Alex De Souza, yalnız Fenerbahçelilerin değil futboldan anlayan anlamayan herkesin sevdiği, frikikleri kadar efendiliğiyle de gönülleri fethetmiş Brezilyalı... “Alex” diye başlayan her haberde nefesini tutarken kalbi acıyan bir Fenerbahçeli olarak, fikirlerine çok güvendiğim isimlerle mini söyleşiler yaptım. Acun Ilıcalı’dan Fatih Altaylı’ya, Hakan Bilal Kutlualp’ten Berna Laçin’e herkesin ortak fikri “Aslolan Fenerbahçe ama bitmeseydi böyle”. Sonuçta fena yazı olmadı ama, yine de bir Alex değil...


Gitmek mi zor kalmak mı?

Alex kimbilir neler hissediyor şu an... Ya çocukları? İç dünyasına şu an kimse ulaşamıyor ama onun da kendine “daha” yakın gördüğü bazı isimler var. Bu isimlerin başında Acun Ilıcalı geliyor. Şu sıralar ondan en çok haber alan Acun’dan birkaç cümle koparmayı başardım. Haydi röportaja böyle başlayalım.


Acun Ilıcalı:

Yolu FB'yle tekrar kesişecek!

“Alex Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından biri olarak tarihe geçti. Üzüldüm ama eminim Fenerbahçe’yle Alex’in yolu yine kesişecek. Alex çok yakın olduğum biri. Bu süreçte uzun uzun dertleştik. Moral vermeye çalıştım. Hâlâ kendini bizden biri olarak görüyor. Düşünün, cep telefonunda BBM profilinde halen Brezilya ve Türk bayrakları var. Çocukları kendilerini buralı zannediyor. O her zaman hayatımızda olacak...”


Kulüp başkanı ona kızını verdi...

35 yaşındaki Alex, futbola 18 yaşında Coritiba’da başladı. 2 sene sonra Palmeiras’a geçti ve buradaki performansıyla Brezilya Milli Takımı’na çağrıldı. Rivaldo, Ronaldo, Roberto Carlos, Ronaldinho gibi isimlerle aynı bayrak için ter döktü. 1997’de tanıştığı Daiane ile 2000’de evlendi. İlginç olan, eşinin, futbolcusu olduğu kulübün başkanının kızı olmasıydı.

Şimdi mi? Brezilya’da oynadığı tüm kulüpler tarafından geri isteniyor Alex. Ben de onu Türkiye’ye getiren isim, Fenerbahçeli eski yönetici Hakan Bilal Kutlualp’e ilk günü sordum, Türkiye’ye gelişlerini...


Hakan Bilal Kutlualp: Alex'le bir sürü anım var!

Alex’i bir yıllık büyük emeklerle getirdik. Cruzeiros'un şampiyonluğunda payı büyüktü. Ayrılırken kulübün bulunduğu Belo Horizonte kentinin belediye başkanı ona şehrin altın anahtarını hediye etti. 8 yıl taraftarın gönlüne taht kuran bir oyuncuyla büyük Fenerbahçe’ye yakışan şekilde yollar ayrılmalıydı. Maalesef yönetimin alıştığımız türde bir vefasızlık örneğini de Alex’te yaşadık. Hiçbir çocuk yönetici yüzünden taraftar olmaz ama bizler babalarımızın efsane Lefter hikâyeleriyle gönül verdik bu renklere. Alex’le bir sürü anım var…Transfer görüşmeleri uzun süreye yayıldığı için ailesiyle de bir araya geliyorduk. Eşi hamileyken bir gün 7-8 kişi Alex’i bekliyorduk. Herkesin elinde puro, sigara…Alex eşiyle odaya girdi. Puromu hemen söndürdüm. Diğerleri bir şey yapmayınca uyardım. Transferden çok sonra Alex bundan çok etkilendiklerini ve kararlarını verirken hatırladıklarını söyledi. Gelirken uçakta üzerinde kırmızı bir tişört vardı. “Sana bir forma giydirelim, öyle inersin uçaktan” dedim. O kadar zeki ki, “Üzerimdeki Türk bayrağının rengi” dedi. Gülümsedim. Ancak yönetimden ayrıldığım günden beri gorüşmüyorum, sadece onunla değil hiçbir oyuncuyla. Kimseyi zor durumda bırakmak istemedim. Artık yapılacak tek şey onu Fenerbahçe’ye yakışan şekilde uğurlamak.”


Parma'da duramadı!

Alex Türkiye’yi çok sevdi. Öyle ki 2001’de transfer olduğu Parma takımında aşırı yabancılık çekince ligin ilk yarısında sadece 5maça çıkabilen, ikinci yarıda ülkesine dönen bizim Alex değildi sanki. Bakın efsane Lefter’in torunu Özlem Katmer “yabancı” Alex’le ilgili neler anlatıyor...


Özlem Katmer:

Dedem alex'in içindeki insanı gördü!

“Alex’i dedem sayesinde tanıdım. Birlikte çok vakit geçirdik. Dedem onu sadece futbolcu olarak değil, insan olarak da çok severdi. ‘Üçüncü torunum’ derdi. Ben Lefter’in torunu değil bir insan olarak Alex’in bu şekilde gitmesine çok üzüldüm. Yaşasaydı dedemde çok üzülürdü. Eskiler bazı şeylerin değerini daha iyi biliyor. Dedem Alex’in içindeki insanı çabuk fark etti. Haklıymış! Türk futbolcular dedemi bir kere ziyaret etmezken Alex onu dedesi gibi sevdi. Yazık oldu.”


"Kralex'in doğuşu"

2004’teMaria Eduarda doğdu. Aynı yıl Fenerbahçe’ye transfer oldu Alex. Antonia 2006’da, Felipe de 2010’da dünyaya geldi. Alex, Fenerbahçe’ye gelmeden birçok Avrupa takımının transfer listesine girdi ama Fenerbahçe’yi tercih etti. Geldiği ilk sezon şampiyonluk yaşadı. 2007’de kaptanlığa getirildi. Taraftarın ona “krALEX” lakabı takması uzun sürmedi.Maçları kaçırmayan, yönettiği her filmde Fenerbahçeli olgusunu beyazperdeye taşıyan Murat Şeker de binlerce taraftardan biri.


Murat Şeker:

Son filmimde alex'e çok hoş bir sürprizim var!

“Alex ilk geldiği andan itibaren bir umuttu Fenerbahçeliler için. 8 yıldan fazla çubuklu formayı giydiği her gün bu devam etti. Attığı sayısız gol, yaptığı asistler ve lider kimliğiyle heykeli dikilecek adam, ayrılışıyla da Aykut Kocaman’dan sonra ikinci büyük spekülasyon konusu oldu. Tamda Yetenek Sizsiniz’in şampiyonu tatlı köpekMax’le son filmim‘Arkadaşım Max’i çekerken aldım kötü haberi. Filmde küçük bir göndermede bulunduk Alex’e. ‘Bir çocuk filminde ne alaka?’ demeyin, hoş bir sürpriz oldu. Teşekkürler kaptan. Yolun açık olsun.”


"Bir Alex değil!"

Maçların en kritik anlarında sahneye çıkması, verdiği pozitif enerji ve efendi kişiliği “Bir Alex değil” cümlesini hayatımıza soktu. Öyle ki sadece Fenerbahçeliler değil herkes bir şeyin iyi olup olmadığını anlatmaya çalışırken bu benzetmeyi kullanır oldu. Galatasaraylı oyuncu Ceyhun Yılmaz işin saygı boyutunu hatırlattı bize...


Ceyhun Yılmaz:

Taraftar onu sonsuza dek kadroya aldı!

“Fenerbahçe yönetiminin kararını eleştirmek bana düşmez. Benim ilgilendiğim Alex gibi bir değerin vedası. Kavgalar üzüntümüzü kapatmamalı. Taraflı tarafsız nasıl gittiğiyle değil, yokluğundaki boşluğu fark edildiğinde sevgiyle anılacak. Fenerbahçe taraftarı heykelini dikerek onu sonsuza dek kadroya aldı. Çenen yukarıda kalsın güzel adam.”


"Bir taraftar kazandık!"

Alex, Fenerbahçe’den ayrılışını Twitter’a “ Hayatımın en üzücü imzası oldu. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama bir taraftar kazandı” yazarak duyurdu. Gidişi gündeme bomba gibi düştü. Bazı futbolcular destek verdiler Alex’e. Beşiktaş’ın genç forveti Batuhan Karadeniz’in yorumuysa cesur üslubuyla öne çıktı: “Alex bu ülkeden kovuluyorsa bu ülke bitmiş.” Peki Galatasaray’da yöneticilik de yapmış olan Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, yazılarında sevdiğini belirttiği Alex’in gidişine ne diyor?


Fatih Altaylı:

Alex'in gönderilişi bir utançtır!

“Aykut Kocaman sezon başında yönetime ‘Alex’i oynatmayacağım’ diyebilirdi. Giderken de heykeli dikilir, onore edilmiş bir şekilde ayrılırdı. Ama böyle yapmadılar. Heykelini diktiler, 2 hafta sonra da arkasına teneke bağladılar. Fenerbahçe’ye gelmiş en iyi futbolculardan birini ve tüm futbolseverlerin saygısını kazanmış bir adamı ‘rezil etmeye’ çalıştılar. Alex’in gönderilişi başından sonuna kadar bir ‘utançtır’. Galatasaray’ın Lucescu’ya yaptığından bile daha büyük ayıptır. Aziz Yıldırım’a gelince... Bir futbolcu karşısında bacak bacak üstüne attı diye takımdan atılmaz. O açıklamayı yaptığı günkü surat ifadesine, gözlerine bakarsanız ruh halinin ne olduğunu anlarsınız.”


Kadın gözüyle...

Tribün arkadaşım, gittiğimhermaçta Fenerbahçe formasıyla hop oturup hop kalkan Berna Laçin, futbolu seven bir kadın. Yeni formasıyla çektirdiği bu fotoğrafı bana yollayan Berna Laçin, Alex imzasını da göğsünde taşıyor.


Berna Laçin:

Boğazımdaki düğüm çözülmüyor!

“Kırgınım. Kol kırılıp yen içinde kalmalıydı. Kimin haklı olduğunun önemi yok. Herkesin kendine göre haklı olduğu taraflar vardır. Taraftar takımı birlik içinde görmek ister. Alex’i, Fenerbahçe çatısı altında görmemek de kırıcı. Bu ‘Alex giderse takım batar’ demek değil. Ama bazı futbolcuları seyretmek ayrı bir zevktir. Çok iyi oynaması değil mesele. Alex benim için sadece futbolcu değil, dürüstlük, duruş, doğruluk, iyi baba, iyi koca, sevgi dolu bir insan demek. Çok futbolcunun gidişini gördük ama kimse böyle bir sızı bırakmadı yüreklerde. İmzanı hep kalbimde taşıyacağım. Aldığı primi Mehmetçik Vakfı’na bağışlayan kaç futbolcu gördünüz? Boğazımdaki düğüm çözülmüyor. Kaptanımı her zaman seveceğim.”


Gerçek problem:

Radikal Gazetesi Spor Müdürü Uğur Vardan olaya biraz daha duygusal baktı... Aslında ben “Bu sayfayı nasıl toparlayacağım?” diye kara kara düşünürken yetişti imdadıma. Bir Galatasaraylı, bir gazeteci bunları yazabiliyorsa ortada gerçekten bir problem vardı.


Uğur Vardan:

Bari vedalaşmayı bilseydiler!

“Alex halihazırda, yaşadığımız futbol ikliminde tabelaya önce onun adı yazılıp etrafına takımın kurulacağı tek adamdı. Bayrağı Hagi’den devralmıştı ve ne yazık ki devredeceği hiç kimse yoktu. Çünkü futbol artık o ve onun gibileri ortaya çıkaran bir oyun olmaktan uzaktı. Evet yaşlanmıştı, demodeleşmişti belki ama bu haliyle bile iş yapmaktaydı.Mesele onunla beraber yürümeyi başarmaktı, olmadı. Bari vedalaşmayı bilseydiler, onun da üstesinden gelemediler. Başkanı ne yazık ki en kötü finali yaşattı ‘Alex the Great’ine... ”Mesele onunla beraber yürümeyi başarmaktı, olmadı...


Haber: Nazenin Tokuşoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.