Bu sistem lise ve üniversite giriş sınavlarında nasıl değişiklikler getirecek?

Sınav sistemlerinde kısa sürede herhangi bir değişiklik olması mümkün değil. Zaten ilkokulu bitiren öğrencilerin ortaokullara devam etmesinde herhangi bir değişiklik söz konusu da yok şu anda.



Okullar nasıl olacak, kayıt bölgelere göre mi yapılacak?

Esas olan her üç kademenin de ayrı binalarda olması olmakla birlikte, imkân ve şartlara göre ortaokulların ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulması halinde de imam hatip ortaokulları hariç ortaokul yapısı ve adı değişmeyecek. Dolayısıyla bir eğitim bölgesinden kayıt yaparak bir ilkokulu bitiren öğrenciler, yine aynı eğitim bölgesinde yer alan ortaokula veya imam hatip ortaokuluna, sınava dayalı bir seçme olmaksızın kayıt yaptırarak devam edecekler.


Peki SBS ne olacak?

Ortaokulu bitiren öğrencilerin liselere devamı konusunda birkaç yıl daha Seviye Belirleme Sınavına (SBS) göre bir seçme süreci devam edecek. Aslında bu konu diğer bazı konulardaki çalışmalarla birlikte bütün olarak değerlendirilmesi gereken bir konu. Bilindiği gibi, lise (ortaöğretim) düzeyinde temel olarak iki farklı tür bulunuyor. Genel ortaöğretim kurumları (liseler) ve (imam hatipler de dâhil) mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları (liseleri). Ancak bunların içindeki türlere geçildiğinde tür ve program bazında farklılıklar var. Son yıllarda bu türlerin azaltılması ve programların güncellenerek artırılması yönünde çalışma halen devam ediyor.


Bu farklılıklar nasıl çözüme kavuşup standardize edilecek?

Genel ortaöğretim alanında bu yönde epey mesafe alındı aslında ve 6 tür liseye kadar azaltımlar aslında gerçekleştirildi. Bu türler liseler, Anadolu liseleri, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen liseleri ve güzel sanatlar ve spor liseleri. Ayrıca, iki öğretim yılı boyunca uygulamaya devam edilen genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi çalışmaları bu öğretim yılında da devam ediyor. Önümüzdeki öğretim yılı sonunda bu çalışma tamamlanarak genel liseler tamamen kaldırılacak ve bunlar ya Anadolu Lisesi ya da mesleki ve teknik liseye dönüşmüş olacak.


Bu düzenlemenin ne getireceğini ön görüyorsunuz?

Bu çalışma tamamlandığında hem tür bazında azalma hem de türlerin programları bazında bazı değişiklikler hayata geçirilecek. Mesleki ve teknik eğitimde ise türlerin tamamının kaldırılması ve programların güncellenerek artırılması çalışması devam zaten devam ediyor. Bunların sonucunda türler arasında programlardan kaynaklanan kalite farklılıkları da kaldırılmış olacak ve ortaokullardan liselere geçişlerde seçme ve sıralamaya dayalı merkezi sınav uygulaması da doğal olarak gereksiz hale gelecek. Elbette 12 yıllık zorunlu eğitim uygulaması nedeniyle önümüzdeki birkaç yıl içinde tüm çağ nüfusunun okullaşmasını sağlayacak kapasitede lise yapımına da ağırlık vereceğiz.


Liselerden üniversiteye geçiş konusunda planlar neler?

Liselerden üniversiteye geçişte yine makul bir süre sonunda yerleşme sisteminde değişiklikler gerçekleştirilecek. Bu süre içinde ise öncelikle üniversite eğitimindeki kapasite arzını artırmak ilk hedef olarak belirledik. Her ne kadar şu anda açık öğretim dâhil üniversitelerimizin kontenjanları liselerden mezun olan öğrenci sayısına ulaşmış ise de, geçmişten gelen bir birikim bulunması ve eğitim alanı veya üniversitesi tercihlerinde değişiklik yapmak isteyen öğrencilerin de taleplerini karşılayacak kadar kontenjan oluşmasına halen ihtiyaç var. Bu konuda geçmiş dönemdeki biraz da ideolojik nedenlerle çözüm üretmeye yanaşmayan bir Yükseköğretim Kurulunun aksine bu imkânları oluşturmak için çalışan bir Yükseköğretim Kurulu görev yapıyor.


Üniversite eğitimi için türler ve programlar, öğrenci seçimi nasıl olacak?

Lise düzeyindeki kurumların türlerinde ve programlarında gerçekleştirilecek değişiklikler ve bunlar arasındaki kalite farklılıklarını kaldıracak yeni uygulamalar ve üniversitelerdeki gelişmeler sonucunda birkaç yıl içerisinde liselerden üniversitelere geçiş sisteminde de değişiklikler yapılmasını sağlayacak ortamı oluşturacak ve şimdiki gibi öğrenci seçme, sıralama ve elemeye dayalı merkezi sınav sistemi ortadan kaldırılmış olacak. Öğrenci seçmeye dayalı sınavlar yerine eğitim sisteminin kalitesini ölçen değerlendirmelere yönelmek ve meslek liselerini güçlendirmek bu tarz sınavların önemini de azaltacak.


Zorunlu eğitimin özellikle ortaokul ve lise kademelerindeki sınavlar eleme, sıralama, seçme ve yerleştirme amaçlı olmak yerine, bu kademelerde öngörülen kazanım ve becerileri ölçme ve değerlendirme amaçlı olmaları yönünde çalmalar devam ediyor.


Yükseköğretime Geçiş Sınavının (YGS) yılda bir defa yapılması yerine birkaç kez yapılarak öğrencilerin hazır bulunuşlarına fırsat vermek gibi alternatif çalışmalar da devam ediyor bu arada...


60 ay alt sınır 72 ay üst sınırne demek?

Aslında ilkokula başlama yaşında yeni düzenleme ile milli eğitim sistemimizin iki temel kanunu olan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitimi Kanunu ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda önceki düzenlemeye göre bir farklılık yapılmadı, iki kanun arasında paralellik sağlandı.


Her iki kanunda da aynı şekilde düzenlenen 5 yaşını o yılın Eylül ayı sonunda dolduran öğrenciler ilkokula başlar hükmü gereğince, 2012 – 2013 öğretim yılından itibaren 60 ayını Eylül ayı sonunda dolduran çocuklar ilkokula kayıt olabilecekler. Ancak bu konuda ikincil düzenlemelerimizin yeni duruma uygun hale getirilmesi gerekmekte ve şu anda Bakanlık olarak bu konudaki çalışmaları sürdürüyoruz. Daha önce de birkaç kez ifade ettiğim gibi, şöyle bir seçenekli düzenleme üzerinde çalışıyoruz: Eylül ayı sonu itibarıyla 60 ayını tamamlayan çocuklar ile 66 veya 67 ayını tamamlayan çocukların bedensel gelişimleri ve velilerinin isteklerine göre ilkokula veya okul öncesi eğitime başlamaları; 66 veya 67 ayını tamamlayan çocukların ise ilkokula başlayacağı bir alternatif üzerinde uzmanlarımız tarafından çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalar tamamlandığında yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılacak ve Resmi Gazetede yayınlanacak.


Bu sistemde 6 ve 7 yaş aynı sınıfta mı okuyacak?

Burada önemli olan çocuğun yaşı değil, gelişim düzeyi. Çocuk okula başlayacak gelişim özelliklerine sahip ise 60 ile 72 aylık olanların aynı sınıfta okumasında pedagojik bir sorun yok. Mevcut uygulamada 68-84 ay arası çocuklar yıllardır aynı sınıfta öğrenim görüyorlar zaten.


Niçin medya ve sivil toplum örgütleri bu konuya bu kadar olumsuz yaklaşıyorlar sizce?

Bu düzenlemeye karşı çıkışları iki temel nedene dayandırıyorum. Birincisinde ideolojik bir bakış var. Böyle düşünenler, bireysel ve kültürel farklılıkları bir potada eriterek tek tip insan yetiştirmek alışkanlığından vazgeçemiyorlar. Dünyayla rekabet etmek gibi bir dertleri de yok.


Eğitime ideolojik olarak bakılmaması lazım. Bizim bakış açımız tamamen eğitimin ve dünyanın gerçekleriyle ve toplumun beklentileriyle ilgili olmak zorunda.


İkinci neden ise bilgi eksikliği, yapılan değişikliğin objektif bir şekilde ve çok yönlü değerlendirilememesi oluyor. Eğitim ile ilgili konularda bilimselyeterliliği bulunmayan ve düzenlemeden habersiz, ama kategorik olarak belirli bir taraf içinde olanların eleştirileri var bunlar gerçeği yansıtmıyor.


Bu küçük ama yaş ayları farklı olan kalabalık gruba nasıl bir ortak müfredat verilecek?

Sadece çocuğun yaşı, eğitim verilebilirlik açısından yeterli bir değişken değil. Önemli olan çocuğun fizikî, ruhî, psiko-motor becerileri açısından bulunduğu durum. Gelişim özellikleri aynı olan çocukların yaş farklılıkları pedagojik açıdan önemli değil.


“Okul öncesi eğitim sona erecek bitecek” dediğiniz konuşuluyor, cidden böyle bir şey söylediniz mi?

Bana böyle bir soru sorulmasını dahi kabul etmem söz konusu olamaz. Bakan olduğum günden bu yana hem okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranlarının yüzde 100’e çıkarılması konusunda, hem de kız çocuklarımızın tamamının okullaşmasında yoğun çalışmalar yapan bir kişi olarak böyle bir şey söylemem mümkün müdür? Hükümetimizin almış olduğu bir kararla okul öncesinde 5 yaş grubunda yüzde 100 okullaşma hedefi (bir anlamda zorunlu eğitim kapsamına alma) doğrultusunda 50 ilimizde pilot olarak yapılan uygulamanın kapsamına 2011 – 2012 eğitim öğretim yılında 11 ilin daha alınması kararını imzalayan bir Bakan böyle bir şey söyleyebilir mi? Herhangi bir ülkede Eğitim Bakanı olan bir kişinin herhangi bir kademedeki eğitim öğretimin sona erdirilmesi yönünde bir kararı, açıklaması olabilir mi? Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil.


Yeni düzenleme sonucunda 2012 – 2013 öğretim yılında 60 aynı tamamlayanların ilkokula başlayacak olmaları nedeniyle, bu kez 36 ila 60 ay arasındaki çocuklarımız okul öncesi eğitim çağını oluşturacak. Önceden 61 – 72 ay arasındaki çocukların okul öncesi eğitimde yüzde 100 okullaşma hedefi varken, şimdi yeni düzenleme sonucunda 49 – 60 ay arasındaki çocuklarda yüzde 100 okullaşmayı sağlamak hedefimiz oldu. Diğer taraftan şu anda faaliyetleri devam eden “3, 4, 5 Erken Eğitimi Seç” programını uygulayan bir bakanlık ve Bakanın okul öncesi eğitim sona erecek demesi düşünülebilir mi?



Yarın: Ekim, Kasım, Aralık doğumlu çocuklar okula ne zaman başlayacak? 5 yaşındaki çocukların ilkokul binalarına gidebilmesi için binalar ve iç sistemler uygun mu? Bu sistemi neden 4+4+4 diye ayırıp tanımlandı? Neden öğretmenler bu sisteme karşı? İmam hatip okulları ile 4+4+4 konusunun bağlantısı ne?


Röportajın 1. Bölümünü okumak için tıklayın...



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.