Önce konuk oyuncu olarak ‘Kuzey Güney’de, ardından ‘Zeytin Tepesi’nde izledik Serkan Çayoğlu’nu.Şimdilerdeyse Fox TV’nin ‘Kiraz Mevsimi’ adlı dizisinin ‘Ayaz’ı olarak çıkıyor karşımıza. Son günlerde herkesin dilinde olan ‘Ayaz’ karakteri kariyerinde bir dönüm noktası oluşturdu. Yakışıklılığı herkesin dilinde, hayranlarının sayısı her geçen gün artıyor. Hal böyleyken, “Kimmiş bu Serkan?” diye merak ettim. Kendisiyle sohbete de bazı arkadaşlarımın “Kesin şımarıktır” önyargıları eşliğinde gittim.

'Oyunculukta eğitim bitmez'

Öncelikle bu konuya açıklık getireyim; şımarıklıkla alakası olmadığı gibi çok doğal ve samimi biri. Gülümsemesini yüzüyle birlikte gözlerinde de taşıyor. Oyunculuk aşkı üniveriste yıllarında düşmüş içine. Almanya’daki okulunda bir grup arkadaşıyla bir kulüp kurup oyunlar oynamışlar. Üniversite bitince doğup büyüdüğü Almanya’dan Türkiye’ye gelmiş ve oyunculuk dersleri almaya başlamış. Dolunay Soysert ve Ümit Çırak ile çalışmış.‘Kuzey Güney’ setinde yapmak istediği işin oyunculuk olduğundan emin olmuş.‘Ayaz’ karakterine ise Bahar Kerimoğlu ile birlikte hazırlanmış. Dizide kendi sesiyle oynamıyor ama oynayabilmek için diksiyon dersi alıyor. “Her hocamdan bir şeyler kapmaya çalışıyorum. Oyunculukta eğitim hiçbir zaman bitmez; biliyorum” diyor. Bakın başka neler söylüyor...

‘Kiraz Mevsimi’çok sevildi. Bekliyor muydunuz böyle büyük bir ilgiyi?

Güzel yerlere gelmeyi hedefliyorduk ama açıkçası bu kadarını biz de beklemiyorduk. Sette çok mutluyuz. Ekip olarak aramızda çok güzel bir enerji var. Bence bu enerji yansıyor ekrana.

Canlandırdığın Ayaz karakterinin Öykü ile yaşadığı aşkın naifliğinin ve günümüzde çok az rastlanan masalsı tadının da etkisivar bence bu ilgide. Ne dersin?

Kesinlikle. Bizim dizide silah yok, vurdu kırdı yok, naif bir aşk hikâyesi anlatıyoruz. Ben bu projeye başlarken daha çok gençler için bir şey yaptığımızı zannediyordum. Ama başta kendi teyzem birçok orta yaşlı ve yaşlı insan yanıma gelip “Öykü ile Ayaz’ın arasındaki aşk bize gençliğimizi, gençlik aşklarımızı hatırlattı” diyor. Gençlerde diziyi sahiplenmiş durumda. Çok güzel tepkiler alıyoruz.

'Önemli olan insanın enerjisi'

Sana ilan-ı aşk edenler de oluyor tabii...

Oluyor arada. Sosyal medyada Öyküve Ayaz adına hesaplar açılıyor. İnsanlar Ayaz’ın mimiklerinden ve kısık gözlerinden bahsediyor. Bütün bunlar beni gerçekten çok mutlu ediyor.

Dürüst cevap istiyorum. Yakışıklılığın, kasların herkesin dilinde.Bunlar olmasaydı da bu kadar yoğun ilgi çeker miydin sence?

‘Zeytin Tepesi’nden sonra birkaç ay aram oldu, o süreçte spora yoğunlaştım.O yüzden kaslarım gelişti. Normalde çok kaslı olmayı pek sevmiyorum, fazlası ekrana yakışmıyor. Ben enerjiye çok inanıyorum.İnsanların dışarıya yaydıkları enerji çok önemli. Yakışıklı olabilirsin ama enerjin kötüyse insanlara hiçbir şey geçmez. Yakışıklılık Ayaz karakteri için bir avantajdı, bir başka karakter için dezavantaj da olabilir. İleride tipimle hiç alakası olmayan bir karakteri canlandırmayı çok isterim.

'Zeki kadın çekicidir'

Genç kızların yeni aşkından bir aşk tanımı da alayım. Aşk nedir senin için?

Aşk insana yaşam enerjisi pompalıyor. Sabahları âşık olduğun insanı düşünerek mutlu uyanıyorsun ve bu hayatının her alanına yansıyor. Aşk, insana, “Yapmam mümkün değil” dediği her şeyi yaptırabiliyor.

Nasıl tiplerden etkileniyorsun peki?

Beni en çok etkileyen şey zekâ. Dış güzelliki lk bakışta önemli ama bir yerde bitiyor. Karşılıklı oturup konuşabilmek, hayatı paylaşabilmek gerekiyor. Benim için kendine güvenen ve zeki kadın çekicidir.

Hayatında biri var mı?

Hayır, şu anda yok.

'Çok iyi sufle yaparım'

Dizide Ayaz, Öykü’ye iyileşsin diye çorba yapıyordu. Senin yemek yapmakla aran nasıl?

Son 1-2 aydır yoğunluktan yapamasam da yemek yapmayı çok severim.Baharatlı yemekleri seviyorum. Hint ve Thai mutfağından denemelerim oluyor. Köriyle çok uğraşırım. Çok iyi sufle yaparım. Dondurmalı irmik helvası yapmayı da öğrenmek istiyorum.

'Bağlama çalmaya heves ettim'

Enstrüman da çalıyormuşsun duyduğuma göre...

Çok profesyonel bir şey çalmıyorum. Babam çok yetenekli, eline aldığı her enstrümanı biraz uğraştıktan sonra çalar. Sesim çok iyi değil ama bende kulak var. Babam kaval çalmayı öğretti, şimdi de bağlamaya heves ettim. Boş zamanlarımda evde çalıyorum.Umarım komşular rahatsız olmuyordur.

Röportaj: Ece Saruhan

Fotoğraf: Ayhan Yıldız