Kate Moss gibi incecik kadınlar ve Jennifer Lopez gibi balıketliler olarak kabaca ikiye ayrılabilecek güzellik kavramı gibi, kozmetik dünyası da iki ayrı ekol üzerinden ilerliyor. Bir yanda doğal içerikli ürünler diğer yanda gen teknolojisi ve kök hücreler... Doğal içerikli bakım ürünlerinin son yılların önemli bir trendi olduğu ortada. Bu alanda önemli markalardan biri de Nuxe... Doğal içerikli ürünleriyle pek çok kozmetik devini geride bırakan Nuxe, bu trendin peşine sonradan takılanlardan değil. Zira kuruluş amacı, kadınları doğal içeriklerle mutlu etmek... Ancak bu, bilimi göz ardı ettikleri anlamına gelmiyor. Doğanın nimetlerini günün teknolojisiyle birleştiren markanın CEO’su Aliza Jabes’in en büyük ilham kaynağıysa önemli bir araştırmacı olan eczacı babası. Jabes, Paris’teki merkezlerinde başarı hikâyesini, değişen güzellik kavramını ve kozmetik dünyasının geleceğini anlattı...


Nasıl bir hayalle yola çıktınız?

Baştan beri girişimci olmak için yaratıldığımı seziyordum. Araştırmacı bir eczacı olan babamın bitkilere duyduğu aşk da bana miras kalmıştı. 1989’da Institut d’Etudes Politiques Paris’ten (Siyasal Bilimler Enstitüsü) mezun oldum ve ardından New York Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıp ailemin de yardımıyla küçük Nuxe laboratuvarını devraldım. Doğa ve bilimi yaratıcılıkla harmanlayarak eczanelerde yeni bir güzellik konsepti yaratmaya karar verdim.


Kadınlara ne sunmak istiyordunuz?

Yenilikçi, etkili, doğal ve duyulara hitap eden kozmetik ürünler... Yarattığım ilk kozmetik ürünü olan ve 1991’de hiçbir markada bulunmayan; yüz, vücut ve saçları onaran, besleyen, yumuşatan çok amaçlı kuru yağ Huile Prodigieuse’ün altındaki fikir buydu. Ve 20 yıl sonra da ilham kaynağımız aynı.


Kadınlar sadece bakım ve kozmetik ürünleriyle güzelleşmez. Başka...

Spor, müzik, kitap, sağlık gibi sosyal ve kültürel aktivitelerle güzel olunabilir.


“Güzellik” kavramı da sürekli değişiyor...

Bugün kozmetik ve daha birçok alanda “doğal” ürünlerin tüketilmesine dayanan bir “yeşil trend”den bahsediyoruz. Bizim için yeni bir konsept değil. Güzel cilt ve sağlıklı yaşam etle tırnak gibidir.


Balıketli kadınlar, Kuzey’in “sıska” kadınlarına meydan okuyor. Artık güzellik iki yönlü bir kavram: Jennifer Lopez gibi balıketli kadınlar ve Kate Moss ya da Gisele Bündchen gibi sıskalar. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok yönlü güzellik kavramını pozitif buluyorum. Aslında her kadınla birlikte başka bir güzellik kavramı söz konusudur. Bir kadın görünümü ya da ağırlığı ne olursa olsun mutlu olduğunda, güzelliği de ışıldar. Kadınların güzel olmak için acı çekmeleri gerektiği düşüncesine katılmıyorum.


Aktif içerikler, genler, kök hücreler... Kozmetik de değişiyor, nereye doğru ilerliyoruz?

Kök hücreler ve hücre DNA’sı, tıpkı medikal araştırmalarda olduğu gibi kozmetik araştırmaların da kalbinde. Biz de bu yaklaşımla çalışıyoruz ancak doğallık konusundaki uzmanlığımızdan asla ödün vermiyoruz. Nuxellence Jeunesse, yakın zamanda yaptığımız araştırmaların en iyi örneği. Hücrelerin enerji kaynağı olan ve ayrıca hücre DNA’sından daha güçlü olan mitokondri DNA’sı üzerinde çalışmalar yaptık. Bitkiler dünyasındaki araştırmalarımız sonucu mitokondri DNA’sı üzerindeki onarıcı etkilerini keşfettiğimiz çarkıfelek bitkisinin patentini aldık. Böylece hiç duyulmamış bir ürün günlük bakım rutininin bir parçası haline geldi; cilde bir bakım uygulamadan önce ona enerji veriyor.


Röportaj: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.