Ben Hakan Eratik’i ‘Sessiz Gemiler’de fark etmiştim. Ardından pekçok dizide rol aldı ama Yusuf Kurçenli’nin son filmi “Yüreğine Sor”da oyunculukta ne kadar yol aldığını gösterdi. Zaten o da rahmetli yönetmenin ardından “Bana hayal ettiğim şeyi, aktörlüğü verdi” diyor. Şimdilerde ‘Huzur Sokağı’ dizisinin Kerim’i olarak karşımızda ama durmaya pek niyeti yok. Bir yandan oyun yazıyor, diğer taraftan film hazırlığında... Ben de bu yoğunluk arasında Eratik’le oturup hem dizisini hem de ailesini konuştum.


"Huzur Sokağı", sezonun en çok ses getiren dizisi. Bugüne kadar majör kanalda bir örtünme hikâyesi izlememiştik. Sen bu işe nasıl "Evet" dedin?

İlk defa seçimimi doğru yaptım. Her sezon en az üç dizi teklifi gelir. Bu sefer çok düşünüp bu diziyi seçtim. Çünkü doğru bir iş olacağını ve devam edeceğini hissettim.


Bir senaryo okuyunca tutup tutmayacağını anlayabiliyor musun?

Bugüne kadar reddettiğim işler 60-70 bölüm gitti ama benim kesin tutar diye düşündüğüm diziler 4-5 bölüm sürdü. Sen bir yazında “2012 yılının başrolü senaryo olacak” yazdın. Çok haklısın. Bu işin hikâyesi ve çatışmaları çok güçlüydü. En büyük çatışması örtünenler ve örtünmeyenlerdi. Üzerine bir aşk çatışması geldi. Entrikası ve şaşırtması çok fazla. İyi bir kanalda yayınlanıyor. İyi ki bu işi seçmişim. Bundan sonra bence başka örtünme hikâyeleri de gelecek.


“Kerim sürprizli”

Bu işte olduğun için bir kesim tarafından da tepki çekebileceğini düşünmedin mi?

Çok fazla endişe etmedim ama daha sert eleştirilere maruz kalacağımızı zannetmiştik. Bir tek ben işin böyle olacağını, herkesin işini yapacağını ve yumuşak bir geçiş olacağını biliyordum.


Sana önce Kutsi’nin oynadığı Bilal karakteri gelmiş ama Kerim’i oynamak istemişsin. Kerim herhangi bir dizide olabilecek biri ama Bilal bıçak sırtı bir rol. Sen neden Bilal olmak istemedin?

Bilal, sürprizleri olan, şaşırtacak bir karakter değil ama Kerim’in her an ne yapacağı belli değil. Dolayısıyla çok cazip bir rol. Ayrıca “Ben Bilal’i oynamak istemiyorum, Kerim daha iyi rol” demedim. İlk Bilal için konuştuk ama daha sonra yapımcıyla tipolojik olarak benim Bilal’e değil Kerim’e uygun olduğuma karar verdik.


Eşin Yeşim Salkım da aynı dizide... Önce hanginiz anlaştınız?

Teklif önce bana geldi. Sonra da “Yeşim’e de teklif götürelim mi? İzin verir misin?” diye sordular.


Hadi canım ordan...

(Gülüyor) Şaka yapıyorum. “Yeşim’e teklif götürsek oynar mı?” diye sordular. Ben de “Neden olmasın, görüşün” dedim. Şimdi birlikte oynamaktan çok mutluyuz.


İnsan eşiyle aynı sette olmaktan sıkılmaz mı?

Bu dezavantajlı bir durum olabilir ama bizde paylaşımı artırdı. İlişkimiz güçlendi. Biz sete gittiğimiz zaman gerçekten ayrı sandalyelere oturup, birbirimizi görmüyoruz. İçgüdüsel şekilde bir iş arkadaşına dönüşüyoruz.


“Dizi, terapimiz oldu!”

İşin eğlenceli tarafı dizide rol icabı gerçek karınla yasak bir ilişki yaşaman olsa gerek...

Karım dizideki kocasını benimle aldatıyor. Aslında bu insana enteresan duygular da yaşatıyor. Biz beş yılın sonunda sevgili olabileceğimizi de gördük. Çünkü karakter çıkarırken o duyguyu aradık. Bu dizide rol almamız bizim ilişkimizi güçlendirdi ve evliliğimizi monotonluktan uzaklaştırdı. Gerçekten bize terapi gibi oldu.


Öpüşme sahneleri daha mı kolay?

Başkalarıyla daha kolay öpüşürdük. Biz karıkocayız. Öpüşmek bizim mahremimiz. Neyse işimiz ‘Huzur Sokağı’nda öpüşmeler uzun sürmüyor. (Gülüyor)


Röportaj: Oya Doğan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.