Müzisyen Can Bonomo yıllardır Karakalem, OT ve Underground Poetics gibi alternatif yayınlara yazmayı sürdürüyordu. Şimdiyse, “Delirmek Belirmektir” adlı ilk kitabıyla okur karşısında. Onunla editörlüğünü Küçük İskender’in yaptığı kitabını konuşmak için buluştuk...




Şiire ilk nasıl başladın?

Annemle dedemin teşvikiyle çocuk yaşta başladım. O zamanlar kötü kötü şiirler yazıyordum ama bir şeyin üzerine benimki gibi büyük bir inat ve kararlılıkla, tutkuyla gidince, zamanla daha iyi işler yapmaya başlıyorsun.




Bu kadar alçakgönüllü olmana lüzum var mı? Yaptığın işi beğenmesen, kitap çıkarmazdın...

Çok büyük şairlerimiz var, adları geçince bile tüylerim ürperiyor. İnsan onları okuduysa, kendi kendi yazdıklarını beğenebilir mi? O adamların yaptığı işin üzerine kim ne koyabilir...




Çok büyük müzisyenler de var ama bu, senin şarkı yapmana mani olmuyor...

Çünkü müzik konusunda daha rahatım. Şiirdeyse mahcup ilerliyorum. Şiiri şairler yazmalı. Eh, ben de henüz şair değilim.




Küçük İskender, şarkı söylerken acayip rahat birinin şiir söz konusuyken bu kadar sıkılgan olmasını şaşırtıcı buluyor. Niçin böylesin?

Şiirlerinde insan kendini bütünüyle açıyor, içini saklamadan gösteriyor. Bu kitap aşağı yukarı benim günlüğüm sayılır. Ama mahrem bir günlük, çünkü şiir yazarken çıplağım.




Hangi anların kaydını düşüyorsun?

Bilmiyorum... Yazmak bir ihtiyaç; bunun için mutsuz olmayı beklemek gibi bir lüksüm yok. İçimden geliyor, yazıyorum. Elimde gitar varsa şarkı çıkıyor, kalem-kâğıt varsa şiir...




Kimlere yazıyorsun?

Açıkçası belirli adreslere gitmiyor hiçbiri. Kimseye mektup göndermiyor, derdimi, tasamı anlatmıyorum. Kederliysem niye şiir yazayım ki... Üzüntümü dibine kadar yaşar, iyileşince yazarım. Şiirlerim yeraltı edebiyatına yakın. Bazıları hüzünlü ve melankolik, bazıları çılgınca neşeli...




Neyle besleniyorsun şiirlerinde ve şarkılarında?

Yazarken mutsuzluktan beslenenler var, çok saçma. Aşktan beslenmek de öyle... Klişe bir şey söylemiş olabilirim ama şiirimi besleyecek hayattan daha şahane bir şey yok. Ve hayat da sırf aşktan, kederden ibaret değil. Her şeyin iç içe geçtiği karmaşık, rengârenk bir bütün.




Yazıp da çöpe attığın şiirler oluyor mu?

Yüzde 80’ini çöpe atıyorum. Bazen 3, bazen 10 saat yazıyorum günde, saklasam 500 kitap olurdu.




Ama insan içine çıkacak halin kalır mıydı, orası meçhul...

Öyle tabii. Başlangıçta bazen yolumu kaybediyordum ama şimdi iyi bir şey yazmışsam hissediyorum. Ya da beceremeyeceksem, “Bundan bir şey çıkmaz” deyip vazgeçiyorum. Şiir konusundaki sezgilerim yazdıkça gelişti.




CAN BONOMO'DAN İTİRAFLAR




Delilik; Meczup, Şaşkın gibi şarkılarından aşina olduğumuz bir tema. Kitabının adı bana şunu söylüyor: Delilik kimi zaman insanın en gerçek halidir...

Hayattaki en güzel şeyler ya sana çarpar ve alır götürür ya da zaten hiç var olmamıştır. Vurucu, çarpıcı bir şey delilik. Gerçi sanat da ancak delilikten çıkıyor. Deli tarafımız yaratıyor, üretiyor.




İnsanı daha gerçek kılıyor delilik belki...

Doğru, ben mesela şiirlerimde ve şarkılarımda daha sahici, samimi bir adamım. Yazarken kendime bakıyorum çünkü, kendimi dinliyor ve içimde, en derinde ne varsa çıkarıp döküyorum kâğıt üstüne. Dünyaya itiraflar... Anlattığım tamamen bana özgü bir ruh hali olmayabilir ama ben onu kendi penceremden yazıyorum.




Nick Cave ile Kurt Cobain arasında

Can Bonomo, kitabının editörlüğünü yapan Küçük İskender için “Yaşayan en büyük şairimiz” diyor: “Benim şansım Küçük İskender gibi bir ustanın onları okuyup sevmesi oldu. Israr etmese, yayınlamaya cesaret edemezdim.”




Küçük İskender senin şiirlerini kütüphanesinde Nick Cave ile Kurt Cobain arasında bir yere yerleştirdiğini söylüyor...

Gurur verici bir şey bu. O yazıyı okuyunca çok sevindim, ama mahcup da oldum. Küçük İskender kitabımı sadece okusa ve hiçbir yorum yapmasa, bu kadarı bile benim için büyük onur olurdu. Hele bir de yayınlamak istemesi, dahası bunları yazması...




Kurt Cobain yaşamıyor ama Nick Cave şarkı sözleri ve şiirlerinin yanı sıra roman da yazdı. Senin böyle bir arzun var mı?

Hayır bana göre bir şey değil. Ben o kadar sabırlı olamam.



Röportaj: Gülenay Börekçi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.