TAFF Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği “MAGİ” filminin çekimleri için İstanbul’da olan Michael Madsen ile buluştuk. Kill Bill, Donnie Brasco, Rezervuar Köpekleri gibi filmlerin ünlü yıldızıyla hem kariyerini konuştuk hem de Justin Bieber’ı çekiştirdik.


Kısık sesi, kovboy çizmeleri ve havalı saçlarıyla Tarantino filmlerinin kanlı sahnelerine çok yakışan Michael Madsen’la İstanbul’da kaldığı otelinde buluştuk. Sohbetimizde, senaryosu basına sızdırıldığı için ertelenen Tarantino filmi “The Hateful Eight”in çekimlerine yakında başlanacağını, üstelik kendisinin de başrollerden birini üstlendiğini öğrendim. Ama İstanbul’da bulunmasının nedeni bu değil elbette. Buraya Magi filmi için gelmişti. Hasan Karacadağ’ın yazıp yönettiği bu korkugerilim kurdelası, Türkiye’nin uluslararası pazar için İngilizce çekilen ilk film projesi... Hamile kız kardeşi Marla’nın ani ve esrarengiz ölümüyle ilgili gerçeği araştıran Amerikalı gazeteci Olivia Watson’ın gerilim dolu macerasını izleyeceğimiz filmde Madsen’ın yanı sıra Lucie Pohl, Brianne Davis ve Dragan Micanovic, Kenan Ece ve Meryem Karamehmet de var.


Magi filminde oynadığınız karakter yine kötü adam mı?

Hayır, rolü kötü olmadığı için kabul ettim zaten. Bir yazarı canlandırıyorum. Entelektüel, akıllı biri. Silahı var ama sadece kendini korumak için.


Gerçi sizin kendinizi korumak için silaha ihtiyacınız yok. Reservoir Dogs filmindeki jiletle kulak kesme sahnenizi unutmadık...

Aynen öyle. Silaha gerek yok vahşet için.


Oynadığınız filmlerden anı olsun diye eşyaları biriktiriyor musunuz? Mesela o jilet sizde mi?

Jilet Quentin’de. (Tarantino) Ama botlarım bende. Kovboy filmlerimden kalma silahlarım, şapkalarım da var. Hawaii 5-0 dizisinde giydiğim tişörtü saklıyorum.


Gerçek hayatta “şair” olarak tanınan biri için filmlerde kötü adam olmak zor mu?

Kafa karıştırıcı bir durum. Şiir yazmak benim için bir hobi. Kitaplarım, ödüllerim olsa da... Ama son kitabım çıktığından beri tek kelime bile yazamadım.


İstanbul bile size ilham veremedi mi?

Galiba yalnız olsam yazabilirdim ama eşimle geldim. Geçen sefer geldiğimde yalnızdım ama bu sefer de vaktim yoktu.


Geçen İstanbul ziyaretinizden bu yana hayatınızda çok şey değişti...

Evet. O zamanlar çok öfkeli ve huysuzdum.


Öfke en kötü bağımlılık. Nasıl değiştiniz?

Sigarayı bıraktım. Spor yapıyorum. Kendimle barıştım. Daha lüks arabalar, daha fazla para mutluluk getirmiyor. Başarılı bir aktör olmadığım için kendime kızıyordum ama fark ettim ki aslında başarılıyım. Sayısız filmde rol aldım. 5 çocuğum var. Onların geleceğini garantiye aldım, mutluyum.




"Yeşil Elmaya Benzer Küçük Ekşi Meyve"

İstanbul hakkında ne düşünüyorsunuz?

Daha önce de gelmiştim ama bu kez epey gezdim. Çok güzel bir şehir.


Peki ya Türk mutfağı?

Geçen sefer sevmemiştim, anlaşılan yanlış yerlere gitmişim! Muazzam bir yemek kültürünüz var. Daha önce yemediğim küçük yeşil elmalara benzeyen ekşi bir meyve yedim. (Yeşil erikten bahsediyor.) Harikaydı. Baklava muhteşem. 5 dilim yiyorum bir oturuşta.


"Bieber’ı Pataklama Şansım Oldu"


Oynadığınız için pişman olduğunuz roller var mı?

Bir dolu kötü yapımda yer aldığımı itiraf edebilirim. Ama gençtim, para kazanmam gerekiyordu.


Bir de Justin Bieber klibinde oynadınız. Hatta rol icabı onu patakladınız. Ellerinize sağlık!

Şımarık bir çocuk. Başta o teklif geldiğinde kim olduğunu bile bilmiyordum.


Yok artık!

Tabii ki adını duymuştum ama bu kadar ünlü olduğunu bilmiyordum. Ama çok para kazandığımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.


Kazanmadınız mı?

Hayır, az para ödedi. Klibin senaryosu iyiydi, o yüzden oynadım. Ayrıca Bieber’ı pataklama şansım oldu, bu bile yeter.


Röpotaj: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.