Diziye başlamadan önce Yılanların Öcü filmini izlemiş miydiniz?

Kitabı da okudum, çekilen filmleri de izledim.

Sizin canlandırdığınız Zahide karakteri nasıl bir kız?

İyi niyetli, saf ve masum bir kız. İçine kapanık... Melek gibi kısacası. Bayram’a da çok âşık.

Bugüne kadar sizi hep “şehirli kız” rollerinde gördük. Zahide rolü size teklif edildiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Bu diziyi daha önce yapımcımız Ata Türkoğlu ile konuşmuştuk. 1 sene öncesinden “Ceyda böyle bir proje yapacağım, senin de olmanı istiyorum” demişti. Sonra projenin başlayacağını söyledi, konuştuk anlaştık. Tereddüt etmedim. Bilakis çok mutlu oldum.

Rolünüze nasıl hazırlandınız peki?

Gözlem yapmadım. Biz Türkiye’de yaşıyoruz. İş gereği ya da özel gezilerim sırasında birçok köye gitmiştim. Köy yaşantısına yabancı değilim. Birçok gezi programında, film ve dizide de köy yaşantısını gözlemlemiştim. Zahide köyde yaşayan bir genç kız ancak karakter olarak bana yabancı değil. Çok fazla zorlanmadım.

Oyuncu koçuyla falan da çalışmadınız mı?

Yöredeki kızlarla sık sık sohbet ediyoruz. Zaten yönetmenimizle her sahneyi tek tek konuşuyoruz. Dizinin iki bölümü yayınlandı, hep olumlu tepkiler aldım.




'Kınamı da kendim yakıyorum'

Daha önce kına yakmış mıydınız? Nasıl hissettirdi ellerinizin sürekli kınalı olması?

Daha dizi başlamadan yönetmenimize “Zahide köylü kızı, mutlaka elinde kına vardır, ben de ellerime kına yaksam mı” dedim. Olumlu cevap alınca ellerime kına yaktım. Kınayı seviyorum da kokulara karşı bir hassasiyetim olduğu için kına kokusunu sevemedim. Ama artık alıştım. Kınamı da kendim yakıyorum.

Diziyi izleyen bazı seyirciler sizi bir köylü kızına kıyasla fazla bakımlı bulmuşlar. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu görüşe hiç katılmıyorum zira tamamen doğal bir şekilde oynuyorum. Sıfır makyaj var yüzümde. Bütün çillerim falan da ortada. Saçlarım her gün sprey boyayla siyaha boyanıyor. Başörtüsü ve kıyafetlerimle tamamen bir köylü kızı oluyorum.

Rolünüz için kişisel bakımınızdan ödün verir misiniz peki?

Rolüm neyi gerektirirse onu yaparım. Saç rengimi değiştirmek, kestirmek, gerekirse kilo alıp vermek de dahil, her şeyi yaparım. “Saçlarını sıfıra vurdurtman gerekiyor” deseler yaparım. Tabii ki kişisel bakımımı ihmal etmemeye devam ediyorum. Cilt ve saç bakımımı kendim yapıyorum. Kapadokya’nın güzel yemekleriyle kilo almamak içinse bol bol yürüyorum.

Oyunculuk uğruna da olsa “Asla yapmam” dediğiniz bir şey var mı?

Oyunculuk için her şeyi yaparım ama belli şartlarda, belli standartlarda olması çok önemli... Role inanmam, sevmem şart. Şu anda size “Şunu yaparım, bunu yapmam” gibi bir örnek vermem doğru olmaz.




'Savaşçı bir kadını oynamak isterim'

Oyunculuğa 5 yaşında başlamışsınız. Geçtiğimiz günlerde de “umut veren genç oyuncu” ödülünü aldınız. Bu ödül size nasıl hissettirdi?

Çok büyük mutluluk yaşadım. Başarı geldikçe daha fazla iyi şeyler yapma isteğiniz artıyor. Yurtdışında da ülkemi temsil etmek istiyorum mesela.

Var mı halihazırda öyle uluslararası bir proje?

Çeşitli görüşmeler için gidip geliyorum. Yabancı ajanslarla görüşüyorum. İnşallah yurtdışında da ses getiren bir projede yer alırım...

3 filmde başrol oynadınız, 30’u aşkın dizide de rol aldınız. Önümüzdeki yıllarda oyunculuktan beklentileriniz neler? Artık neyi yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz?

Şu anda altın kalpli, saf köylü kızı Zahide’yi canlandırıyorum. Adını Feriha Koydum’da zengin Hande karakterini oynamıştım. Her dizide ya da filmde ayrı bir karakteri yaşıyorum. O rolü canlandırırken ben adeta yaşıyorum, rolün içine giriyorum. Çocukluğumdan beri ata biniyorum. Profesyonel biniciyim. Atın üzerinde savaşçı bir kızı canlandırmak isterim. Daha sert, daha ağır roller canlandırmak istiyorum...

Nasıl bir sinema filminde oynamayı hayal ediyorsunuz peki?

Etkileyici bir dramda başrol ya da az önce söylediğim gibi fantastik bir filmde savaşçı bir kızı canlandırmak isterim.

Dizi hariç, yakın zamanda gerçekleşecek bir projeniz var mı?

Sinema filmi ve tiyatro teklifi var. Görüşmelerimiz sürüyor...


'Buğra benim için sonsuz sevgi'


Buğra Toplusoy Amerika’da, siz Kapadokya’da yaşıyorsunuz. Bu şartlar altında görüşmek zor olmuyor mu? Buğra işleri sebebiyle Amerika’da. Gidip geliyor. Fırsat buldukça yanına gidiyorum. Şu anda işler çok yoğun, gidemiyorum. Ama telefonla sık sık konuşuyoruz. Buğra’yı “sonsuz sevgi” olarak tanımlayabilirim...

İletişim konusunda teknolojiden nasıl yararlanıyorsunuz? Akıllı telefonlar özlem gidermeyi kolaylaştırdı mı sizce?

Teknolojiyi her konuda kullanıyorum. Akıllı telefonlar özlem gidermeyi kolaylaştırdı. Artık binlerce kilometre ötede bile olsa görerek internet üzerinden veya akıllı telefonlarla konuşabiliyorsunuz. Ayrıca sosyal medyayı da yakından takip ediyorum.

Eğer ünlü biri olmasaydınız da bu kadar çok kullanır mıydınız? Yoksa şimdi hayranlarınıza karşı bir sorumluluk mu hissediyorsunuz?

Ünlü olmasam da kullanırdım. Seviyorum sosyal medyada olmayı. Hayranlarıma cevap vermek de benim için büyük sorumluluk. Onları ihmal etmemeye çalışıyorum. Eğer cevap vermekte gecikirsem mutlaka yoğun olduğumdandır, kusuruma bakmasınlar, onları çok seviyorum.




'Makedonya’da ve Urfa’da yaşadım'

Kapadokya’da yaşamaya alıştınız mı? Set dışında neler yapıyorsunuz?

Ben daha önce de iş için Kapadokya’da 2 ay kaldım. O yüzden her yerini biliyorum ve tekrar böyle güzel ve tarihi bir yerde bulunmaktan çok memnunum. Tarihi yerler hep ilgimi çekmiştir, keşif yapmayı seven bir insanım.

İstanbul’da yaptıklarınızı burada da yapabiliyor musunuz?

İstanbul’da yaptığım birçok şeyi burada da yapabiliyorum. Sporumu yapıyorum, yüzüyorum. Köpeğimi de getirdim buraya. Tabii ki zaman zaman İstanbul’a ailemi görmeye gidiyorum. Daha önce de birçok kez şehir dışı işlerde yer aldım. Urfa’da ve Makedonya’da da iş için yaşadım. ‘Sadeliği tercih ediyorum’

“Sarı saçlara elveda” deyip kahverengiye döndünüz. Hoşnut musunuz bu durumdan yoksa proje için mi?

Saçlarımı şu an doğal renginde kullanıyorum. Sarı renk sadece uçlarda kaldı. Saçlarımın şimdiki halini seviyorum. Ancak dizi ya da film için ne renk gerekiyorsa sprey boyayla o renge boyayabilirim.

Peki güne başlarken kendinizi daha iyi hissetmek için ne yapıyorsunuz?

Güzel bir kahvaltı, günlük bakım kremi ve eğer vakit varsa sabah yürüyüşü...

“Sürmeden dışarı çıkmam” dediğiniz bir makyaj ürünü var mı?

Eğer özel bir yere gideceksem çok hafif bir ruj, maskara ve allık sürerim. Genelde özel hayatımda da çok fazla makyaj yapmıyorum. Sadeliği tercih ediyorum.

Az makyaj yapıyorsunuz ama kişisel bakımınıza önem veriyorsunuzdur...

Cildime, saçlarıma ve formuma dikkat etmeye çalışıyorum. Düzenli olarak spor yapıyorum. Yediklerime dikkat etmeye ve eğer dizi seti geç saate kadar sürmezse düzenli uyumaya dikkat ederim. Her gün bol su içerim. Genelde hayata pozitif bakmanın, gülümsemenin insan ömrünü uzattığını, iyimser yaklaşımın mutluluğun kaynağı olduğunu düşünüyorum.


Röportaj: Aslı Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.