Genç tasarımcılar Ayşegül Afacan Köksal veYasemin Öğün tarafından kurulan Mybestfriends markası artık dünya markalarıyla birlikte Brandroom’da moda tutkunlarıyla buluşuyor. Yakından takip ettiğimiz ikiliyle keyifli bir sohbete daldık...



■ Mybestfriends markası tüm dünya markalarıyla birlikte Brandroom’da satışta. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz, heyecan var mı?

Ayşegül Afacan Köksal: Türk tasarım markası olarak Brandroom’da satışta olmak çok gurur verici. Bu dünyaya açılacağımız bir kapı aslında. Bu yüzden zaten çok çok heyecanlıyız ve çok mutluyuz. İşini çok seven iki tasarımcıyız, sıfırdan başladık, bugünlere kadar geldik. Hayallerimizi hedefe dönüştürdük ve onlara ulaşmak için de çok çalışıyoruz. Başarımız hiçbir şekilde tesadüf ya da şans değil.


■ Nasıl bir araya geldiniz?

Yasemin Öğün: Aynı okula gidiyorduk, orada tanıştık. İkimiz de işletme mezunuyuz. İlk günden itibaren geleceğe ait planlarımız ve hedeflerimiz kesişti. Tasarım yapmaya ve bunları blogumuzda paylaşmaya başladık. Çok güzel tepkiler geldi. Bunun üzerine Bebek Şenliği’ne katılmak istedik. 15 günde 20 parçalık ipek kumaştan basic koleksiyonumuzu hazırlayıp sunduk. İlk günden tükendi. Bunun cesareti ve enerjisiyle Mybestfriends markasını kurduk.


A.A.K.: Çok kötü bir kış geçirdik. Hiçbir şey Bebek Şenliği’ndeki gibi iç açıcı değildi tabii ki. Ancak sabrettik, ilkbahar sezonuyla birlikte her şey yerine oturdu ve arı gibi çalışmaya başladık.

■ Şimdi Brandroom’larda da satışta olan 2014 ilkbahar-yaz koleksiyonunuzdan bahsedelim...

Y.Ö.: Çok sade bir kadın yarattık. Kıyafetten çok, kadının ön plana çıkmasını hedefledik. Amacımız koleksiyonumuzdan herhangi bir parça giyildiğinde kıyafete değil kadına iltifat gelmesi... Gerçekten bu fikre odaklanıp koleksiyonumuzu oluşturduk. Kıyafet yan rolde, kadın başrolde. Kumaşta kaliteye, dikişte detaylara önem verdik. Herkesin giyebileceği zamansız parçalar tasarladık. Modası asla geçmeyen, arayıp da bulunamayan parçalar bizimkiler... Zaten biz arayıp da bulamadığımız parçalardan yola çıkarak koleksiyonumuzu oluşturduk.


‘GİYEBİLECEĞİMİZ ŞEYLERİ TASARLIYORUZ’

■ Nelerden esinleniyorsunuz, koleksiyonlarınızın çıkış noktası neler oluyor?

A.A.K.: Blogumuz “moda tutkusu” aslında bizi çok geliştiriyor. Sürekli dünyadaki trendleri takip ediyor, alışveriş yapıyoruz. Dolayısıyla çok iyi gözlemliyoruz ve eksikleri görüyoruz. “Bu niye yok” diye düşündüğümüz parçalardan yola çıkıyoruz. Biz giyebileceğimiz şeyleri tasarlıyoruz.


■ Sosyal medyada çok takipçiniz var ve kişisel olarak tarzınız çok beğeniliyor. Sosyal medyadaki sırrınız nedir?

Y.Ö.: Tamamen enerji, sevmediğimiz hiçbir şeyi giymiyoruz ve paylaşmıyoruz. O enerji takipçilerimize de yansıyor.


A.A.K.: Aslında basic parçaları çok giyiyoruz. Detaylar dikkat çekiyor. Örneğin ipek atletin içine dantel giydiğinde o başka bir renge dönüşüyor ve insanlar da “Ben de böyle yapabilirim” deyip, kendi tarzlarına yansıtıyor. Bunun tamamen enerjiyle ve yaptığın işi sevmekle alakalı olduğunu düşünüyorum.

Y.Ö.: Biz gerçeği yansıtıyoruz. Markalar modellerle çalışıyor ve bu gerçek dünyadan uzak. İnsanlar günlük hayattan ve gerçek dünyadan bir şeyler görmek istiyor. Biz zaten rahat ve herkese hitap eden parçalar giyiyoruz. Bu samimiyet görülüyor.


■ Mybestfriends kadınının tarzı nasıl?

A.A.K.: Bizim kadınımız gündüz giydiği parçayı gece de giyebilir. Bir aksesuvar ya da farklı bir ayakkabıyla gündüzden geceye devam edebilir. Çok sade ama özgüveni yüksek bir kadın, aynı zamanda kendini kadın gibi hissedebiliyor. Bizim kadınımız, sade olduğunda bile güzel ve şık olduğunun farkında.


■ Kendi tarzlarınızı nasıl yorumlarsınız?

Y.Ö.: Aslında benim tarzım çok rahat. Ben özel bir davete gidiyorsam bile kendime göre rahat bir tarafım hep olur. Alışverişimde de hep zamansız parçalara yatırım yapmaya özen gösteriyorum. Bir parça aldığım zaman onu yıllarca giymek isterim.

A.A.K.: Ben biraz trendi parçaları seviyorum. Zamansız parçalara da yatırım yapıyorum. Maskülen bir tarzım var. Yuvarlak hatlarımı kapatmayı çok sevdiğim için düz ve maskülen kesimleri tercih ediyorum. Sıkıntıları kapatmak ve güzel bölgeleri ön plana çıkarmak çok önemli.


■ Yeni sezonda kadınlar nelere yatırım yapmalı?

Y.Ö.: Tek parçaya, giyip çıkabilecekleri basic’lere yatırım yapsınlar. Sadelik her zaman ön planda olmalı ve buna göre stillerini oluşturmalılar.


‘Hedefimiz şıklık algısını değiştirmek’

■ Kadınların en büyük stil hataları neler?

Y.Ö.: Trendleri bir arada kullanmak ve vücut tipine göre giyinmemek bence en büyük hata.

A.A.K.: Hem çok fazla kıyafet hem de çok fazla takı, abartıya kaçmasınlar. Dengelemek çok önemli. 25-30 yaş arası kadınlar daha iyi giyiniyor. 15-19 yaş aralığında ise abartı çok fazla, yaşlarına göre giyinmiyorlar.


■ Tasarımlarınızın neden farklı olduğunu düşünüyorsunuz?

A.A.K.: “Moda tutkusu” ile Türkiye’deki moda algısına yatırım yapıyoruz. Bizim hedefimiz şıklık algısını değiştirmek. Bizim tasarımlarımızın farklı bir enerjisi var.

Y.Ö.: Bizim tasarımlarımız büyülü gibi. Kadınlar giydiği zaman kendilerini çok iyi hissediyor.


■ Dünya modasını takip ediyorsunuz. Favori tasarımcılarınız ve sokak stili olarak ilham aldığınız şehir var mı?

Y.Ö.: Sokak modasında Londra tabii ki. Paris’te de kahve içerken sokaktan geçen elegan, asil kadınları seyretmek çok hoş oluyor. Celine markasını çok beğeniyoruz. Balmain, Isabel Marant çok başarılı.

A.A.K.: Stella McCartney’i beğeniyoruz. Dönemsel aslında. Her tasarımcıdan bir şeyler beğeniyoruz, bu sezonla da alakalı. Burberry iki sezondur favorimiz. Her sezon değişiyor. Bir tasarımcının bütün koleksiyonunu değil de farklı tasarımcılardan küçük küçük farklı parçaları beğeniyoruz.



Röportaj: Esra Çoruh

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.