Bu yaz çıkardığı single ‘Çak Bi Selam’ ile dillerden düşmeyen Ayşe Hatun Önal “Gay barlar, enerji boyutunda benim en rahat ettiğim mekânlardı. Kendimi prenses gibi hissettim. Evimin salonunda arkadaşlarımla buluşmuş gibiydim” diyor.


Müziğe geçişin nasıl oldu, hep müzik var mıydı düşüncende, yoksa ‘Bir şansımı deneyeyim’ şeklinde mi fikir çıktı ortaya?

Tesadüf gibi duran şeyler seni hayat amacına doğru yönlendirir. Müzik benim için her zaman vardı ama profesyonel olarak modellikten sonra başladım. Tesadüfen! O dönem beraber dizi çektiğim Başak Sayan’ın basına “Ayşe’ye albüm yapıyoruz” diye verdiği demeçle bu adım atılmış oldu.


İnancını kıran eleştirilerle karşılaştın mı mankenlikten müziğe geçerken, ne tür geri bildirimler aldın?

İlla ki önyargılarıyla hayatı yorumlayan karakterlerin eleştirisi oldu ama ben dışarının sesine kulak vermediğim için hiç kimseye aldırış etmeden yürüdüm gittim. Birinin bana şunu ya da bunu yapamazsın demesi bende ters etki yaratır, daha inadına yapmak gelir içimden.

‘İç sesin her zaman doğrusunu söyler’

İlk yayınladığın albümdeki ‘Çeksene Elini’ yeni çıkış yapmakta olan bir şarkıcı için gerçekten önemli bir adımdı. Zaman zaman hafif argo sözleri de öyle. Peki bu şarkı nasıl sana ulaştı, fikri nasıl oluştu?

İlk albümüme başlarken o zamanki aranjörümün ve başka bir müzisyen arkadaşımın tavsiyesiyle iki tane şarkı aldım ve söyledim, fakat ikisi de yapmak istediğim müzikten çok çok uzaktı. ‘Çeksene Elini’nin altyapısını ilk duyduğumda “İşte bu” dedim ve üzerine hemen söz yazıp stüdyoya girdim. Sonuç mükemmeldi. Alınan ders şuydu: “İşi biliyor diye kimseye teslim olma. İç sesin her şeyin doğrusunu sana söyler.”


‘Sustuysam’ albümü Türkçe müzik tarihinin en başarılı Vocal House ve R&B albümlerindendi. Bu albüm yapılmayanı yaptığın bir albümken, hangi süreçlerden geçtin?

‘Sustuysam’ albümünü yaparken çok yoruldum. Bütün besteleri kendim yaptım. Matematiğini bilmediğin bir yolda yürümek kolay olmadığı için sanırım tükenmişlik sendromuna kendimi kaptırıp, albüm sonrası müzikten uzaklaşmıştım ta ki Alper Narman’la buluşana kadar.


Ruhunu kimler besliyor? En çok kimleri dinler ve ilham alırsın?

İçinde yerli ezgileri taşıyan dünya müziğinden beslendiğim kesin. Bir akımın takipçisi değilim ama kahır aktaran şarkı sevmem.


'Doğal çekimler tercihimdir'


Bir kadın olarak lezbiyen dergisinden de röportaj yapalım teklifi gelse cesur pozlar verebilir misin?

Dergi çekimlerini seviyorum. Çekimlerimde cesur pozlardan ziyade farklı bakışları ararım. Doğal, sade ve yalın çekimler tercihimdir. Ekibine inandığım bir dergiyse elbette yaparım.


'Üzerimde etiket istemiyorum'


Konserlerinde eşcinsellerden de büyük ilgi görüyorsun. Senin için ‘Gay ikonu’ diyorlar. Bu ilgiden dolayı hiç şaşkınlığın oldu mu?

Elbiselerin satış etiketleri gibi ikonların da sonu çöp. Bu yüzden sınıflandırılmak, üzerimde etiket taşımak istemiyorum. Kimse lütfen beni bir şey ilan etmesin çünkü ben sadece işimi yapıyorum, insanları seviyorum ayırmadan ayrılmadan. Yaptığım işte bile bir şarkım diğerine benzemez, benzetmemeye gayret ederim. Kraliçemiz ne demiş: Beni kategorize etme, benle oynama. Gay barlar, enerji boyutunda benim en rahat ettiğim mekânlardı. Kendimi prenses gibi hissettim. Evimin salonunda arkadaşlarımla buluşmuş gibiydim.


Editör: Buket Sarı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.