Ağustos’un en sıcak günlerinden birinde, İstanbul’un en serin mekânını aramaya koyuldum. Buluşmadan önce Melis’le telefonda da beyin fırtınası yaptık. Ve sonuç, sıcaktan kavrulmuş bir halde birbirimize kavuştuk.


Melis Babadağ son dönemin dikkat çeken oyuncularından. Show TV’nin çok izlenen dizisi Pis Yedili’nin “Elçin”i olur kendisi... Röportaj öncesi ve sonrasında o kadar uzun sohbet ettik ki, hepsini yazıya dökmem mümkün olmadı...


Ne zaman başladın oyunculuğa?

Lisedeyken amatör gruplarla tiyatro yaptım. Kamera karşısına ilk geçişim üniversitede oldu. Anı olsun diye bir reklamda oynamıştım.


Nasıl oldu?

Üniversite bahçesinde voleybol oynarken yanıma bir kız gelip “Şampuan reklamında oynamak ister misin” diye sordu. Ben de kabul ettim. Sonra bir ajansa kaydoldum. Amacım harçlığımı çıkarmaktı. Sonra birçok reklam teklifi geldi.


Kaç reklamda oynadın?

22 reklam filmi çektim. Ama okul bittikten sonra bir daha reklamlarda oynamadım. Birkaç dizi teklifi geldi, oraya doğru kaydım.


Tiyatroya devam ediyor musun?

Üniversite hayatım çok yoğun geçti. Zor bir bölümdü. Bir yandan da reklam ve dizi oyunculuğu yapınca devam edemedim. Ama aklımın bir köşesinde hep var.


Peki reklam mı yoksa dizi oyunculuğu mu daha keyifli?

Uzun süredir reklam filminde oynamadım aslında; özlemişim. Ama dizi bambaşka bir şey. Gerçek anlamda oyunculuk yapmak istiyorsanız eğer, dizi oyunculuğu daha tatmin edici.


Oyunculuk dışında seni ne mutlu eder?

Tutkularımdan biri de çizmek... Bu yüzden üniversitede iç mimarlık okudum. Okul bittikten sonra hem oyunculuk hem mimarlık yaptım. Ocakta mimarlığa yeniden başlayacağım.


İkisi birarada, zor olmadı mı?

O zamanlar Geniş Aile’de oynuyordum. Hafta içleri ofiste hafta sonları setteydim. Ama Pis Yedili dizisine başladıktan sonra işler değişti. Set programlarımız çok yoğun. Biraz ara vermek durumunda kaldım.


Seni en çok Pis Yedili’yle tanıdık. Dizi mi tuttu, yoksa insanlar seni mi tuttu?

“Pis Yedili hepimizi tuttu” diyebilirim. Kendi konsepti olan, başka türlü bir dizi. Her karakterin ayrı hikâyesi var. Çok fazla karakter, aşk ve eğlence var. En çok gençler izliyor. Tekrar bölümlerinin bile reytingleri çok yüksek. ‘Her şey doğala döndü’


Sen de son dönemdeki “doğal kadın” imajını tercih edenlerden misin?

Hep böyleydim. Çok fazla makyaj yapmayı sevmem. Ben öyle bir imaj olduğuna inanmıyorum. Dönemin getirdiği bir şey bu.


Nasıl yani?

Kadınlar 90’larda abartılı makyaj yaparlardı, şimdiyse mümkün olduğunca kendileri gibi görünmeye çalışıyorlar. Dünyada böyle. Şimdiki sanat akımının bir etkisi bu. Daha gerçek mekânlar, daha gerçek sahneler... Her şey doğala döndü.


Sen ekranda nasıl kadınlar görmeyi tercih edersin?

Güzellikten ziyade derinliğe bakıyorum. Mesela Penelope Cruz’un yüzü çok güzel değil ama anlamlı bir suratı var. Standart güzellikten ziyade farklı bir enerjisi olması önemli.


Röportaj: Aslı Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.