Derya Şensoy... Ferhan Şensoy ile Derya Baykal’ın güzel kızlarından küçük olanı. Her ne kadar New York’ta Parsons The New School For Design’da illüstrasyon öğrenimi görmüş olsa da armudun dibine düşme yazgısından kurtulamadı. Genlerinin baskın çağrılarına kayıtsız kalamayarak 90’lar adlı dizide rol alarak oyunculuğa başladı. Şimdi de beyazperdenin fenomen haline gelen serilerinden biri olan ‘Çakallarla Dans’ın yeni filmi ‘Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı’da ‘Mihriban’ı canlandırdı. Murat Şeker... ‘Çakallarla Dans’ı fenomen hale getiren yönetmen. Kariyerinin 10’uncu filmine ‘Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı’ ile imza attı. Kariyerine sert filmlerle başlamış olsa da piyasada komedi filmlerinin şifrelerini iyi çözen yönetmen olarak nam saldı.


Oyunculuk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Derya Şensoy: Armut dibine düştü. Ne yaparsam yapayım, en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Her ne kadar oyunculuk üzerine kendime çok büyük hedefler belirlememiş olsam da kamera karşısında en iyi şekilde rol çıkarmaya çabalıyorum.


Oyunculuğu asli mesleğiniz olarak belirlediniz mi?

Derya Şensoy: Oyunculuğun ne denli zor bir meslek olduğunu iyi biliyordum. Bütün çocukluğumuzu annemizi ve babamızı setlerde bekleyerek geçirdik. Bu nedenle oyunculuğa ürkek bir ruh haliyle başladım. Ne var ki o mikrop doğal olarak bizde de var. Ses Tiyatrosu’nun büyülü atmosferinde büyüyüp de oyunculuğu düşünmemek eşyanın tabiatına aykırı. Sadece oyuncu olmak istediğimi kendime itiraf etmem biraz zaman aldı.


İtiraf etme süresi neden uzun sürdü?

Derya Şensoy: Küçüklüğümüzden beri gelen oyunculuk tekliflerini annem ile babam ya bize söyleyerek reddetti veya bizim haberimiz olmadan. Çünkü onların ana hedefleri bizim önce okullarımızı bitirerek kollarımıza bir bilezik takmamızdı. Zira oyunculuk mesleği zaman zaman kesintiye uğrayabiliyor. Şunu da söylemeliyim; biz hangi mesleği yaparsak yapalım bizim arkamızda duracaklardı.


"Adlarını aşkla verdiler"


Başarılı anne-babayla aynı işi yapmak bir baskı oluşturuyor mu?

Derya Şensoy: Oluşturmaz mı? Oluşturuyor tabii ki. Hatta bu yüzden de oyunculuk yapmak istediğimizi söylemek çok uzun sürdü. Şöyle bir düşünce oluşuyor, “Bakalım Ferhan Şensoy ile Derya Baykal’ın çocukları ne yapacak?”


Bu durum günlük yaşamınızı nasıl etkiliyor?

Derya Şensoy: Annemize, babamıza laf gelmemesi için attığımız her adımı ince ince düşünerek atmak zorunda kalıyoruz. Sonuçta onların soyadlarının yanı sıra adlarını da taşıyoruz. Dünyaya bir daha gelsem yine aynı annenin ve babanın çocuğu olmak isterdim. Küçükken ‘Benim çocuğumun adı da benimkiyle aynı olacak’ şeklinde düşüncem vardı, artık yok. Annemle babam bize adlarını çok naifçe ve aşkla vermişler ama aynı adı taşımakla ilgili büyük bir sorumlulukla doğduk.


Bu sorumluluk 24 yaşındaki genç bir kızın psikolojisini nasıl etkiliyor?

Derya Şensoy: Geçtiğimiz yıla kadar gönlümce yaşadım. Attığım her adımdan haberi olan annemle babamın dışında hesap verecek kimse yoktu. Ne var ki son bir yıldır yanlış olmadığını düşündüğüm şeyler topluma yanlışmış gibi yansıtıldı. Başlarda önemsemediysem de sonradan bu yanlış yansıtılmalar beni üzdü. ‘Acaba insanlar yanlış mı anlar?’ şeklinde bir psikolojiye girdim.


Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı’da Derya Şensoy’a neden rol verdiniz?

Murat Şeker: Her şeyden önce referansları sağlam. Hani Türkiye’de sarışınlar soğuk nevale olarak görülürler ya. Derya öyle değil. Bu da onun büyük bir avantajı. Açıkçası Derya’nın filmin ekibine uyum sağlayıp sağlamayacağı bir riskti ama çekimlere başladığımızda uyum sorunu yaşamayacağımızı gördük. Derya Şensoy: Aslında işimin zor olacağını düşünüyordum. Çünkü birbirlerini çok iyi anlayan kemikleşmiş bir kadroya dahil olmak beni başta endişelendirmedi değil. Bütün ekibin sıcak insanlardan oluşması endişelerimi boşa çıkardı.


"Bende de çakallık var"


Filmi fenomen haline getiren kriterler sizce nedir?

Murat Şeker: Hiçbir başarı tesadüfen elde edilmiyor. Dersimize iyi çalışıyoruz. Çünkü mizah oldukça ciddi bir iştir. Son derece ciddi çalışıyoruz. Sokağın filmini yapıyoruz. Bu nedenle doğal ve sahici bir film.


Oyuncular ‘Yeter artık Murat. Başka film yapalım’ demediler mi?

Murat Şeker: Serinin ilk filmini çekerken ‘Bu iş seri olur’ diye düşünmüştüm ama oyuncularımın bu düşüncemden haberi yoktu. Zaten çakallık da işte orada. O kadar da çakallık yapayım, neticede arkadaşız. Ara ara ‘Yeter’ diyen şuursuz arkadaşlarımız olmuyor değil. Yine hep birlikte başka bir konu üzerine film çekmek isteyenler de var.





"Amaç zamana dayalı fılmler üretmek"


Dördüncüsünün olup olmayacağı üçüncüsünün gişesine mi bağlı?

Murat Şeker:Devam filmi için gişe tek başına bir veri değil. ‘Çakallarla Dans’ın ilkini televizyon kanalları 9 kez gösterdi. En kötü reytingiyle bile ilk 10’daydı. Bu veri de izleyicinin ilk gösterimin ardından uzun zaman geçmesine rağmen filmi izlemeyi sevdiğini gösteriyor. Amacımız da zamana dayanıklı filmler üretmek.

Derya Şensoy: Dördüncü film ‘Çakallarla Dans 4: Acıların Çocuğu’ olsun.


"Umut vaat eden bir oyuncu"


Derya Şensoy’un oyunculuğunu nasıl değerlendirirsiniz?

Murat Şeker: Derya, tam bir umut vaat eden oyuncu, verdiğimiz fırsatı da oldukça iyi değerlendirdi. Derya’nın potansiyeli yüksek, bir sıcaklığa ve izleyicinin seveceği bakışlara sahip.


Çakallarla Dans’ın kariyerinize nasıl bir etkisi olmasını umarsınız?

Derya Şensoy: İlk hedefim bana güvenenleri hayal kırıklığına uğratmamaktı. Murat’ın bana olan güvenini boşa çıkarmamışsam ne mutlu bana. Dilerim filmin kariyerime iyi bir etkisi olur.


Önce 90’lar dizisi sonra ‘Çakallarla Dans’. İki fenomen yapımda rol olmanızda anne-baba torpili var mı?

Murat Şeker: Bu soruya önce ben cevap vereyim. Performans sanatlarında torpil geçmez. Çünkü oyunculuk arada kaynatılacak bir meslek değildir. Çünkü sırıtır. Film gibi pahalı bir işte kimse kimseye arada sırıtacağını bile bile annesinin babasının hatırına rol vermez.

Derya Şensoy: Şans yüzüme güldü diyeyim.


"Ferhan Abi zor adamdır"


Ferhan Şensoy ile Derya Baykal’ın kızına rol vermek üzerinizde bir baskı oluşturdu mu?

Murat Şeker: Tabii ki. Ferhan Abi zor adamdır. Derya Baykal da bir efsane. Her ikisinin de izin vermiş olması Derya Şensoy ile birlikte annesinin de filmde rol alması benim için büyük bir mutluluk kaynağı.


Teklif geldiğinde annenize babanıza sordunuz mu?

Derya Şensoy : Sordum. Ben her teklifi anneme babama sorarım. Babam genelde bu tarz durumlarda senaryo odaklıdır. ‘Senaryoyu, karakteri sevdin mi?’ diye sorar. “Bu tarz roller her zaman her oyuncuya gelmez. Senin içine sindiyse ve sen inandıysan zaten yapamayacağın bir şey değil” gibi özgüvenli bir cevap verdi.


Röportaj: Mehmet Çalışkan


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.