Güzelliği tescilli, aynı zamanda çok da akıllı bir kadın Burcu Esmersoy. “Erkekler ligi” diyebileceğimiz spor basınında bileğinin hakkıyla başarılı işlere imza attı. Sonra kulvar değiştirdi. Şu sıralar Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, Demet Akalın ve Serdar Ortaç’ın jüri olduğu Pop Star’ı sunuyor.


Yani işi zor... En azından dışarıdan bakınca öyle görünüyor. Burcu’ya merak ettiklerimi bir bir sordum, bir de gördüğünüz gibi süper fotoğraflar çektirdik.


Nerelisin?

Çerkezim. Dede tarafı Mısır, babaanne tarafı Çerkez. Güzel bir kırma olduğumu düşünüyorum. Soyadım da buradan geliyor.


Çok uzun zamandır medyayla uğraşıyorsun. Televizyona nasıl başladın?

1997’de Kanal D’de Çocuk Kulübü diye bir programın yapımcılığıyla başladım.

Arkasını da biliyorsun yani işin. Hangisi daha eğlenceli?

Arkası daha eğlenceli tabii.


Seni biri mi keşfetti?

Evet. İlk kez Faruk Bayhan istedi ekrana çıkmamı. Sesim kalın olduğu için olmadı. Zaten o zaman ben de istemiyordum. 2000’de CNN Türk’e geçtiğimde İhsan Topaloğlu “Seni muhakkak ekrana çıkarmamız lazım” dedi. 4 sene uğraştı. Ekrana ilk kez 2004’te çıktım. 2005’te ayrıldım. Eşim sebebiyle İtalya’ya yerleştim. 2006’da geri döndüm ve NTV’de çalışmaya başladım. Sonrasını herkes biliyor zaten.


Yabancı biriyle evli olmak nasıl bir şeydi?

İlk kez İstanbul’a geldiğinde onu mantı yemeye götürmüştüm. Acayip sevmişti mantıyı, hatta annesine anlatmıştı. “Anne burada yoğurtlu, bol sarmısaklı ağır bir şey yiyorlar. Fakat çok güzel” demişti. İtalyan olduğu için aslında çok uzak değiliz. Aile düzenleri bize yakın. Çok sorun olmuyordu. Bizdeki en büyük sıkıntı anadili konuşmamaktı.


Siz ayrıldıktan sonra uzun bir süre burada kaldı. Nedenini biliyor musun?

Çünkü İstanbul çok güzel.


Bizden gidenler oralarda kalmıyor da, dışarıdan gelenler yerleşiyor buraya.

Nereden geldikleri de çok önemli tabii. Dünyada çok güzel şehirler var. Onlardan birinden gelmediyse, İstanbul onlar için çok büyüleyici bir yer.


Döndü mü peki eski eşin?

Evet. İsviçre’de.


Görüşüyor musunuz?

Evet. Bir zamandan sonra arkadaş oluyorsunuz.

"Evlilik zor"

Şu sıralar evliliğe nasıl bakıyorsun?

Evliliğin zor olduğunu düşünüyorum. Her kadın ve her erkek bir kere evlenmeli. Yürütebilirseniz çok güzel bir şey. Evleneceğim dönemde bütün arkadaşlarım evlenmişti. Garip bir psikolojiye giriyor insan. Gelinlik giymek çok güzel bir duygu. Artık birisine ait oluyorsun, sana aşkla bakan bir adam var. Annelerimizin zamanında herkes karşısındaki kabulleniyormuş. Kadın parasını kazanıyor artık. Huzur bulamadığında “Tek başıma daha huzurlu olurum” diye düşünüyor.

Gece yattığında rahat uyuyor musun?

Evet.


Keşkelerin oluyor mu?

Yatağa girdiğimde o gün olanları kafamda tekrar oynatırım. Bir sonraki sefer daha iyi olmalıyım diye düşünürüm. Büyük keşkelerim yok. Günle ilgili çok basit keşkelerim olur.


Uzun planlar yapar mısın?

Hayır hiç yapmam. Buradan çıkıp eve gidebileceğim ne malum. Hayal kurmam ki hayal kırıklığına uğramayayım. Bu benim kendimi koruma yöntemim. Çok da işe yarıyor.


"Bülent Ersoy’dan çekiniyordum"


Popstar’ı sunuyorsun. Çok değişik bir ortam orası. Neler hissediyorsun?

İlk program benim için çok stresliydi. Çünkü bilmediğim bir ekiple çalışmaya başlıyordum. Önceki işlerimde kameramandan makyöze kadar herkesi tanıyordum. Demet’i zaten tanıyorum. Serdar’ı tanıyorum, programıma konuk olmuştu. Orhan Gencebay aynı şekilde. Bülent Ersoy’dan çekiniyordum mesela. İlk tanıştığımızda bana söyledikleri ve sıcak davranışlarıyla aramızda bir gerginlik olmadı. Ekip olarak rahat çıktık programa ama bir sürü etken var. Program başlamadan önce kendime bir tatil hakkı tanımıştım mesela. Maldivler’de güneşsiz bir günde yandım.


İlk program gerçekten kapkaraydın.

Güneş yoktu aslında. Son gün uçağa bineceğim, baktım kıpkırmızıyım. “Ertesi gün geçer” diye düşündüm. Uçağa bindiğimde hostesler bana bakıyordu. “Farkındayım. Lütfen bir şey söylemeyin” dedim. Uyandığımda gözlerimi açamıyordum. O kadar şişmişim ki bir hostes bana buz vermek için bekliyordu. O kadar üzülmüşler bana. Programa birkaç gün vardı. Perşembe sabahı uyandığımda “Bunu nasıl kapatırım” diye düşünüyordum. Ekran çok koyu rengi kaldırmıyor. Yine de bozmadım moralimi. Normalde az makyaj yaparım ama o gün çok makyaj yapmak zorunda kaldık. Bilmediğim bir stüdyoda ve ışıkta makyaj yaptığım için patladı. Ertesi gün Twitter’da “Hangi solaryuma gitmiş. Söylesin de oraya gitmeyelim” diye yazmışlar mesela. Gerçekten çok güldüm. Yok Böyle Dans’a başladığımda da “Yüzüne botoks yaptırmış” demişlerdi. Aslında yorgunluktan yüzüm şişmişti.


Kaç bölüm oldu?

4.


Kaç bölüm olacak?

13.


Film ya da dizi projeleri var mı?

Haluk Piyes 2 sene önce benden bir ricada bulunmuştu. Filminde oynamamı istiyordu. “Oynarım” demiştim. O iki sene geçti ve bu yaz çekiyor filmi. Benim de küçük bir rolüm var. Çok çalışmam gerekiyor tabii. Ders alacağım.


Dizi peki?

Birol Güven âşığıyım diyebilirim. Yapımcı olarak çalışmak istediğim, işinde çok iyi olan isim Acun Ilıcalı ise dizede de Birol Güven’in çalışma tarzı bana çok yakın. Onunla çalışmak istiyorum. Çocuklar Duymasın olursa istiyorum. Yazın NTV’de gece programı yapacağım.

"Siyah bir cama bakıp konuşuyorum"

NTV’de her şey çok iyi giderken bir an da radikal bir karar alıp ayrıldın. Bu kararı nasıl verdin?

NTV’de 5 sene çalıştım. Kuşak sundum. Aynı anda 3 programım oldu. Artık üzerine daha fazla bir şey koyamaz hale gelmiştim. Çok kalabalıktık bir de. Herkes istediği saatte istediği şeyi yapamıyordu. İstediği yayın saatini alamıyordu. Orada mutlu olmadığımı fark ettim. Bir şeye ayaklarım geri geri gittiğinde, onu düzeltmem mümkün olmuyor.


Spor spikerliğinde de bir çığır açtın. Çok fazla rekabet var, öyle mi?

Mücadeleci biriyim ama hırslı bir kadın değilim. Keşke hırslı olsaydım da, başkaları gibi işi kolaylaştıracak şeyler yapsaydım. Bizim sektörde kadınlar hep uyanık olmalı. “Nereden ne gelir” diye beklemek zorundasınız. Kimden ne geleceğini kestiremezsiniz. Bu çok yorucu bir şey. En çok da sadece güzel olduğun için orada olduğunu düşünenlere tersini ispatlamaya çalışmaktan yoruluyorsunuz.


Acun’la birlikte çalışmaya başladın. Daha mı iyi kazanıyorsun?

Hayatımda parayla ilgili çok fazla bir değişiklik olmadı fakat tanınırlık açısından çok büyük etkisi oldu. Show TV, Star TV gibi kanallarda daha totale yayın yapıyorsun. Dolayısıyla tanınırlığın artıyor. Bunun beni değiştirip değiştirmediğini soruyorlar. Çok uzun zamandır bu işi yapıyorum. Siyah bir cama bakıyorum ve konuşuyorum. Değişmem imkânsız yani.


‘Keşke spor spikerliğine devam etseydim’ diyor musun?

Bence ayrılmam çok iyi oldu. Hem tanınırlığım arttı hem de spor spikerliğine dışarıdan bakma fırsatım oldu. Şu an bir spor kanalı izleyicisiyim.

Dönmeyi düşünüyor musun?

İstiyorum. Bununla ilgili komik bir hikâyem var. Sene başında Fuat Akdağ ile konuşurken “Burcu artık zamanı geldi. Bence sen yuvana geri dön” dedi. Ben de istediğimi söyledim. Dalga geçtiğimi düşünmüş...


Röportaj: Helin Avşar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.