz de hayli ilginç...

Sinop’ta dayımı ziyarete gidiyorum, o zamanlar “Parmaklıklar Ardında” dizisi çekiliyordu. Bir gün seti ziyarete gittim. Oradakilerle tanışmıştım. Bu arada Samsun’da “Seyir Tiyatrosu” vardı, orada küçük bir oyunda oynuyordum. Bir gün oyuncu seçmeye geldiler. Beni istediler, “Yapamam” dedim. Hocam “Herkes yapıyor, sen de yaparsın” dedi. İlk setim böyle başladı. İlk sahnem Fikret Kuşkan’laydı. Üç bölüm gittiğim sette üç sezon oynadım. Sonrasında “Unutulmaz” dizisinden ve “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinden teklif gelince İstanbul’a yerleştim. Bir sinema filmi çektik, Kürşat Kızbaz’ın yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği, benim için çocuklarıma bile ileride izleteceğim bir film ‘Yunus Emre: Aşkın Sesi’. Orada başrolü Devrim Evin ve ben paylaşıyoruz. Benim için çok değerli, arşivlik bir film oldu. Ondan sonra “Her Şey Yolunda Merkez” dizisi, genç fanlarım oldu o dizi sayesinde. En son “Aşktan Kaçılmaz” dizisinde rol aldım.


Spor ve diyetle aranız nasıl?

Diyetle aram hiç iyi değil. Gen meselesi de değil. Rahmetli annemin boyu 1.83’tü kilosu 53’tü. Aslında çok yemek yiyorum. Bir porsiyon yedim, doydum üstüne bir porsiyon daha yerim. İştahım çok açık. Eğer bu mesleği yapıyor olmasaydım, kesinlikle obez olurdum. Ben yemek için yaşayanlardanım. Spor olarak pilates yapıyorum, yüzüyorum ve bisiklete biniyorum.


Röportaj: Özlem GÜRPINARLI

Fotoğraf: Hazar ÇAVDAR

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.