Hugh Jackman, “An Evening with Hugh Jackman” adlı müzikal şovunu Broadway’den sonra ilk kez ve sadece İstanbul’da sahneleyecek. 17-20 Mart tarihlerinde Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki konserin biletleri “Herkes orada olacak, ben de olmalıyım!” telaşına düşen sanatseverlerin büyük ilgisi sebebiyle tükenmek üzere! İşte herkesin merakla beklediği yılın konseriyle ilgili önemli notlar...


Hugh Jackman gelecekmiş.” Aylardır herkesin dilinde bu cümle var. Devamıysa şöyle geliyor: “Ama anlamadım, tiyatro oyunu mu, stand up mı?” Aslında ikisi de ve daha fazlası... Şöyle ki; “An Evening with Hugh Jackman” adlı müzikal şovunda Hugh Jackman kendi hayatından hikâyeler anlatıyor, şarkılar söylüyor, dans ediyor. Yaşamına etki eden, kariyerinde onu etkileyen ne varsa hepsini sahneye taşıyor. Özellikle Les Misérables ile sesinin ne kadar iyi olduğunu hepimize kanıtlayan Jackman, şovunda, Tony Ödülleri’ni kazandığı Peter Allen bestelerini, “Singin’ in the Rain” ve “Guys and Dolls”tan klasikler ve Avustralya’nın Aborjin kültüründen seçmeler seslendiriyor. Jackman’a sahnede 30 kişilik bir orkestra ve dans ekibi de eşlik ediyor.


O en seksi erkek

Gülüşüyle, karizmasıyla en az oyunculuğu kadar ünlü olan Jackman, Sefiller filmindeki performansıyla 2013’te “En İyi Aktör’ dalında ilk Akademi Ödülü (Oscar) adaylığını ve Altın Küre ödülünü aldı. Ayrıca şarkıcı, dansçı ve sahne müzikali oyuncusu olan sanatçı, The Boy from Oz’daki rolüyle Tony Ödülü’ne de layık görüldü. Yakışıklı aktör 2008’de Open Salon tarafından “yaşayan en seksi erkeklerden biri” ve People Dergisi tarafından da “Yaşayan En Seksi Erkek” seçildi. Üç kez Tony Ödülleri’nde sunuculuk yapan ve buradaki performansıyla Emmy Ödülü kazanan Jackman, 22 Şubat 2009’da 81. Akademi Ödülleri’ni sunuşuyla büyük alkış aldı. Sanatçı, Aralık 2012’de Hollywood Şöhretler Bulvarı’nda bir yıldızla onurlandırıldı. Son senelerde Hollywood’daki süper kahraman filmleri fırtınasına o da kapıldı. Wolverine ve X-men filmlerinde, efsanevi bir çizgi roman kahramanı olan Wolverine’i canlandıran Hugh Jackman, bu yıl Pan filmi ile sinemalarda olacak. Ayrıca Wolverine ve X-men filmlerinin devamı için de anlaşma imzaladı.





Son Osmanlı Hugh Jackman

İstanbul’u merak etmeyen, burada sahnede olmayı istemeyen ünlü var mı? Yok diyebiliriz rahatlıkla. Ancak Hugh Jackman herkesten çok daha heyecanlı gibi görünüyor! Sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlarda bu heyecanını sıklıkla dile getiren Jackman, aile büyüklerinin Osmanlı’dan geldiğini bile açıkladı. Avustralyalı olan Hugh Jackman büyükbabasının Osmanlı’dan geldiğini bu nedenle kendini Türk olarak tanıtabileceğini açıkladı. Belki de büyükbabası ünlü oyuncunun yakışıklılığının sebebidir, kim bilir. Ama Jackman bu açıklamasını yaparken “Bunu söyleme sebebim İstanbul’a gidiyor olmam değil” diye de ekledi.


Yardım faaliyetleri

Jackman tam bir yardımsever. Nobel Ödüllü Muhammed Yunus’un büyük destekçisi. Global Açlık Projesi (Global Poverty Project) için de çalışmaları var. Hatta yardım kuruluşunun belgeselini dahi seslendirdi. Projeyi Donna Karan ile birlikte sundu. Bunun dışında çevre duyarlılığı konusunda çalışan farklı kuruluşlara yaptığı büyük bağışlarla tanınıyor. Aynı zamanda AIDS konusunda da yardım faaliyetlerine katıldı ve büyük rakamlar toplanmasına yardım etti.


Sosyal medyada Jackman

RealHughJackman

thehughjackman


Sportmen Jackman

Hugh Jackman, tüm ünlü Hollywood kişiliğinin yanı sıra spora çok düşkün. Liseden beri rugby oynuyor, basketbol ve kayak seviyor. Koyu bir rugby fanı. Yoga yapıyor, piyano çalıyor. Meditasyonu herkese öneriyor.





Hugh Jackman kimdir?

1968 doğumlu Hugh Jackman, Sidney doğumlu. Ailesi İngiliz göçmeni. 5 kardeşin en küçüğü. 8 yaşındayken anne ve babası ayrılan Jackman, babası ve iki erkek kardeşiyle Sidney’de kalırken annesi ve Jackman’in iki kız kardeşi İngiltere’ye geri dönmüş. Annesi her yaz Avustralya’ya çocuklarını ziyarete gelirmiş ve Jackman o günleri hep “En çok gülümseten anılarım” diye anlatıyor.


Babasını Les Misérables filminde canlandırdığı Jean Valjean karakterine benzeten Jackman babasından şöyle bahsediyor: “Babam dindar biriydi ama bunu iş yerinde hiç göstermezdi. ‘İnanç, hareketlerinle, hayatınla kendini gösterir’ derdi.” Oyunculuk eğitimi alırken kendini yeteneksiz hissettiğini söyleyen Jackman, okul biter bitmez küçük rollerde oynamaya başlamış. Onu büyük bir Hollywood yıldızı olmaya götüren ilk büyük çıkışı ise 1999 yılında, Bryan Singer’ın çektiği Wolverine filmi ile olmuş. Yakışıklı oyuncu, 1996 yılından beri kendi gibi Avustralyalı bir oyuncu olan Deborra Lee Furness ile evli. Çift tanıştıkları zaman Furness 39 yaşında ve Avustralya’nın en ünlü aktrislerinden biriydi. Jackman ise oyunculuğa yeni adım atan, 26 yaşında bir gençti. “Tanıştığımız ilk günden itibaren birbirimizin en iyi arkadaşı olduk” diye anlatıyor Jackman. Tanıştıktan sadece 3.5 ay sonra ise evlilik teklifi ile karşısına çıkmış Furness’ın. Çiftin çocukları olmadığı için 2 çocuk evlat edinmişler. Romantizmin kuralının sürpriz olduğunu söylüyor Jackman. Yakışıklı olduğu kadar iyi bir eş olan oyuncu, “Özellikle çocuklar olduktan sonra her şey rutinleşiyor. O zaman sürprizlere daha çok ihtiyaç var” diyor. Evlilikleriyle ilgili çıkan dedikoduları hiç dikkate almadığını ve yaş farkları ya da eşinin biraz kilolu olması hakkındaki eleştirilere kulak asmadığını da belirtiyor. “Eşimle tanıştıktan sonra herkes ona bayılıyor. O muhteşem biri. Onun hakkında söylenen şeyler beni üzüyor” diyor. “Her konuda, her şeyi konuşuyoruz. İletişim, bir ilişkinin temeli” diye de ekliyor. Bir ilişkideki en büyük zorluğun ise çocuklarının içindeki potansiyeli ortaya çıkarmak olduğunu söylüyor.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.