Iginio Straffi için “Yeni Walt Disney” diyorlar. Kızlar için yaratılmış bir çizgi film kahramanı olmadığını fark edip çizmeye girişmiş. Sonrası malum; milyonlarca çocuğu ekran başına ve sinemalara topladı.


Spider Man, Action Man, Batman... Dikkat ettiyseniz hepsi erkek çocukların kahramanları. “Kızlar için yaratılmış çizgi film kahramanlarını sayın” desem, Winx Perilerinden başkası akla gelmez..


İtalyan çizer Iginio Straffi’nin Roma’da hayata geçirip tüm dünya çocuklarına izlettiği Winx Perileri, Avrupa’dan dünyaya yayılmış tek çizgi film... Kötülükle mücadele eden 6 karakterden oluşan bu perilerin yaratıcısı, yönetmen ve animasyon yapımcısı Iginio Straffi geçen hafta Türkiye’deydi. Sadece 2 sinema filmi tüm dünyada 5 milyonun üzerinde izleyici çeken Straffi ile Amerikalılar arasından sıyrılmasının sırrını ve kendisine yakıştırılan “Yeni Walt Disney” benzetmesini konuştuk...


Yaptığınız hayalinizdeki meslek mi?

Hayalimdeki tek iş buydu. Çocukluğumdan beri çizgi hikâyeler çiziyorum. Üniversiteden sonra bu meslek için Fransa’ya gittim. Her zaman en son teknolojiyi kullanmak

için çok çabaladım, çünkü rakiplere yetişmek gerekiyordu. Rainbow’u kurdum ve animasyon stüdyolarım Avrupa’nın en büyüğü oldu.


Terzi bir anneyle şoför bir babanın çocuğusunuz. Aileniz çizgi romancı olmanıza karşı çıkmadı mı?

Çok pozitif bakmadılar, öğretmen ya da doktor gibi risksiz bir meslek seçmemi istediler. Ancak öğrenciliğimde bile harçlıklarımı çizgilerimle kazanıyordum.

28 yaşında “Çoluk çocuk yokken risk almazsam ne zaman ne alacağım” diye düşünüp Rainbow’u kurdum.


“Bu para zaten harcanacaktı”

Niye peri? Nasıl bir eksik vardı da siz tamamlamak istediniz?

Aslında sihirle dolu bir hikâye yaratmak istedim. Çocuklar, perileri eski zaman ürünü buluyor, daha çok

cadılarla ve büyüyle ilgileniyorlar. Ancak büyünün olumsuz bir tarafı var. Büyü yerine daha pozitif, sihir

yapabilen güzel periler yaratırsam çocukları daha olumlu etkilerim diye düşündüm.


Avrupa’dan Çin’e kadar uzandınız. Neydi sırrınız?

Dünya globalleşiyor, çocuklar internette birçok şeye ulaşabildiği için ilgi alanları da benziyor. Bizim çizgi filmde, müzik, sihir, arkadaşlık, moda, doğa; hepsi var. 6 perinin de ilgi alanları farklı ve her çocuk kendine yakın bir peri buluyor. İçine bir de sihir katınca...


Kıyafetten aksesuvara yan ürünler de satıyorsunuz. Kız çocuklarının evlerine incir ağacı diktiğinizi düşünüyor musunuz?

Aileler bu paraları zaten harcayacaktı. Bundan daha çok rakiplerimizin endişelenmesi gerek.

Harcayacakları parayı şimdi rakibimize değil bize harcıyorlar. Ama para kazanmak hiç önceliğim olmadı. 90’lı yıllarda erkekler için birçok kahraman varken kızlar için hiçbir şey olmadığını fark ettik. Sanki kızlar çizgi film seyretmiyormuş gibi...


Nasıl bir alt metin var bu çizgi filmde?

Kadınların erkeklerle eşit; hatta karar verme ve yönetim anlamında daha üstün olduklarını

düşünüyorum. İskandinav ülkelerindeki gibi bir eşitlik için çalışıyoruz. Kore’de kadın üst düzey yönetici yok. Bir şekilde kız çocuklarını etkileyip güçlü kızların yetişmesi gibi bir geri dönüş alırsak memnun olurum.


“Kızlar güçlü yetişsin istiyorum”

8 yıldır yayınlanıyor zaten çizgi filminiz, bir geri dönüş var mı?

Bir nesil Winx’le yetişti. Şimdinin gençleri “Çocukken en sevdiğim şovdu” diye bahsediyor. 5 - 6 sene

sonra anne olacaklar ve annelerin sevdiği karakterler haline gelecek bizimkiler.


Sizin için yeni “Walt Disney” benzetmesi yapılıyor?

Aslında büyük bir onur ama hak ettiğimi düşünmüyorum. Florida’nın ortasındaki bir çölü, dünyanın en büyük eğlence parklarına çeviren birinden bahsediyoruz. Bense birkaç başarılı şov yapmış biriyim.


Walt Disney olmak gibi bir hedefiniz var mı?

Rainbow’u büyütmek en büyük hedefim, Roma’da açtığımız temalı parkı Türkiye’de de açmak

istiyorum. Onun dışında yeni karakterler yaratmak istiyorum. Bir de sinemamız var. Gladyatör filmimiz yakında Türkiye’de vizyona

girecek.


Çocuklarla ilgileniyorsunuz ama çocuğunuz yok...

Çocuklar için çalışırken çok meşguldük. Çocuğa vakit ayıracak hale geldik, şimdi de çocuk için çalışıyoruz.

“Uzun bacaklı bebekler Marilyn Monroe’nun devamı”

Yıllarca oyuncak uzun bacaklı bebekler bir güzel kadın klişesi oluşturdu. Peki ya siz, buna alet mi

oldunuz?

Bu klişeleri kırmak istiyoruz. Oyuncak bebeklerin ev kadını görüntüsüne de karşı çıktık. Şimdiki kız çocuklarının okuyup, çalışıp dünyaya faydalı işler yapmak gibi çok daha önemlinamaçları var. Sadece güzel olmak ve aile yönetmek değil idealleri... Kızların özgür olabilmeleri için kendi ayaklarının üzerinde durmaları gerektiğini daha küçükken akıllarına sokmaları gerekiyor.


Bu uzun bacaklı, sarışın, mavi gözlü oyuncak bebeklerin kadınlara kötülük ettiğini düşünmüyorsunuz yani...

Bunun başı Hollywood. Bu oyuncak bebekler de kötülük yapmadı, sinemanın başlattığı Marilyn Monroe ekolünü devam ettirdi.


Röportaj: Aysun Öz Kaşi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.